Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Mî’rac Kandili

Müslümanlar arasında, bâzı gün ve geceler ‘mübârek’ olarak kabul edilmiştir. Bu gün ve gecelerde, her zamanki ibâdetlerin ve duaların dışında ve fazladan ibâdet ve duâlarla Müslümanlara yakışır davranışlara yönelinir. Bunlar; Hicrî Yılbaşı, Aşûre günü, Arefe günü, Cuma günleri ile Ramazan ve Kurban Bayramı günleri, Regaib Kandili, Mî’rac Kandili, Berâat Kandili, Kadir Gecesi ve Mevlid Kandili ile Kutlu Doğum Haftası günleridir.

Kadir Gecesi dışındaki gecelerin mukaddes oluşu hakkında Kur'ân-ı Kerîm’de herhangi bir bilgi yoktur. Hadis-i Şerif’lerde ise Berât gecesi dışındaki geceler hakkında kesin sayılabilecek bir bilgi ve yönlendirme bulunmaz. Buna rağmen Müslümanlar arasında, bu gün ve gecelerin ihya edilmesi hususundaki ibâdet ve duâlar, teâmül hâline gelmiştir.

Diğer taraftan bâzı İslâm âlimleri ve hukukçuları bu gecelerin kutlanmasına, bu gecelerde toplu biçimde ibâdet yapılmasına, bid'at olduğu gerekçesiyle karşı çıkmaktadırlar.  Müslümanlar buna rağmen alışkanlıklarından vazgeçmemişlerdir. Aksine yaygınlaşma görülmektedir; Söz konusu gün ve gecelerin değerlendirilmesi ile alâkalı olarak Kur’ân ve hadislerde lehte ve aleyhte hüküm bulunmadığı ileri sürülüyor. Bid’at olduğunu iddia edenler de ‘Kur’ân-ı Kerim tamamlanmadan önce ve Peygamber Efendimiz zamanında bu âdetler yoktu ki, yasakların konulması için âyet ve hadis olabilsin’ diyorlar.  İki taraf da haklı gibi görünüyor. Şu var ki, İslâmiyet’te ulûl emre itaat esastır. Bu konuda söz ve yetki sâhibi Diyânet İşleri Başkanlığı’dır. Başkanlık, ister ferdî olsun, ister toplu olsun, mübârek gün ve gecelerdeki fazladan ibâdetlerin bid’at olduğuna dair bir tebliğ yayınlamamıştır. Böylece ibâdetlerin mahzurlu görülmediği izin verildiği hükmüne varmak mümkündür.    

Zaman ve mekânlar bütün kıymet ve kutsiyetini, hakîkatte Allah’ın dilemesinden alırlar. Bu İlâhî dileme ise varlıklar için bin bir hikmet ihtivâ eder. Ayrıca o zaman dilimlerinde gerçekleşen mühim olaylar ve o mekânları dolduran müminler, içinde bulundukları zaman ve mekâna değer kazandırmışlardır.

Müslümanların yüzyıllardan beridir kutladığı bu mübârek ay, gün ve geceler, senenin içine dağılmış vaziyette bulunmaktadır. Menfi fikir beyanında bulunanların sözlerine temel teşkil edecek bir işâret yoktur

Mî’rac Kandili İslamiyet’te;  mübârek gecelerden, kandillerden biridir. Hz. Muhammed’in Mîrac mucizesi sebebiyle Kameri aylardan Receb’in 27. gecesidir. Milâdî takvime göre her yıl 10 gün erken gelmektedir. 2019 yılında Nisan ayının 2. günü olan Salı’yı, 3. gün olan Çarşamba gününe bağlayan gecedir.

Bütün okuyucularımın Mübârek Mîrac Kandilini tebrik eder, nice kandillere, sevdikleri ve sevenleriyle birlikte sağlık ve huzur içinde erişmelerini dilerim. 

Mî’rac Hz. Muhammed’in Hicret'ten yaklaşık bir buçuk yıl önce (MS 620) yaşadığı bir mucizedir. Mekke'den alınarak Mescidi Aksa’ya götürülmesi ve oradan ilâhî âlemlere doğru seyahat ettirilerek kendisine geçmiş ve geleceğe ilişkin bazı bilgilerin verilmesidir. Seyahatler, rûhen ve bedenen gerçekleşmiştir. Bu bilgi, vahiy yolu ile bizlere intikal ettiğine göre akla uygun olup olmadığını tartışmaya gerek yoktur.

Mî’raç iki safhada gerçekleşmiştir:  Mekke'deki Mescidi Haram'dan alınarak Kudüs’teki Mescidi Aksa'ya götürülmesini kapsayan birinci safha, ‘Isra’ yâni ‘gece yürüyüşü’dür.  İkinci safha ise Mescidi Aksa'dan başlayarak ilahî âlemlere doğru gerçekleştirilen seyahattir. Bu iki hâdise ‘Mî’rac Mucizesi’ olarak kabul edilmektedir.

Mî’rac Kandili'ne has özel bir ibâdet şekli olmasa da, böyle gecelerde ibâdet etmenin çok sevap olduğu biliniyor. Gece, şöyle değerlendirilebilir:

*Kur'ân-ı Kerîm okunabilir. (Meâl ve tefsir olabilir.)                                                                                      

*Kaza namazı veya nafile namaz kılınabilir. (Nafile namazı, boşuna kılınmış namaz değildir, sevâbı vardır.
*Hz. Muhammed'in duası olan Cevşen-ül Kebir okunabilir.                                                                             
*Tevbe edilebilir.                                                                                                                                             
*Hz. Muhammed'e bol bol salât ve selâm okunabilir.                                                                                             
*Dünya ve ahret saâdeti için dua edilebilir.                                                                                                              
*Dargın ve küskünler barıştırılabilir.                                                                                                                     
*Anne ve babaya, ailenin diğer büyüklerine, dostlara ve diğer yakınlara bizzat gidilerek veya telefonla görüşülerek, telefon veya bilgisayar vasıtasıyla mesaj gönderileler, gönülleri alınabilir, kandilleri tebrik edilebilir.                                                                                                                              
*Hastalar ve yaşlılar ziyâret edilerek; fakirler, öksüz ve yetimler, sadaka verilerek sevindirilebilir.

Duâ, gönülden gelen duygu ve isteklerin sessizce Cenâb-ı Allah’a iletilmesidir.

Bir duâ örneği:

Allah’ım, yalnız sana kulluk ve ibâdet eder, yalnızca senden niyazda bulunurum. Senin her şeye gücün yeter.

Yarabbi, hayat yolculuğunda, bizi kendi idrakimizin darlığıyla başbaşa bırakma; akıllarımızı inhiraf ve sürçmelerden, nefislerimizi cismânîliğin baskılarından, gönüllerimizi de hevâ ve heveslerin öldürücü oklarından koru. Bizleri ilimde kibir ve gururdan, ibadette riyâ ve gafletten muhafaza eyle.

Ey günahları bağışlayan, affedici olan ve affetmeyi seven Allah’ım,

Şu mübârek gece hürmetine bizleri affet. Bilerek veya bilmeyerek yaptığım hatâlarım ve günahlarım için tevbe ediyorum. Bir daha tekrarlamayacağıma söz veriyorum. Tevbemi kabul ve sözümü tutmak için bana desteğini lûtfeyle.

Beni, ailemin fertlerini, sevdiklerimi ve sevenlerimi nefsin ve şeytanın şerrinden muhafaza buyur ya rabbi!

Bizleri büyük-küçük hatalardan, günahlardan ve emirlerine karşı isyan kokan tavır ve davranışlardan arındır… Ya Rabbi dilimizi yalandan, gıybetten, Senin sevmediğin, hoşnut olmadığın bütün kirli sözlerden temizle… Kalplerimizi gösterişten ve iki yüzlülükten muhafaza buyur ya Rabbi! Her hal ve tavrımızn rızan istikametinde gelişmesi için bizleri kendi başımıza bırakma Allah’ım.

Subhane rabbike rabbil izzeti amma yesifun, veselamun alel murselin, vel hamdülil lahi rabbil âlemin, el Fatiha.