Yasaklardan Artık Gına Geldi

Bundan bir sene kadar önce 65 yaş üstü vatandaşlara getirilen sokağa çıkma yasağı halen, değişik şekillerde devam etmektedir.

Halen, 65 yaş üstü vatandaşlara, sabah saat 10 ile öğleden sonra 13 saatleri arasında olmak üzere, sadece 3 saat sokağa çıkma müsaadesi verilmekte olup, bunun haricinde kalan günün 21 saatinde ise sokağa çıkma yasağı bulunmaktadır. Takdir edileceği üzere, bu süre oldukça uzun bir zamandır.

Yaşlılara tanınan bu 3 saatlik kısa sokağa çıkma müsaadesi, yaşlıların hiçbir işine yaramamakta, işlerini halletmelerine kâfi gelmemektedir. Zira, yaşlılara aynı zamanda ve ne hikmetse bütün toplu ulaşım vasıtalarına binme yasağı da getirilmiş bulunmaktadır. Bu sebeple, çarşıya, pazara gidip hiçbir işlerini halledememektedirler, Sanki ev hapsine mahkûm edilmiş gibi, yürüme mesafesi dahilinde evlerinin etrafında adeta, dolanıp durmaktadırlar.

Halbuki, yaşlılar da insandır. Onlarında halledilecek birçok işleri bulunmaktadır. Bilhassa kimi kimsesi olmayan yaşlılar için bu durum büyük bir sıkıntı meydana getirmektedir. Bu gibi durumda olanların sayılarının da oldukça fazla olduğu tahmin edilmektedir. Bu arada yaşlılardan, resmi dairelerde ve bankalarda işleri olanlar, buralardaki işlerini halletmek hususunda bir hayli sıkıntılara maruz kalmaktadırlar.

Bilhassa, büyük şehirlerde ikamet eden yaşlılar, kilometrelerce uzak mesafede bulunan hastanelere gitme imkânı bulamamaktadırlar. Ancak bu gibi yerlere taksi tutmak suretiyle gidebilmektedirler. Bu durum ise haliyle bütçe imkanlarını zorlamaktadır. Nitekim, eski SEKALI bir arkadaş, feysbuktan bana göndermiş olduğu mesajda, Eskişehir’de bulunan emekli ve yaşlı bir yakınının, yürüme mesafesi haricinde bulunan bir hastaneye gidiş geliş için 80 TL taksi parası ödediğinden bahsetmektedir. Bir emekli için tabii ki, bu miktar oldukça yüksek sayılır.

Halbuki bu emekli ve yaşlı vatandaşımızın toplu ulaşım vasıtalarına binme imkânı elinden alınmamış olsaydı, bu işi en fazla 3 – 5 liraya halletme imkânı olacaktı. Üzüntü veren husus ise, yaşlıların bu durum ile alakalı olarak, dertlerini, sıkıntıların anlatacak bir makam ve bir merci bulamamalarıdır. Bu durum ise, yaşlıları bir hayli üzmektedirler.

Bu itibarla da maruz kaldıkları bu haksız uygulamayı bir türlü kabullenmek istemedikleri gibi, yasak kararlarını koyanlara da haklarını hiçbir surette helal etmemektedirler. Aynı zamanda alınan yasak kararlarının yaşlıların sağlıklarını koruma gayesine matuf olarak alındığına da hiç bir zaman inanmamaktadırlar

Diğer taraftan 65 yaşın üstündeki vatandaşların haricinde kalan insanların tamamı için de her gün akşam saat 21 ile sabah 05 saatleri arasında, ayrıca Cumartesi ve Pazar günleri tam gün olmak üzere, top yekün sokağa çıkma yasağı getirilmiş bulunmaktadır. Bu yasağın mantığını da anlamak mümkün değildir. Şöyle ki,

Bütün gün, çoluk çocuk dahil olmak üzere, gündüz saatlerinde 83 milyon insan hiç bir sınırlamaya tabi olmadan sokaklarda gezip, dolaşma hakkına sahip iken, nasıl oluyor da bu insanların çoğunun evde olduğu bir saatte, herkese sokağa çıkma yasağı getiriliyor. Bunun kime faydası olur ki? Ben şahsen saat 21’den sonra kolay kolay dışarıya çıkmam. Dolayısıyla bu yasak beni pek fazla alakadar etmez. Fakat bu yasak benim ruhumu sıkar beni rahatsız eder.

Cumartesi ve pazar günleri konulan sokağa çıkma yasağına gelince; bu yasak da manasızdır. Çünkü bu günlerin tatil olması sebebiyle, insanların zaten pek fazla sokağa çıkmadığı günlerdir.  Bu durumda haftanın diğer günlerinde insanların sokağa çıkması herhangi bir mahzur teşkil etmiyorsa, bu iki gün için de mahzur teşkil etmemesi icap eder. Kaldı ki çarşı esnafının birçoğu alışverişlerinin mühim kısmını haftanın son iki gününde yapmaktadır. Aylardan beri konulan sokağa çıkma yasağı yüzünden esnaf işyerini açamamakta, dolayısıyla satış yapamamaktadır. Bu sebeple de para kazanmak şöyle dursun, iş yerinin kirasını dahi ödeyemez hale gelmiş bulunmaktadır. Bu şekilde yakından tanıdığım birçok esnaf bulunmaktadır. Bunların hepsi kan ağlamakta olup, ne yapacaklarını şaşırmış bulunmaktadırlar. Artık bıçak kemiğe dayanmıştır.

Şehirler arasında yapılacak seyahatler için bazı yerlerden izin alınması icap ediyor. Fakat vatandaşların birçoğu bunu bilmiyor. Benim hiç tanımadığım kişiler feysbuktan bana ulaşarak, “Musa Bey, biz şehirler arası seyahat edeceğiz. Fakat nereden ve nasıl müsaade alınacağını bilmiyoruz. Siz biliyor musunuz, bize yardımcı olur musunuz?” diyorlar. Esasen izin almak çok kolay olmasına rağmen vatandaş bunu bilmiyor. Şehirlerarası seyahat için sadece 199 numaralı telefonu aramak kâfi. Ayrıca kaymakamlıklardan da izin alınabiliyor. Tabii ki herkesin HES kodunun da bulunması lazım.

Bir de aylardan beri açılmaları yasak olan kafe ve lokantalar var ki, bunların durumları da yürekler acısıdır. Zira buralarda çalışan aşçı ve garsonlar başta olmak üzere, yüzbinlerce insan adeta sokağa terk edilerek, işsiz güçsüz bırakılmışlardır. Lokanta ve kafe sahipleri de kiralarını dahi ödeyemez bir hale gelmiş bulunmaktadır.

Netice itibariyle, yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere muhtelif konular ile alakalı olarak konulan yasaklar vatandaşlar arasında bir takım derin sıkıntılara ve mağduriyetlere sebep olmaktadır. Bu sebeple, acizane kanaatime göre, bu yasakların en kısa zamanda kaldırılmasında mutlak bir zaruret bulunmaktadır…