Prof. Dr. Ersin Nazif GÜRDOĞAN

Akademisyen

engurdogan@gmail.com

Ölümcül Stratejik Dönüm Noktasını Kazasız Belasız Aşmak

Ekonomik krizlerin siyasal, siyasal krizlerin ekonomik krizlere, yol açtığı dönemlerde, geçmiş yıllarda çözüm kaynağı önlemler, sorun kaynağı önlemlere dönüşürler. Yeni önlemlerle aşılması gereken krizler, taşıdıkları yıkıcı tehditlerle birlikte, her zaman bulunmaz fırsatlar getirirler. Toplumların geçmişten geleceğe akan, çalkantılı yapılarında tehditleri fırsatlar, fırsatları tehditler izler. Tehditlerdeki fırsatları yakalayanlar başarılı olurlar.

Ülkeler arasındaki zaman ve mekan farkının ortadan kalktığı, karşılıklı bağımlılıkların doruk noktasına ulaştığı bir yüzyılda, ülkelerin demokratik yönetimlerden, otokratik yönetimlere kayması, dünyadaki ekonomik ve siyasal krizlere yeni boyutlar kazandırır. Yirmi birinci yüzyılda dünyadaki bütün ülkeler, demokratik yönetimden dönüşü olmayan bir yola girmişlerdir. Demokraside suları tersine akıtmaya çalışan ülkeler, farkında olmadan bindikleri dalı keserler.
*
Dünyadaki değişimin hızına uyum sağlayamayan ülkeler, kurumlar ve kuruluşlar, değişmeden değişerek yenilenme güçlerini yitirirler. Yönetim Bilimlerinin öncülerinin, sürekli vurguladıkları gibi, açıklık içinde sürekli yeniden yapılanmayan kuruluşların, akan hayatın dışına atılmasının önüne hiçbir güç geçemez. Doğal hayatta ağaçlar nasıl  suya ihtiyaç duyarlarsa, ekonomik hayatta da kuruluşlar değişime ve yenilenmeye ihtiyaç duyarlar.

Andrew Grove’ın “Only the Paranoid Survive”  kitabında, ayrıntılı olarak ortaya koyduğu gibi, dünya sorunların ve çözümlerin sürekli değiştiği, değişimi yönetenlere yeni fırsatlar, değişime direnenlere yeni tehditler getiren, stratejik bir dönüm noktasından geçmektedir. Bütün ülkelerde kuruluşlar, haritası bilinmeyen coğrafyalara açılacak yeni yollar bulmak zorundadırlar. Yönetimde ve üretimde, yarışın kuralları bütünüyle değişmiştir.
*
Kültürel dokularla birlikte, ekonomik yapılar hızla değişmektedir.Yenilerin satıldığı oluşmakta olan dünyada, hiçbir kuruluşun eskiler satarak, ulaştığı zirvedeki stratejik dönüm noktasından, başka bir zirveye tırmanması mümkün değildir. Yeni zirvelere tırmanmak, yeni yaklaşımlar, yeni açılımlar ve yeni yöntemler gerektirir. Bütün kuruluşlar okyanusların ortasında kaybolan gemiler gibi, bilinmeyen yeni çıkış, bilinmeyen yeni kurtuluş yolları bulmalıdırlar.
*
Ülkeler ve kuruluşlar eski dönemlerde kalarak, yeni dönemlere uyum sağlayamazlar. Nasıl haberleşme ağları, iletişimde büyük bir değişime yol açmışlarsa, yönetimi ve üretimi de  dönüştürmüşlerdir. 
*
Yeni dönemin getirdiği fırsatlar, yol açtıkları tehditlerden çok daha büyüktür. Erken davranmayanlar, önlem almakta geç kalanlar ayakta kalamazlar.
*
Yeni dönemde en büyük tehdit, ülkelerin ve kuruluşların bildiklerini unutmadan, bulundukları yerde kalacaklarını sanmalarıdır.