Doç. Dr. Süleyman COŞKUNER

Kaliteli Yaşam Uzmanı

suleymancoskuner@hotmail.com

Yalnızlık

Sosyoloji kürsüsü başkanı Profesör, yüksek lisans öğrencilerine, "yalnızlık" konusunu uygulamalı işlemek üzere, bir dönem ödevi verdi. İki öğrenci bir ödev hazırlayıp, yazılı ve görsel olarak dönem sonunda sınıfa sunulacaktı.
Oğuz ve Elif, Torosların zirvelerinde kuş uçmaz kervan geçmez bir mezrada tek başına, tek göz odalı bir yayla evinde yaşayan, 83 yaşındaki Esma nineyi bulurlar.
Kameralarını, kaydedicilerini ayarlarlar ve çalışmaya başlarlar.
- Esselamün Aleyküm nineciğim. Nasılsınız?
- Aleyküm es selam yavrularım. İyiyim Allahıma çok şükür. Sizler nasılsınız?
- Bizler de iyiyiz nineciğim. Çok şükür.  Okulumuzda Bölüm Başkanı hocamız bir proje ödevi verdi. Onun için sizi ziyarete geldik. Bize yardımcı olur musunuz?
- Tabi olurum yavrularım. Gelin bahçeye çıkalım, ceviz ağacının altına bir hasır sereyim.
Çevrede insan namına hiç kimse yoktur. En yakın komşu 3 km uzaklıktadır. 20-30 tavuk, bir koca köpek ve iki yavrusu, uzakta otlayan bir eşek ve birkaç inek ve yavruları, evin arka tarafında kaydırmadan bir ahır ve samanlık. Evde su yok. 200 metre ileride bir dağ çeşmesi var.
- Esma nine, burada tek başına mı yaşıyorsun? Kimin kimsen yok mu?
- Evet yavrularım tek başıma yaşıyorum. Kocam 10 yıl oldu rahmetli olalı. 4 çocuğum var onlar da evliler ve şehirde görevleri var.
- Akrabaların yok mu?
- Vardılar ama büyükler Rahman'a göçtüler, gençler de şehirlere yerleştiler.
- Evlatların ziyaretine gelirler mi?
- Bazen hafta sonlarında ve bayramlarda gelirler, sağ olsunlar.
- Peki yalnızlıkla aran nasıl? Canın hiç sıkılmaz mı?
- Yalnız değilim ki. Kedilerim, köpeklerim, eşeğim, ineklerim, buzağılarım, keçilerim, oğlaklarım, tavuklarım, civcivlerim var. Onların bakımı, sağımı, gütmesi, benim günümün hoş geçmesini sağlarlar.
- Ama Esma ninem, onlar tamam da, insanın insana ihtiyacı olmaz mı?
- Olmaz olur mu yavrularım. Arada bir uzaktan komşularım gelirler, bazen muhtar efendi uğrar halimi hatırımı sorar. Sevinirim elbet. Ama daha çok hayvanlarımla vakit geçirdiğim için, onlar beni daha çok oyalarlar.
- Şehre, evlatlarının yanına gitmeyi düşünmedin mi? Oralarda hayat daha renklidir.
- Yapamam yavrum oralarda. Onlar işe gidince sıkılırım. Şehre ayak uyduramam. Hem hayvanlarıma kim bakacak ben şehre gidince?
-  Hayvanların bakımı dışında, vaktini nasıl geçirirsin nineciğim?
- Ateşimi yakarım, çeşmeden şu getiririm, yemeğimi yaparım, süt - yoğurt - çökelek ile uğraşırım, tandır ekmeği yaparım, namazlarımı kılarım, Kur’anımı okurum, tesbihimi  çekerim,  odun - çalı - çırpı işlerimle uğraşırım, bahçemi çapalayıp sularım. Gördüğünüz gibi hiç boş vaktim olmaz. Geri kalan zamanlarda da dinlenir ve tefekkür ederim.
- Maşallah, Maşallah nineciğim. Rabbim güç - takat versin size.
- Hiç canınız sıkılmaz mı?
- Canımı sıksam ne faydası olur ki? Bu hayat benim kaderim. Kendi kendime niye günlerimi zehir edeyim ki... Hem sağlığım da yerinde şükür Rabbime.
Yavrularım, biz burada doğup büyüdük. Anam - babam ve tüm geçmişlerim köy mezarlığımızda yatıyorlar. Sık sık onları ziyaret ederim. Onlarla konuşurum, "ben de geleceğim yanınıza" derim.
Her bir ağacın, derenin - tepenin, pınarın, yıkılan evlerimizin duvarlarının, taşlarının hatıraları vardır yüreğimizde.
- Nineciğim, yani yalnızlıktan hiç şikayetçi değilsiniz?
- Tabi ki şikayetçi değilim. Benim şartlarım ve yaşantı şeklim budur. Sahip olduğum nimetlere şükrederim. Olamadıklarıma kaderim der sabreder, tahammül ederim. Hem benim hayvanlarım bana hiç yalnızlık çektirmezler. Onlar, birçok insandan daha yüksek meziyetlere sahiptirler.
- Peki nineciğim. Çok teşekkür ederiz. Allah sizden razı olsun.
- Rabbim sizlerden de razı olsun yavrularım. Her zaman ayranımı içmeye, tereyağlı kömbe yemeye beklerim.
Gençler, Esma ninenin ellerini hürmetle öperler ve vedalaşarak ayrılırlar.
- Açıkçası ben Esma ninenin bu dağ hayatından ve yalnızlıktan şikayet edeceğini bekliyordum. Benim hipotez yerle bir oldu.
- Esma ninedeki imanı, kadere inanmayı, hayvan ve çevre sevgisini, evlatlarından bile bir beklenti içerisine girmediğini, kimseye minnet borcu olmadığını, yaşama sevincini, sevgiyi, saygıyı, değer vermeyi, ibadetten aldığı lezzeti fark edebildin mi?
- Elbette ettim. Etmez olur muyum hiç.
- Ödevin birinci bölümünü süper bir şekilde başardık. Esma nine sayesinde. Şimdi zor bölümünde sıra.
- Elbette. Şehrin en kalabalık yerinde yaşayıp da, yalnızlık çeken birini bulmamız gerekiyor.
- İnşallah buluruz da, ödevimizi başarılı bir şekilde bitirip, heyecanla arkadaşlarımıza ve hocamıza sunarız.

Selam, sevgi ve dualarımla.
Yüceler Yücesine emanet olalım.