Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Türkçenin Feryadı…

Kamus1 bir milletin hâfızası, yâni kendisi;
heyecanıyla, hassasiyetiyle, şuuruyla.

Kamusa uzanan el nâmusa uzanmıştır. Her
mukaddesi yıkan Fransız İhtilâli,
tek mukaddese saygı göstermiş; Kamusa…

Heyhat! Batıda cinnet bile terbiyeli. Batının
en tâlihsiz fikir adamı, bir ba’s-ü
bad-el mevt2 hayaliyle avunabilir.

Türk yazarı, böyle bir teselliden de
mahrum. Dil, Penelop’un örgüsü3, yirmi
dört saatte bir sökülüp örülüyor.

Cemil Meriç

Kırım Türklerinden Gaspıralı İsmail Bey (1851-1914), Çarlık Rusya’sının ağır ve adâletsiz baskısı altında bulunan Kırım’da, 1883 yılında Tercümen Gazetesi’ni yayınlamaya başladı. Gazetenin yayını, İsmail Bey’in vefatından sonra 4 yıl müddetle kızı Şefika Hanım tarafından devam ettirildi.

İsmail Bey’in gazete ile ulaşmak istediği hedef, Türk dünyasının her tarafında konuşulabilen bir Türkçeyi öğretmekti. Sloganı: ‘Dilde, fikirde, işte birlik’ idi.

Gaspıralı’nın, 1800’lü yılların son çeyreğinde ortaya koyduğu bu dâvâyı, 2000’li yılların ilk çeyreğinde her zamankinden daha büyük bir heyecanla, daha derin bir iştiyakla ve maddî-mânevî bütün gücümüzle sâhiplenmek mecburiyetindeyiz.

Rusya, işgali ve yönetimi altında bulundurduğu topraklarda yaşayan Müslüman Türkleri yok etmek maksadıyla Sibirya’nın buz çöllerine sürdü, soykırım yaptı ve Müslüman Türklerin, dinleriyle irtibatlarını kesti. Özellikle Müslüman Türk çocuklarına, ‘din dersi’ adı altında; dinin afyon olduğunu kabul ettirmeye çalıştı.

Türkçe konuşulmasını yasakladı.

İsmail Bey, bütün bu şenaatlerin tahribini bir nebze olsun azaltabilmek için 63 yıllık ömrünün ikinci yarısı 31 yılında, canını dişine takarak çalıştı.

Gaspıralı’nın ‘birlik çağrısı’ bu gün de aynı ölçüde hatta fazlasıyla gündemimizde olmalı. Bir taraftan ateizme4 ve dinsizliğe uzanan yolun başlangıcı olan deizm5 sapkınlığının girdabına kapılmış gençlerimizin sayısının artması diğer taraftan, ağzımızdaki ak ana sütü Türkçemiz üzerinde yapılan kelime soykırımı, kültürümüzü kemiriyor. Arsız kemirgenlerle mücâdele edenlerin cılız seslenişlerinden cesâretlenenler, gemi azıya alarak hedeflerine bir an evvel ulaşmak için çabalıyorlar.

İnsan kalabalıklarını millet hâline getiren unsurların başında dil ve din vardır.

Neden din ve dil değil? Diye sorulacak olursa, ‘dinimizi öğrenmek için dile ihtiyaç vardır’ hakikati hatırlatılabilir.

Ömer Seyfettin (1884-1920) ve Ali Cânib Yöntem (1887-1967) tarafından başlatılan Ziya Gökalp (1876-1924), Mehmet Âkif Ersoy (1873-1936), Yahya Kemal Beyatlı (1884-1958 ve Hâlid Fahri Ozansoy 1891-1971) ile diğer şâir ve muharrirler tarafından desteklenen dilde sâdeleştirme hareketi, 1932 yılında tasfiyeciliği dönüştürüldü. 1934 yılında vazgeçildi ise de 1938-1950 yılları arasında dilimizde büyük tahribat yapıldı. 1960 yılında, 10 yıllık kesintinin sözde kayıpları telâfi edilmek maksadıyla yeni ve daha yıkıcı bir çalışma başlatıldı.

Türkçeleştirme değil, yabancılaştırma…

Öztürkçeciler, Arapça ve Farsçadan gelip dilimize yerleşen ve Türkçeleşen kelimeleri atıp yerlerine uydurukça yerleştirme çabalarına devam ediyorlar. Uydurulan kelimeler milletimiz tarafından benimsenmeyince, Avrupa dillerinden kelime ithal edip dilimizi Fransızca ve İngilizce kelimelerin istilâsına mâruz bıraktılar.

Birkaç misal:

Eski (Türkçeleşen)                         Yeni (uydurukça)                             Avrupa’dan ithal (istilacı)

âmil                                                etken                                                faktör (Fr)

cetvel                                                çizelge                                              tablo (Fr)

evsaf                                                nitelik                                               kalite (Fr)           

faraziye                                            sayıtlı                                                hipotez (Yun)

gayri tabîi                                         olağan dışı                                        anormal (Lat)

hareketli                                           devingen                                           dinamik (Yun)

iddia                                                 sav                                                    tez (İng)

izafî                                                  göreceli                                             rölatif  (Fr)

kâtip                                                 yazman                                             sekreter (Fr)

kıstas                                                ölçüt                                                 kriter (Fr)

kürevî                                               küresel                                              global (Fr)

mesele                                              sorun                                                problem (Yun)

murabba                                           dördül                                               kare (Fr)

mürekkep                                         karmaşık                                           kompleks (Lat)

müttefik                                            bağlaşık                                            stratejik ortak (Yun)

nazarî                                               kavramsal                                         teorik (Yun)

tahlil                                                 çözümleme                                       analiz (Yun)

tayf                                                   izge                                                   spektrum (Lat)               

tecrübî                                              görgül                                               ampirik (Fr)

teftiş                                                 denetim                                            kontrol (Fr)

temâyül                                            eğilim                                               trend (İng)

teşkilat                                              örgüt                                                 organizasyon (Fr)

umde                                                ilke                                                   prensip (Fr)

umran                                               ana deniz                                          okyanus (Yun)

unsur                                                öge                                                   eleman (Fr)

usul                                                  yöntem                                             metot (Yun)

vesika                                               belge                                                 doküman (Fr)

yekûn                                               toplam                                              total (Fr)

Âliminden câhiline, 7’den 77’ye kadar her yaşta insanın bildiği ve kullandığı kelimeleri atıp kelime uyduranlar, tutmayınca batılı kelimelerin dilimizi istilâ etmesine seyirci kalanlar; yaptıklarını ‘dil devrimi / dil reformu’ olarak isimlendiriyorlar. Oysa ki dinde de, dilde de devrim / reform olmaz. Dinde tecdid, dilde inkişaf, gelişme ve kendi kanunları içerisinde yenileşme olabilir.

Dil devrimbazları; Tahsin Banguoğlu, Nihat Sâmi Banarlı, Sâmihâ Ayverdi, Fâruk Kadri Timurtaş ve Ahmet Kabaklı ile diğer yerli dilcilerimizin söylediklerini değersiz ve geçersiz buluyorlarsa, hayranı oldukları batıda yetişmiş bir ilim adamı, bir Türkçe sevdâlısı olan Prof. Dr. Geoffrey Levwis’in6Trajik Başarı / Türk Dil Reformu7 isimli eserini okuyabilirler. Eserde, Nihat Sâmi Banarlı’nın; Meydan Mecmuası’nın8 14 Mart 1967 târihli sayısında yer alan makalesinde alâka çekici bir hâdise anlatılmaktadır:
Banarlı, Türk Dil Kurumu’nun Teknik Terimler Komisyonu’nun danışmanıdır. 1949 yılındaki Altıncı Kurultay'da; Üyelerden bir kişi, yeni teknik terimlerin oluşturulmasına hâkim olan ilkenin ne olduğunu sorar.  Soruyu tâkip eden mahcup sessizliği nihâyet, Dilbilim ve Etimoloji Komisyonu’nun başkanı Saim Ali Dilemre9 bozar. Dil doktoru değil ama cana yakın bir tıp doktoru olarak, sessizliğe daha fazla dayanamamıştır: ‘Arkadaşlar, kem-küm etmeyelim. Bizim prensibimiz mirensibimiz yoktu, uyduruyorduk!’

Bu ucube kelimeler, işte bu zihniyetle dilimize yerleştirilmiştir.

Prof. Lewis dil reformunun, asıl maksadının dili Farsça-Arapça kelime ve dilbilgisi yapılardan arındırmaktan ibâret olmadığını, yeni bir dil ile birlikte, yeni bir millet inşası olduğunu anlatıyor. 

Binlerce yıllık Türk târihinin şerefli bir mâzisi vardır. Bu mâzi aynı zamanda Türkçenin de târihidir. Türkçemiz 80 yıldır sıkıntılı-buhranlı bir dönem yaşıyor. Türkçenin mâzisini şerefli kılan asâlet, zenginlik ve ifâde gücü hoyrat eller tarafından tahrip edilmiş, zenginliği ve güzelliği-letâfeti çalınmıştır. Tahribatın; sosyal hayatımızı bozmadan, millî-mânevî değerlerimizi tahrip etmeden durdurulması mecburiyeti ile karşı karşıyayız.

………………

1kamus: Lügat, büyük sözlük.

2 ba’s-ü bad-el mevt: Öldükten sonra tekrar dirilmek, diriltmek.

3penelopun örgüsü:  Hâdise Yunan tarihçi Homeros'un Odysseia destanında geçer. Güzeller güzeli Penelop’un savaşa giden eşi Odysseus savaş sona erdikten sonra üç sene geçmesine rağmen evine dönmemiştir.  Yüzlerce kişi, Penolop ile evlenmek istemektedir. Dul bayan, taliplileri oyalamak için bir örgüye başlar, örgü bitince içlerinden biri ile evleneceğini söyler. Fakat sabahtan akşama kadar ördüğünü, gece olunca söker. Bizim, ‘ipe un sermek’ hikâyesinin benzeridir.

4ateizm: Cenâb-ı Allah’ın varlığını inkâr eden sapık düşünce.

5deizm: Allah’ın, dünyayı yarattıktan sonraki gelişmelerde rolünün olmadığını iddia eden, vahyi reddeden sapık görüş.

6Geoffrey Levwis: (1920-2008) Oxford Üniversitesi emekli profesörü. Türkçe uzmanıdır. Diğer eserleri: *Kendi Kendine Türkçe Öğret. *Türkçe Dilbilgisi. *Dede Korkut Kitabı. Ayrıca Falih Rıfkı Atay’ın ‘Çankaya’ isimli kitabından Atatürk’le alakalı bölümlerle Sait Faik Abasıyanık’ın hikâyelerini İngilizceye çevirip kitap hâlinde yayınladı.  

7Trajik Başarı / Türk Dil Reformu: Paradigma Yayıncılık, İstanbul, Mart 2007.

8Meydan Mecmuası: İstanbul’da, Ocak 1965-Ocak 1983 arasında tabloit boyda, haftalık olarak 613 sayı yayınlanan siyâset, düşünce ve sanat dergisi. Sâhibi: Sefa Kılıçlıoğlu, Yazı İşleri Müdürü: Hakkı Devrim (1969’dan sonra Akın Kamacıoğlu, daha sonra da Seyfettin Turan). Yazarları: Fâlih Rıfkı Atay, Nezihe Araz, Şevket Süreyya Aydemir, Samet Ağaoğlu, Şükrü Baban, Nihat Sâmi Banarlı, ve Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu. Son yıllarında aylık ve küçük boyda yayınlandı.

9Saim Ali Dilemre: (1880-1954) Patoloji uzmanı tıp profesörüdür. Tıp terimlerinin Türkçeleştirilmesi için çalışınca, Atatürk tarafından Türk Dil Kurumu üyeliğine alındı ve ‘Dilemre’ soyadı verildi. 2 dönem Rize milletvekilliği yaptı.