Dikkat Harita Kızarıyor!!!

Korona virüs vaka sayısı hızla artarken, Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’nin risk haritasında mavi renkte olan sadece 3 il kaldı. Risk haritası ilk açıklandığında örnek il olarak ilan edilen Uşak’ta renk sarıya döndü. Turuncu renkten kırmızıya dönen İstanbul alarm veriyor. Dikkat harita kızarıyor, yeniden kapanma kapıya dayandı.

Kısıtlamaların kaldırılmasıyla şehirlerimizde pandemi öncesini aratmayacak görüntülere şahit olduk. Risk haritasının rengi olumsuz yönde değişti. Bakanlığın renklere ayırdığı risk haritasında 14 il mavi renkte görünüyordu. Şimdi ise mavi kategorisinde sadece 3 il kaldı. Vaka artışları bu hızla devam ederse maviden çıkan illerde yasaklar geri gelecek.

Siirt, Şırnak ve Hakkâri risk haritasında şimdilik mavi renkte kalmaya devam ediyor. Risk haritası açıklandığında Karadeniz bölgesinin tamamı kırmızı renkteydi halen kırmızı da devam ediyor. Samsun bir önceki haftada olduğu gibi yine ülke genelinde en yüksek vaka sayısına sahip il olarak rekora doğru hızla ilerliyor.

Ülke genelinde Samsun’un ardından en fazla vaka Sinop, Giresun, Balıkesir ve Kilis’te görüldü. 100 binde görülen Covid-19 vaka sayılarına göre bir önceki haftaya kıyasla 58 ilde artış gözlenirken, 23 ilde düşüş yaşandı.

Vaka sayıları Türkiye genelinde olduğu gibi üç büyük şehirde de yükseldi. Geçen haftaki verilere göre turuncu renkte yer alan İstanbul kırmızı renge dönerken, bu hafta da vahim yükselişini sürdürdü. Turuncu kategoride yer alan Ankara ve İzmir’de İstanbul kadar olmasa da artış devam ediyor.

Sınırlı müşteri yanlış anlaşıldı.

Restoranlarda HES kodu ve sınırlı müşteri kabulü uygulaması yapılıyor. Ancak bu uygulamanın bazı şehirlerimizde yanlış anlaşıldığını görüyoruz. Karadeniz’de bir balık restoranına giren vatandaş masaların yarısını boş diğer yarısını ise tıka basa dolu görünce boş masalardan birine oturuyor. Garson yanına gelip efendim virüs var oraya oturamazsınız diye kendisini uyarıyor. Garson müşteriye kalabalık masaları göstererek % 50 müşteri alma sınırımız var o yüzden müşteriler için bu masaları ayırdık diyerek müşteriyi iç içe oturulan dolu masalardan birine alıyor.Bu anlattığım Karadeniz fıkrası değil yaşanmış bir olayın trajikomik vahametini ortaya koyuyor.

Osman Müftüoğlu’nun derin pandemi uyarısı…

Osman Müftüoğlu Hürriyet Gazetesindeki köşesinde pandemi sürecine yönelik bir iyi birde kötü haberim var diyerek önemli bir yazı kaleme aldı. Osman Müftüoğlu öncelikle iyi haber olarak aşının bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ve aşı yapılanlarda olumlu gelişmeler olduğunu gözlemlediklerini söyledi. Dünyada ve ülkemizde aşı yapılanların paçayı kurtardığını belirten Müftüoğlu; aşılandıktan sonra virüsü kapanlarda bile hastalığın ya belirtisiz ya da çok hafif sorunlarla atlatıldığını dile getirdi. Osman Müftüoğlu kötü haberi ise derin pandemi başlığıyla okurlarına duyurdu.

 

Osman Müftüoğlu’nun 5 madde ile ortaya koyduğu derin pandemi, korona virüsün insanlık üzerinde bıraktığı derin sarsıntıya dikkat çekiyor. Tüm dünyaya musallat olan korona virüs bir yıl içerisinde milyonlarca insanın ölümüne sebep oldu. Tehlike henüz geçmiş değil. Aşılama çalışmaları devam ederken, bir taraftan kontrollü yaşama devam ediyoruz. Bu zor süreçte virüse yakalanmamak için mücadele ederken, ruh sağlığımızda ciddi tahribatlar oluşuyor. Osman Müftüoğlu hocamız bu soruna dikkat çekerek pandemi’nin derin sarsıntısını ortaya koyuyor.

Pandemi sürecinde kaygı sorununun zirve yaptığına dikkat çeken Müftüoğlu;     Korona virüsün ruhumuzda açtığı yaralar, en az bedenimizde yaptığı tahribat kadar önemlidir diyor. Pandemi uzadıkça daha sık depresyon, daha çok dikkat dağınıklığı, daha fazla takıntı problemi ile karşılaşacağımızı söyleyen Müftüoğlu,bu durumunderin pandemi’nin en mühim, en belalı neticelerinden biri olacağını, neticede de ruh sağlığı uzmanlarına çok iş düşeceğini belirtiyor.

Özellikle 65 yaş üstü insanlarımızın uzun süre evde mahsur kalmaları, yalnızlaşmayla birlikte bir miktar bellek kaybını beraberinde getireceğini dile getiren Osman Müftüoğlu,Önümüzdeki aylarda ve yıllarda demansın yani bunamanın her türlüsüyle daha sık karşılaşacağımızı söyleyerek nörologlarımıza da çok iş düşeceğini belirtiyor.

Uyku bozukluğu ve obezite sorununa da değinen Müftüoğlu, Uyku arızalarının sadece yetişkin ve yaşlılarımızı değil, çocuklar ve gençlerimizi bile etkilediğini söylüyor. Ayrıca pandemi sürecinde evde kalan vatandaşların hareketsizlikten dolayı obezite sorunu ile karşı karşıya kaldıklarına dikkat çekiyor.

Obezitenin ülkemiz için zaten mühim bir mesele olduğunu söyleyen Müftüoğlu, pandemi sürecinde çok daha önemli bir sağlık problemi haline geldiğini dile getiriyor. Bilhassa 65 yaş üstü ve 25 yaş altı grupta inanılmaz bir obezite patlamasının bizi beklediğini gösteren işaretler olduğunu söylüyor. Pandemiden sonra iç hastalıkları, endokronoloji ve beslenme uzmanlarına da çok iş düşecek diyor.

Hareketsizliğin sadece obeziteye sebep vermediğini aynı zamanda kas ve kemik erimelerine sebep olduğunu söyleyen Osman Müftüoğlu, bu iki dokusal kayıp öncelikle yaşlılarımızı tehdit ediyor ve bizi gelecekte daha fazla sayıda yorgun, kemiği ve kası erimiş, dengesi bozulmuş, iskelet sistemi arızaya geçmiş yaşlı insanların olacağını dile getiriyor. Bu sorunun çözümünde de metabolizma ve endokronoloji uzmanlarına çok iş düşeceğini belirtiyor.

Pandemi süreci milyonlarca insanın ölümüne sebep oldu. Aşılama çalışmaları umut oldu, ancak tehlike henüz geçmiş değil. Bu süreçte izole yaşam, kontrollü hayat devam edecek. Kurallara uyarak bu süreci hep birlikte atlatacağız. Pandeminin ölümcül tehlikesi bizi korkuturken, ruh sağlımız başta olmakla birlikte derin pandeminin tahribatlarını göz ardı edemeyiz. Bu bağlamda; Osman Müftüoğlu’nun tespitleri önem arz etmektedir. Umarım sağlık politikalarımızı belirleyenler bu uyarıları dikkate alırlar. Hep birlikte mutlu, huzurlu ve sağlıklı günlerimiz olması dileğiyle kalın sağlıcakla…