Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Birinci Meşrutiyet İlân Edildi

Sultan İkinci Abdülhâmid Han, tahta çıkmadan önce söz verdiği için yeni Anayasayı kabul etti, Mithat Paşa sadrâzamlık görevine getirildi ve Birinci Meşrutiyet ilân edildi. Aynı gün, Osmanlı Devleti’nin ilk anayasası olan Kanun-i Esasi ilân edildi.  

Meşrutiyet; seçim dışındaki yollarla işbaşına gelmiş; pâdişah, kral, şah ve hakan gibi devlet reislerinin başkanlığında anayasalı parlâmenter yönetim sisteminin adıdır. Bu idâre sisteminde, tamamı veya bir kısmı halk tarafından seçilmiş millet meclisi vardır.

Belirtilen şartlar içerisinde Mebuslar Meclisi ilk toplantısını 19 Mart 1877 târihinde yaptı. Mecliste, ana dili Türkçe olanların oranı % 50’nin altında idi.

Batılı ülkeler meşrutiyet yönetimine kanlı çarpışmalardan sonra girdiler. Osmanlı Devleti’nde böyle bir sıkıntı yaşanmadı. Çünkü meşrutiyete geçiş; ihtiyaçtan değil, batı özentisinden dolayı gündeme gelmişti. . Zaman zaman aksaklıklar ve haksızlıklar olsa bile, Osmanlı yönetimi; adâlet, hak, eşitlik ilkelerine dayalı idi. Meşrutiyetin; bu ilkelere uymayı prensip edinmiş ve halkından kimsenin burnunun bile kanamasını istemeyen bir pâdişah döneminde yürürlüğe konulmuş olması, fevkalâde dikkat çekici bir gelişmedir. Bu gelişme, halka huzur ve mutluluk getirmediği gibi, devletin zayıflamasına ve giderek çökmesine yol açmıştır.

Osmanlı Devleti’nde değişik dîni ve etnik gruplar vardı. Bu gruplar, dış tahriklerle devletin güçlenmesi, demokrasinin yerleşmesi için değil, kendilerinin bağımsızlığı ve dolayısıyla devletin parçalanması için çalışıyorlardı. Bu cümleden olarak azınlık mebuslarının, seçildikleri bölgeye muhtariyet verilmesinden başka bir hedefleri yoktu. Gruplar arası mücâdele öylesine şiddetlenmişti ki devlet, bu mücâdelenin yıkıcı boyutlara ulaşmasını önlemeye çalışmaktan sanayii geliştirmeye, dünyâdaki teknolojik gelişmeleri tâkip etmeye imkân bulamadı.  Meşrutiyetin ilânından sonra devlette pek çok karışıklıklar çıktı. Meşrutiyetin mimârı olan Midhat Paşa da sistemi; halkın hak ve hürriyetlerinin geliştirilmesinden çok, kendisinin ömür boyu sadrâzamlık makamında kalmasını sağlayacak şekilde kullanmak istiyordu. Bu amaçla Bosna – Hersek eyâletinde başlayan Hıristiyan isyânını yumuşatmak ve onları kendisine bağlamak için isteklerini kabul etti. Bosna sancağındaki ayyıldızın yanına haç ilâve edilmesine izin verdi. Bu olaydan, Müslümanlar müteessir olduğu gibi isyan da bastırılamadı. Hatta daha tehlikeli boyutlara ulaştı. Ermeni mebuslar, bir müddet sonra ‘bağımsız Ermenistan’  düşüncesini seslendirmeye başladılar. Onlardan cesâret alan diğer azınlık temsilcileri de harekete geçtiler.

 Bu hâdiseler üzerine, Sultan İkinci Abdülhâmid Han, Anayasa’nın 113. maddesinin kendisine verdiği yetkiyi kullanarak 5 Şubat 1876’da Midhat Paşa’yı azlederek sürgüne gönderdi. Pâdişah, 13 Şubat 1878’de Meclis-i Mebusan’ı süresiz olarak tâtil etti.