Uluslararası Organizasyonların Kentlerimize ve Ekonomimize Katkıları…

2005 yılında UEFA Şampiyonlar ligi finali Atatürk Olimpiyat Stadında oynandığında çok sevinmiştik. Bu futbol organizasyonunun bizim açımızdan birçok anlamı vardı. Ülkemizde ilk defa uluslararası büyük bir spor organizasyonu düzenleniyordu. Büyük yatırım yapılarak olimpiyatları ülkemize getirme hayali ile açılan ancak kendi kaderine terk edilen Atatürk Olimpiyat stadının bu büyük organizasyona ev sahipliği yapacak olması önemliydi. Bu organizasyonun en önemli getirisi, ülke tanıtımı ile birlikte ekonomimize sağladığı kayda değer katkı olmuştu. Bu final maçı birçok büyük organizasyonunda kapısını araladı. 2005 yılı ile 2017 yılı arasında ülkemizde büyük çaplı birçok uluslararası spor ve kültür organizasyonu gerçekleştirildi.

2005 yılı; UEFA Şampiyonlar ligi finali İstanbul, Formula 1 yarışları İstanbul, Dünya Üniversite Yaz oyunları (Universiade) İzmir,  2007 yılı; 1. Karadeniz oyunları Trabzon, 2009 yılı; UEFA Kupası Finali İstanbul. 2010 yılı; Avrupa Kültür Başkenti İstanbul. 2010 FİBA Dünya Basketbol Şampiyonası İstanbul, 2011 yılı; Dünya Üniversite Kış Oyunları, ( Universiade ) Erzurum. 2011 Avrupa Gençlik Olimpiyatları, ( EYOF) Trabzon. 2011 Dünya Güreş Şampiyonası, İstanbul. 2012 yılı; Dünya Salon Atletizm Şampiyonası, İstanbul. 2012 Avrupa Spor Başkenti, İstanbul. 2012 İşitme engelliler plaj voleybolu dünya şampiyonası, Antalya. 2013 yılı; Akdeniz oyunları, Mersin. 2014 yılı; Avrupa Veteranlar Atletizm şampiyonası, İzmir. 2017 yılı; 23. İşitme engelliler Olimpiyat Oyunları, ( Deaflympics ) Samsun.

Bu saydığım büyük organizasyonlar şehirlerimizin tanıtımı, kalkınması ve ülke ekonomisine katkıları bakımından çok önemliydi. Ancak ülkemizin özellikle son iki yılda yaşadığı olumsuzluklar bu büyük organizasyonların da önünü kesti. 2017 referandum sürecinde Avrupa ülkeleri Almanya ve Hollanda başta olmak üzere yaşadığımız gerginlik ve bu gerginliğin hala sürmesi. Özellikle 15 Temmuz sonrasında ABD ile ilişkilerin sürekli kötüye gitmesi. Rahip Brunson olayıyla bunun tavan yapması, doların 7,21’leri görmesi. Rusya’dan alacağımız S-400 füze savunma sisteminin ABD ile yaşadığımız krizi iyice derinleştirmesi. ABD’nin İran’dan aldığımız petrole engel koymak istemesi.(ABD ekonomik yaptırımlarla seni bitiririm söylemlerine varan tehditler savurdu ve savurmaya devam ediyor.) Bulunduğumuz coğrafyada yaşanan olaylar, sınırlarımızın terör tehdidi altında olması ve beka sorunumuz bu büyük organizasyonların ve dış yatırımcıların ülkemizi tercih etmemesine sebep oldu.

Bir taraftan bunlar yaşanırken, Amerikalı dünyaca ünlü bir spor giyim markası ülkemizde büyük bir yatırım yapma kararı aldı. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dedirtecek cinsten bu hamle hepimizi şaşırttı.

Ortadoğu ve Avrupa’nın giyim üssü Ağrı’ya kuruluyor…

Amerika’nın dünyaca ünlü spor giyim markası Ağrı’da fabrika açıyor. Neden böyle bir karar alındı neden Türkiye ve neden Ağrı tercih edildi. Üzerinde düşünülmesi gereken bir konu. Bu konuyu ülkenin istihbarat birimleri, güvenlik uzmanları düşüne dursun biz işin ekonomik boyutunu ülke ekonomisine katkısını düşünelim.

ABD’li dev spor giyim markasının Orta Doğu ve Avrupa’daki tek fabrikasının Ağrı’ya kurulacağı söyleniyor. Bu bağlamda; 5.000 kişiye iş imkânı sağlanacağı belirtiliyor. Dev marka, kuracağı bu fabrikayla birlikte ilk olarak Avrupa’ya ve Orta Doğu’ya, ardından Afrika’ya ihracat gerçekleştirmeyi hedefliyor. Yapılan açıklamaya göre 2019 bitmeden 50.000 metrekarelik fabrika çalışır hâle getirilecek.

Bir kentin kaderini değiştirebilecek önemli bir proje. Özellikle Ağrı’nın tercih edilmesi ekonomik kalkınmayla birlikte işsizlik sorununun ortadan kalkmasına ve en önemlisi bölgede terörün son bulmasına vesile olabilir. Bu dış kaynaklı yatırımın Ağrı’ya ve ülke ekonomisine katkı sağlayacağı tartışılmaz. Ancak yukarıda söylediğim gibi bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demekten kendimi alamadım. Döviz kuru ve ambargoyla hizaya getirmeye çalışacaksın, yatırımcıların Türkiye’yi güvensiz ülke olarak görecek bir anda dünyaca ünlü markan hem de Ağrı’da böyle büyük bir yatırıma kalkışacak hayırlısı diyelim.

Bir kentin kaderini değiştiren yatırımlar…

Bir kente açılan Üniversite, Havalimanı o kentin kültürüne ve ekonomisine katkı sağlar. Açılan fabrikalar, sanayi tesisleri, OSB’ler kenti bir anda sanayi kenti haline getirebilir ve kaderini değiştirtebilir. Nitekim ülkemizde İstanbul, Bursa, Kocaeli, gibi şehirlerin sanayi kenti olarak anılması yatırımların bu kentlere yapılmasıyla gerçekleşti.

Geçenlerde Yalova Valisi Sn. Muammer Erol beyi ziyaret ettim. Büyük sanayi şehirlerimiz İstanbul, Bursa ve Kocaeli’nin arasında küçük bir ilimiz olan Yalova’da sanayimiz ne durumda diye merak ettim. OSB ve Sanayi tesisleri var mıdır diye Sayın Valimize sordum. Vali Erol; Yalova’da Sanayinin olmadığını çok küçük sanayi kuruluşlarının faaliyet gösterdiklerini onlarında merkezlerinin İstanbul gibi büyük şehirlerde olduğunu söyledi. Ancak yakın zamanda hayata geçecek bir projeden bahseden Vali bey; Yalova’da yerli ve milli bir OSB ve lojistik üssü kurulacağını belirtti.

Milli ve yerli sanayinin yeni üretim üssü Yalova olacak.

Yalova'da yaklaşık 15 bin kişiye istihdam sağlayacak, 6.5 milyar TL değerinde İMES Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurulacağını söyleyen Erol; Yeni ulaşım ağlarının kalbinde, bölgenin yatırım merkezi olmaya aday, yeni bir organize sanayi bölgesiyle birlikte lojistik üssünün de hayata geçirileceğini belirtti.

Merkezi Yalova’da kurulacak olan proje sayesinde Türkiye’nin önde gelen sanayici ve yatırımcıları ile Orta Doğu ve Avrupa’nın önde gelen yabancı yatırımcıları bir araya gelecek. Kurulacak olan yeni organize sanayi bölgesi ve lojistik üssü sayesinde, Yalova Marmara Bölgesi’nin organize sanayi ve lojistik üssü haline gelecek. Dünyadaki birçok sanayi projesi incelenerek projelendirilen bu yatırımın ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacağı konuşuluyor.

Bu yatırım çerçevesinde; yapım aşamasında olan otoban projeleri, konut projeleri, alışveriş merkezleri, hastaneler, oteller ve liman projeleri yer alıyor. Bu bağlamda; sanayiciye üretim, finans ve nakliye için fiziki kolaylıklar vadediliyor.

Marmara Bölgemizde İstanbul, Bursa, Kocaeli gibi büyük sanayi şehirlerimize bir yenisinin eklenmesi sanayi ve ticaret hacmimizin artması bakımından sevindirici bir gelişme olur. Türkiye ekonomisinin zor dönemden geçtiği bu günlerde yatırımlar nasıl gerçekleşecek, gerçekleştiğinde faydalarını ne kadar zamanda alacağız hep birlikte göreceğiz. Ben açıkçası bu iki konunun da takipçisi olacağım ve gelişmeleri sizlerle paylaşacağım.