Atilla ÇİLİNGİR

Yazar

Haydi, 23 Haziranda Görev Sende İstanbullu…

Mademki o tertemiz şaibesiz oylar görmezden gelindi. Sandığa yansıyan irade yok sayıldı, 23 Haziran’da İstanbul Belediye başkanlığı seçimi YSK’nın o malum gerekçesiyle yenilenecek dendi.

Tamam, yine varız seçime.  Seçimin yeni tarihi tatil zamanını gösterse de, İstanbullu gitmeyecek tatile. Demokrasinin üzerine çöken bu gölge mutlak surette silinecek.

Bahar geldi bir kere, bu defa güneş yüzünü daha da parlak gösterecek. İstanbul’da sokağın dili böyle söylüyor.

Kahvehanede böyle, Pazar yerinde böyle, iftar sofralarında böyle, sahur sohbetlerinde böyle, ziyaretlerde, kadınlarımızın gün toplantılarında böyle…

Sadece İstanbul mu?

Aslında Türkiye’nin ezici bir çoğunluğu böyle konuşuyor, böyle düşünüyor.

Çünkü YSK’nın seçimlerin yenilenmesi için verdiği kararın dayandığı gerekçe, milyonların vicdanını sızlatmış durumda.

Bir türlü kabullenilemiyor…

Bir zarfta dört oy, üçü geçerli biri geçersiz. Gerekçesi sandık kurulunun teşkilinde yapılan hatalı seçim.

Adeta doğum evinde bir kadın dördüz bebek doğurmuş, bebeklerden üçünün babası ayrı, birinin babası ayrı!

Tıbben hiç böyle bir şey olabilir mi?

31 Mart seçiminde de aynı zarfın içinde dört oy var; üçü aynı şahsın elinden konulmuş ama o oylardan birisi var ki, sanki onu da aynı elin sahibi vermemiş gibi varsayılıyor!

Eee öyle ise; diğer oyların da geçersiz olması gerekmiyor mu?

Hayır, sadece İstanbul Belediye Başkanlığı için verilen oy geçersiz!

Neden?

YSK’nın gerekçesi öyle de ondan…

Ya hukuk?

Ya hak?

Ya verilen onca oy sahibinin göz ardı edilen irade tercihi?

Geç bunları, karar verildi bir kere.

Gerekçe böyle diyor, demek ki hukuken olabiliyor…

İşte tam da bu noktada ülke genelinde kendiliğinden oluşan olağan dışı bir durum var!

Sosyal medyada bu konuyla ilgili mizahi söylemler, çizilen karikatürler bir yana. İstanbul seçimlerinin yenilenmesi kararıyla seçime azami katılımın sağlanması için okulların kapanmasıyla birlikte seçim tarihinde tatil planlaması yapan İstanbulluların mağdur olmaması için müthiş bir uygulama başlatıldı.

Tatil beldelerinin otelleri tatilcileri arayıp 23 Haziran tatili için başka bir tarih öneriyor, ayrı bir ücret talep etmeden. Tatil yöresi esnafı 23 Haziran’da kapalıyız gelmeyin diyorlar, hem de koca bir yıl o tatilciler beklenirken. Tatilcilerin ulaşımını sağlayacak hava yolu, otobüs şirketleri adeta seferber olmuş, seçim gününe denk gelen ulaşımlar için hiçbir fark talep edilmeden başka bir tarih öneriliyor.

Yeter ki İstanbul seçimine katılım azami sayıda olsun. Sanki bu seçim İstanbul’un değil, Türkiye’nin seçimi adeta.

Her şey hür iradeleriyle oy verecek İstanbulluların 23 Haziranda sandık başında olmaları için.

İşte bu olağan dışı durum; demokrasiye inanan yiğit insanların mücadelesidir.

Kim ne derse desin, kim neyi dayatırsa dayatsın!

23 Haziran’da öylesine bir demokrasi destanı yazılacak ki, sadece Türkiye değil, bütün dünya tanıklık edecek o demokrasi zaferine.

Haydi, İstanbullular bir kez daha görev sende. İstenen bir tek şey var:

Sandığa mutlaka git.  Vicdanının sesini dinle, öyle oy ver ki, her şey güzel olsun ülkemizde.