Sesimi Duyan Var mı?

Üzerinden 21 yıl geçmesine rağmen her 17 Ağustosta bu söz kulağımda çınlıyor. “Sesimi duyan var mı“ Ben Marmara depremini İstanbul’da yaşadım çok şükür ailemden ve yakınlarımdan ölen ya da yaralanan olmadı. Yalova’da ve Gölcükte göçük altında kalan vefat haberini aldığımız tanıdıklarımız vardı.

Gece 03.02’de yakalandığımız bu felaket sonrası uzun süre evlerimize giremedik. Akşam üzeri haberlerden felaketin bilançosunu izlerken, O ses kulağımda çınladı “ Sesimi duyan var mı “ İnsanlar çaresizce kurtarma ekiplerinin seslerini duymasını bekliyorlardı.

17 Ağustos 1999 Marmara depreminin 21. yıl dönümünü geride bıraktık. Aradan 21 yıl geçse de acılar unutulmuyor. Türkiye yakın tarihinin en büyük felaketiydi. Allah bir daha böyle bir afeti milletimize yaşatmasın!

Resmi rakamlara göre, depremde 18 bin 373 kişi hayatını kaybetti, 48 bin 901 kişi de yaralandı. 5 bin 840 kişi de kayboldu. Ancak bölge halkı, can kaybının çok daha yüksek olduğunu öne sürüyor. Resmi olmayan kaynaklar, can kaybının 50 bin civarında olduğunu iddia ediyor.

İzmit Körfezi'nin güneyinde bulunan Gölcük, Değirmendere ve Karamürsel gibi bazı yerlerde sahile yakın kısımların depremle birlikte deniz sularının altında kalması can kaybı ve hasar tespitini zorlaştıran en önemli unsur olarak gösterildi.

Başbakanlık Kriz Merkezi'nin depremden birkaç ay sonra yaptığı açıklamada, en fazla can kaybı yaklaşık 4 bin 500 kişi ile Gölcük'te oldu. Kocaeli'nde kayıtlara geçen can kaybı 4 bin olurken, Yalova ve Sakarya'da ise yaklaşık 2 bin 500'er kişi hayatını kaybetti. Depremin etkilediği İstanbul'un Avcılar ilçesinde ise 976 kişi yaşamını yitirdi.

Deprem hayatımızın bir gerçeği, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminden sonra toplumda depreme karşı bilinç oluştu diyebilirim. Merkezi ve yerel yönetimler, üniversiteler uzun süre deprem konusunda çalışmalar yürüttü. Televizyon programlarında her gün bir deprem uzmanını görüyorduk. Deprem o tarihten bu yana gündemimizden hiç çıkmadı.

1999 Marmara depreminden sonra bölgede zaman zaman küçük sarsıntılar yaşandı. Deprem ara ara kendisini gösteriyor ancak biz depreme karşı önlemimizi aldık mı? Kentsel dönüşüm adı altında bazı binalar yıkıldı yeniden inşa edildi. Ancak İstanbul genelinde riskli bina sayısının hala çok ciddi rakamlarda olduğu söyleniyor.

Uzmanların söylemine göre beklenilen İstanbul depremi için konuşulanlar korkutucu nitelikte. Eğer önlem alınmaz ise 45-50 bin binanın deprem anında yerle bir olacağı belirtiliyor.

Sesimizi duyun “ Deprem için birleşin”

Uzmanlar İstanbul merkezli bir Marmara depreminin yakın zamanda gerçekleşeceğini belirtiyor. Peki deprem uzmanları uyarılarda bulunurken, İstanbul’da depremle ilgili ne gibi önlemler alınıyor. 1999 Marmara depremi sonrasında İstanbul için “ İstanbul Deprem Master planı” hazırlanmıştı. Bu Master plan, dört tane Üniversitenin içinde bulunduğu, meslek odalarının da katkı sağladığı, bir plandı.

Bu Master plan çerçevesinde hızlıca çalışmalar başladı ve binalarda güçlendirme yöntemleri belirlendi. Çok kapsamlı hazırlanan deprem raporu içerisinde her şey düşünülmüştü. Ancak bu master planın sonrasında rafa kalktığı uygulamaya geçmediği söylendi.

Ardından 2004 yılında Deprem şurası düzenledi, önemli kararlar alındı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2004 yılında İstanbul genelinde deprem zemin etüt çalışmaları kapsamında Japonlar ile bir çalışma başlattı.

Son olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2-3 Aralık 2019 tarihinde İstanbul'un afetlere dayanıklı bir şehir olması amacıyla ulusal ve uluslararası yaklaşık 650 uzman/araştırmacı ve kurumsal temsilcinin davet edildiği “İstanbul Deprem Çalıştayı” düzenledi. Son deprem çalıştayında bazı kararlar alındı ve kamuoyuna duyuruldu. 39 ilçenin deprem risk analizinin yapıldığı söylendi.

Aslına bakarsanız 1999 depreminden günümüze kadar merkezi yönetimler ve yerel yönetimlerde depremle ilgili bir bilinç oluştuğu ve çalıştaylar düzenlenerek raporlar hazırlandığını görebiliyoruz. Ancak bu raporların bir kısmının rafa kalktığını uygulamaya geçmediğini görüyoruz. Uzmanların olası bir depremde İstanbul için ortaya koyduğu tablo bunu gösteriyor.

Hepimizin hayatı söz konusu İstanbul için yapılacak en çılgın proje olası depreme karşı gerekli önlemleri almaktır. Merkezi yönetim ile yerel yönetim bu konuda ortak akıl ortaya koymalı, afet gelmeden gerekli önlemleri birlikte almalıdırlar.

Türkiye Karadeniz’de doğalgaz mı buldu?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan iki gün önce Türkiye’nin geleceğini olumlu yönde etkileyecek bir açıklama yapacağını söyledi. Sürpriz olduğunu Cuma gününe kadar beklememiz gerektiğini belirtti. O gün geldi, bütün Türkiye merakla ekranların başında Cumhurbaşkanının yapacağı açıklamayı bekliyor. Bende merak içerisindeyim, Türkiye’nin geleceğini olumlu etkileyecek bu gelişme nedir acaba?

Bu açıklama sonrasında piyasalarda bir hareketlenme oldu. Dolar, Euro, altın düşüşe geçti. Borsada enerji şirketlerinin hisseleri yükseldi. Ancak sonrasında dövizde ve altında yeniden yukarıya doğru bir hareketlenme görüldü.

Karadeniz’de doğalgaz bulunduğu söyleniyor. Bloomberg haber ajansının haberine göre Türkiye’nin Karadeniz’de bir enerji kaynağı bulduğunu, bulunan enerji kaynağının büyük ihtimalle doğalgaz olduğu söyleniyor. Reuters haber ajansına konuşan bir yetkili de Türkiye’nin biri ciddi büyüklükte olmak üzere Karadeniz’de iki bölgede enerji kaynağı bulduğunu açıkladı.

Şimdilik beklentiler bu yönde inşallah haberler doğrudur. Türkiye’nin böyle bir enerji kaynağını bulması ülkemizin geleceği için çok olumlu bir gelişme olacaktır. Ancak Cumhurbaşkanı Cuma gününü bekleyin diyerek sır vermedi. Bakalım ajanslara sızan haberler doğru mu yoksa hiç beklemediğimiz başka bir sürpriz ile mi karşılaşacağız. Yakında önümüze bir seçim sandığı konulabilir hazırlıklı olun.

Siz bu satırları okurken bu soruların cevapları da netlik kazanmış olacak. Hadi hayırlısı diyelim…