Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Bütün Zamanların En Mümtaz Şahsiyeti: Hazret-i Muhammed (sav) Efendimiz

08 Haziran 0632:   Son Peygamber Hz. Muhammed  (sav) Efendimiz, Medine’de ebedî âleme intikal ettiler.  Doğum Yılı: 570, Mekke.

                                                                                           (BİRİNCİ BÖLÜM)

Cenab-ı Allah’ın sevgilisi, yaratılmış bütün mahlûkatın ve insanların her bakımdan en üstünü, en şereflisi, âlemlere rahmet olarak gönderilen son peygamber Hazret-i Muhammed (sav) Efendimiz, hicretten 53 sene önce, Rebi’ül-evvel ayının on ikisinde Pazartesi gecesi, sabaha karşı Mekke’de dünyaya geldi. Târihçiler, bu günün, milâdî takvime göre 571 senesine denk düştüğünü belirtirler. Doğumundan birkaç ay önce babası, altı yaşında iken de annesi vefât ettiler.  Sekiz yaşına kadar dedesi Abdülmuttalip’in, O’nun ölümü üzerine de amcası Ebû Tâlip’in yanında kaldı. 25 yaşında, Hadice Vâlidemiz ile evlendi. Kırk yaşına geldiğinde, bütün insanlara peygamber olduğu Allah (cc) tarafından bildirildi. Üç sene sonra herkesi îmana dâvet etmeye başladı. 52 yaşında iken Mi’raç vuku buldu. Milâdî 622 yılında, 53 yaşında iken Mekke’den Medine’ye hicret etti.  Hayatı boyunca 27 savaşa katıldı.  Hicrî 11. , Milâdî 632. yılda yine bir Rebi’ül-evvel ayının  on ikisinde, Medine’de, 63 yaşında iken hayata vedâ etti.

Peygamber Efendimizin mübârek soyu, Hazret-i İbrâhim’e kadar uzanır.

Dedesi Abdülmuttalip, Peygamber Efendimizin doğduğu sırada, Kâbe’de Cenab-ı Allah’a dua ediyordu. Kendisine müjde verdiler. Abdülmuttalip müjdeye çok sevinip Mekke halkına üç gün ziyâfet verdi. Çocuğa ‘methedilmiş’ anlamında ‘Muhammed ‘ ismi verildi.  Doğum ânında bazı değişik olaylar yaşandı. Kâbe’deki putlar kendiliklerinden devrildiler. İranlı Mecusilerin taptığı ve bin seneden beri yanan kocaman ateş,  kendiliğinden söndü.  Mukaddes sayılan Sâve Gölü’nün suyu çekilerek kurudu. Peygamber Efendimizin doğduğu geceye Mevlid Gecesi denilir.

O dönemde, Mekke’de âdettendi: Doğan çocuklar, havası iyi, suyu tatlı yaylalarda oturan sütanneler tarafından emzirilirdi. Peygamberimiz de bir süt anneye verildi.  Dört yaşına kadar orada, sonraki iki sene de annesinin, O’nun vefâtından sonraki iki sene dedesinin, O’nun da ölümünden sonra amcasının yanında kaldı.

Her bakımdan insanların en üstünü olan Muhammed Aleyhisselâm, kendisine peygamber olduğu tebliğ edilmeden önce de güzel ahlâklı, insanlara görülmemiş derecede iyi davranan, sâkin, doğru sözlü, güvenilir ve yumuşak huylu bir insandı. İnsanlar, bu hasletleri sebebiyle O’nu çok sever ve sayarlardı. Arap halkı o dönemde puta tapmak, içki içmek, kumar oynamak, zîna etmek … gibi insanlığın hayrına olmayan kötü hareketler içerisindeydi.  O, bu kötülüklerden dâima uzak durdu. Amcası Ebû Tâlip,  geçimini ticâretle sağlıyordu. Peygamber Efendimiz de amcasına yardımcı oluyordu. Bu amaçla,  Basra’ya, Yemen’e ve Şam’a gitti. Hadice (r.a) Vâlidemiz ile evlendikten sonra da ticâretle meşgul oldular. Kazancı ile misâfir ağırlar, fakirlere yardım ederlerdi.

Âlemlerin Efendisi, 37 yaşında iken, gâibden bir ses işitti: “Ya Muhammed” deniliyordu. Rüyâlar görüyor, rüyâsı aynen gerçekleşiyordu. 38 yaşında bir takım nûrlar görmeye başladı. Bu hal, 6 ay devam etti. “Ya Muhammed”  Diyen sesler çoğalınca, kendisinde bir takım değişiklikler hissetti. Yalnızlığı sever oldu. İnsanlardan uzaklaşarak Hira Dağı’ndaki bir mağarada tefekküre dalmaya başladı. 40 yaşında iken, Ramazan ayının 17. Pazartesi gecesi yine Hira Dağı’nda  bulunduğu sırada, O sesi duydu:  “Ya Muhammed !”  Başını kaldırıp baktığında her tarafın nûr ile kaplı olduğunu gördü. Sonra Cebrâil Aleyhisselâm karşısına geldi ve “Oku”  Dedi.  Efendimiz O’na, “Ben okuma bilmem.”   Cevabını verdi. Bu emir ve cevap üç defa tekrarlandı. Biraz sonra Âlâk Suresi’nin ilk beş Âyet-i Kerimesi vahy olundu. Peygamber Efendimiz de Cebrail Aleyhisselâm ile birlikte okudu. O günden sonra üç sene vahiy gelmedi. Bu arada İsrafil Aleyhisselâm gelip bazı şeyler öğretiyordu. Bunlar vahiy değildi. Üç sene sonra Peygamber Efendimiz, insanları İslâm’a dâvet etmekle görevlendirildi.  Bu emir üzerine, Cenab-ı Allah’ın emir ve yasaklarını tebliğe başladı.  İslâm’ı tebliğ etme görevi 23 yıl sürdü. Kur’an-ı Kerim, 22 sene 2 ay 22 günde tamamlandı.

 

DEVAMI YARIN