C. Yakup ŞİMŞEK

Eğitimci, redaktör

C.Yakup_Simsek@hotmail.com

TDK’nın Partisi

TDK’nın birçok şeyini hattâ sevgilisini bile yazdım; fakat bugüne kadar onun “parti”si hakkında bir şey demedim.

Son mahallî seçimler vesîlesiyle şimdi TDK’nın “parti”sini de açıklıyorum.

Seçimi kazanıp kazanmadığını da... 

Ama önce bâzı şeyleri sayıp dökmem lâzım.

Kıymetli vatandaşlarım!

Lütfen biraz bekleyin!..

Az sonra... 

*** 

1859'da İstanbul’da kurulan “Fedâîler Cemiyeti”nden bugüne sayısız partimiz olmuş. 

Bunlar cemiyet, komite, kulüp, dernek, ordu, teşkîlât, birlik, fırka gibi çeşitli isimler altında faâliyet göstermiş. 

Cumhûriyet Halk Partisi”  diye bildiğimiz parti 9 Eylül 1923’te “Halk Fırkası” adıyla kurulmuştu. 

1924 senesinde bu ismin başına yeni rejimin adı eklendi: “Cumhûriyet Halk Fırkası.” 

1935 yılında “Cumhûriyet Halk Fırkası”nın ismi resmen “Cumhûriyet Halk Partisi” yapıldı.

TBMM’ye bağlı “Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Başkanlığı”nın internet sitesinden edindiğim bilgilere göre 1908-1931 arasında “fırka” ismiyle en az 30 parti kurulmuş.

(bk.https://www.tbmm.gov.tr/kutuphane/siyasi_partiler.html)

Daha sonrakiler hep parti... 

***

Peki, TDK’nın partisi bunlardan hangisi?

TDK, bunlardan “parti” ismi taşıyanların hepsini tutuyor, hepsinin tarafdârı...

Hattâ bir nevî isim babası...

Muhâlif olduğu ise “fırka”lı olanlar...  

Kuruluş gaayesini “Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek” şeklinde açıklayan TDK, reyini Avrupalı “parti”ye atmış...

Fırka” gitti, yerine “parti” geldi.

“Yabancı kelimelere Türkçe karşılıklar”  bulmak için uğraştı sandığınız TDK, “yerli kelimeye yabancı karşılık” bulma işini de pekâlâ kıvırmış.

Kelime îmâlâtı” yapamayınca “kelime ithâlâtı” yapmış.  

***

Bundan tam 84 yıl önce Mart sonunda TDK tarafından neşredilen “Osmanlıcadan Türkçeye Cep Kılavuzu” nun 87. sayfasına bakılırsa “fırka” nın yabancı kelimeler listesinde yer aldığı görülür.

E, peki bu “yabancı” kelimenin yerine TDK’nın ve yeni rejimin “Türkçe” diye benimseyip ikaame ettiği kelime ne? 
Cevap: Latin asıllı Fransızca “parti” kelimesi...

(Ben böyle kelimelere “Öro-Türkçe” diyorum.)

***

Biliyorum, şimdi hemen îtirâz eden “Öz Türkçeciler” çıkacak:

“Kardeşim, fırka kelimesi yerli mi sanki?”

Cevap: Aynen...

Hem de “parti” den daha yerli ve millî...

Çünkü:

1. “Fırka” kelimesi, herhangi bir Türkçe kelimenin yerine resmî bir kararla ikaame edilmemişti.

2. “Fırka” kelimesi, Avrupalı bir kelimenin yerine de ikaame edilmemişti.  

3. “Fırka” gibi sözler “insanları ve kelimeleri yerli-yabancı diye ayırmayan bir medeniyet”e âitti.

***

Şimdi de ben size soruyorum: 

TDK ve onu kuranlar, Doğulu ve Batılı kelimeleri “aynı derecede yabancı” saydılarsa Arapça “fırka”yı niçin attılar da yerine Fransızca “parti”yi aldılar?  Bu neyin kafası? Arapça kelimeler Türkçenin başına “belâ” oluyor; ama Fransızca “belle” oluyor, öyle mi?..

2. Hadi “cemiyet, teşkîlât, fırka”gibi kelimeler Arapça-Farsça asıllı “gudûbet” sözlerdendi; pekâlâ “dernek, birlik” gibi Türkçe dilberlerin nesi vardı acabâ?

3. “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözünün dil politikasındaki versiyonu “Ne mutlu Türkçeyim diyene!” olmalıydı; peki, niye bunun aksi yapıldı?

4. “Fırka”yı atıp yerine “parti”yi almak Türkçeye fayda sağladıysa “fırka” ile aynı köke sâhib olan “fark, farklı, farklılaşma, farklılık, farksız” gibi kelimelerin atılmayıp kullanılması da Türkçeye sürekli zarar vermiyor mu?

Siz de yukarıdaki kelimeleri (fark, farklı, farklılaşma, farklılık, farksız) kullanıyor musunuz yoksa?

O hâlde bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?

***

Yeni rejimin Türkçesi için parti çevirip zar attılar.

“Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” diye oyuna başlayanlar  “Türkçe oyunu” oynadılar; ama oyunda zar tuttular.

Doğulu kelimeler bu oyunda hep kaybetti, Batılılar kazandı[rıldı].

Yâni partizanca davrandılar.

Böylece, TDK’nın “parti”si dilde iktidârı kazandı.

Tek partili sistemde onu millet değil, devlet seçip başa getirdi.

Mazbatayı devlet verdi.    

Böyle icraatlarla sevinip nice eğlenceli partiler verdiler...

TDK da her 26 Eylül’de parti veriyor.

Avrupalılar ve onların “yerli” şûbeleri bu “Öro-Türkçe”yle bizi geçmişimizden koparıp yıkımlara uğrattılar, kendileri ise partiyi vurdular.

Sağ gösterip sol vurdular...