Babalar Günü…

 ‘’Bu yazım; yürekleri evlat sevgisi ile dopdolu, sadece evlatları, aileleri için değil, o cesur yürekleri: Ülkemizin bölünmez bütünlüğü, birlik ve beraberliğimiz, şanlı bayrağımız, müreffeh geleceğimiz için çarpan babalarımıza ithaf edilmiştir.’’

Ne Rum’u Değişir, Ne de Yunan’ı..!

Aslında tarih boyunca hep aynıydılar, hiç değişmediler! Menfaatleri olduğunda dostça yaklaştılar ama menfaatlerine dokunan konularda ilk fırsatta sırtımızdan hançerlediler…

Bu Salgın Bize Neler, Neler Öğretti…

Öncelikle hayatımız; Korona’dan önceki, Korona’dan sonraki olmak üzere ikiye bölündü! Özlemini duyduğumuz pek çok şey bir daha geri gelmeyecek şekilde mazide kaldı. Keşkelerimiz durmadan arttı…

Koronanın Hatırlattıkları…

Tüm dünyayı etkisi altına alan korona salgınının, insanlık âlemini olduğu kadar, bizim yaşam biçimimizi de ne denli olumsuz etkilediğini her geçen gün daha çok hissediyor, yaşıyoruz…

Korona’dan Sonraki Yaşam…

Güneşin ilk ışıkları çevreyi henüz aydınlatmamıştı ki, aniden uyandı! Sabah ezanı yeni okunuyordu… Bu gün onun, onun gibi milyonlarcası için çok özel bir gün olacaktı. Çünkü dün gecenin son haberleri artık Korona denen ölümcül virüsün etkisinin yok olduğunu, dünyanın derin bir nefes aldığı müjdesini vermişti…

19 Mayıs’ta Güneş Bir Başka Doğar…

‘’Bandırma vapurunun yaşlı kaptanı: -  Ne aksi, bu denizi pek tanımam, pusulamız da biraz bozuk, der.  Mustafa Kemal Paşa’dan aldığı cevap da o kadar çarpıcı olur!

İçimizde Hoşgörü, Dilimiz Sevgi Dolu…

Koronalı günlerimiz başlayalı neredeyse iki ay oldu. İlk aşamasını başarıyla geçtiğimiz bu dönem sonrasında ikinci döneme ilk adımı, 7 Mayıs itibariyle attık. İkinci dönemin adı: ‘’Kontrollü Sosyal Hayat’’.

Bir Mutluluk Öyküsü…

‘’Korona’lı günlerin başlangıcıydı, bir sabah erkenden kapım çalındı. Hiç tanımadığım genç bir delikanlı karşımda duruyordu. Olsa, olsa 25 yaşındaydı…

Koronanın Unutturdukları…

Korona salgının dünyayı etkisi altına aldığı süreç neredeyse 4 ayı geçti. Bu ölümcül virüsle mücadelemiz tüm hızıyla devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütünün yapmış olduğu açıklamaya göre bu salgının bitmesi daha bir hayli zaman alacak. O nedenle başta ülkemiz olmak üzere, tüm ülkelerinin yapmış olduğu mücadelenin eksilmeden devam etmesi gerekiyor.

Onun Işığı Sönmedikçe…

23 Nisan’da Egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğunun simgesi T.B.M.M’nin 100’ncü kuruluş yıldönümünü 83 milyon tek yürek olduk, büyük bir coşkuyla kutladık. 23 Nisan aynı zamanda çocuklarımıza armağan edilmiş önemli bir bayram günüydü. Bunun sevincini de çocuklarımızla birlikte yaşadık.

23 Nisan’a İki Gün Kala, Mustafa Kemal ve Ankara…

“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin, bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.’’( Mustafa Kemal Atatürk.)

Korona ve Biz…

Korona salgını… Tüm dünyayı etkisi altına alan ölümcül bir hastalık… Her geçen gün insanlık âlemine öylesine büyük darbeler indiriyor ki, yaşamımızı adeta esir almış durumda.

Milli Mücadele Ruhundan, Milli Dayanışma Ruhuna…

Dünyanın hiçbir coğrafyasında türlü felaketler karşısında böylesine kenetlenen, böylesine büyük bir dayanışma ruhu ile hareket eden ne bir ülke vardır? Ne de bu dayanışma ruhunu destekleyen bir millet…

Korona’dan Önce, Korona’dan Sonra…

Yaşadığımız yüzyılı bundan böyle ikiye ayırıp; bu yüzyılda yaşananlara Korona’dan önce, Korona’dan sonra diye bakacağız…

Gün, Vatandaşa Güvence Verme Günüdür…

Korona salgını… Bu salgın, son yüzyılın enölümcül hastalık felaketidir…

Sığınmacılara Bak ve Şükret…

Bozkırın ortasında bir çadır kent… Binlerce çadır… Her çadırın içinde paramparça olmuş hayatlar…

Kimdir Bu 65-80 Yaş Arasındaki Nesil?

Hiç düşündünüz mü acaba? Korona virüsü nedeniyle hatırlanan, bugünlerde evlerine kapatılan/kapanan bu yaşlılar kimdir? Hani son günlerde televizyon ekranlarından izlediğimiz; sokaklarda hastaneye gideni dahi yolda çevirip de korona nedeniyle yüzüne zorla maske takılan, sırf yaşları nedeniyle otobüslere dahi alınmayanlar, kimdir bunlar?

Yaşamımızın Yeni Adı Korona mı?

Dünya yeni bir bulaşıcı hastalıkla alt üst olmuş durumda. Hastalığın adı, ‘’Korona’’ salgını… Her geçen gün bu hastalık giderek yaygınlaşıyor. Yepyeni hastalık haberleri, hastalığın yeni bulguları, tedavisine yönelik çalışmalar, haberler, haberler ama hepsi Korona…

Çanakkale, Adı Kanla Yazılan Destan…

‘’Tarih kitaplarında Türkler hakkında yazılı olanlar, hatta onlarla savaşanların anlattıkları, gerçekleri ifade etmekten acizdir. Mutluluk Türklerle birlikte savaşmaktır. Bu şerefi ömrümün sonuna kadar taşıyacağım. Taş üstünde yatıyor, güneşe, fırtınalara, soğuğa, yağmura karşı korumasız siperlerde çamur ve toz içinde günler geçiyor. Fakat dünyanın bütün araç ve imkânlarına sahip düşmanlarıyla aslanlar gibi dövüşüyorlardı. Bu ne sessiz ve gösterişsiz bir vatan sevgisiydi. ’’Allahın Adını Yürekten Haykırarak’’ saldırganın üzerine atılıyorlardı. Düşmanları da onlara hayrandı.’’ (Çanakkale Osmanlı Orduları Komutanı Mareşal Liman Von Sanders Çanakkale, 1916)

Yunan Sınırındaki Zulüm Korona’dan Beter…

Yunanistan sınırını geçerek Avrupa’ya ulaşmaya çalışan göçmenlere yönelik Yunan güvenlik güçlerinin insanlık dışı uygulamaları; korona virüsünün ülkemizde de görülmesinin ardından gündemin arka sıralarına düşse de, hız kesmeden devam ediyor.