Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Ramazan

Cenâb-ı Allah’a şükürler olsun, yeni bir Ramazan ayına eriştik.

Ramazan ayları, sosyal yardımlaşma faaliyetlerinin en çok olduğu zaman dilimidir.

İslâmî tâbir olarak ‘İnfak’ kelimesiyle anılıyor. Halk arasında ‘Hayır işleri’ deniliyor. Bir de               ‘Sadaka’ kavramı var. Zekât, fidye ve fitre Ramazan ayında veriliyor. İnfakta bulunulması, sadaka verilmesi, muhtaç durumda olan kişilere yardım edilmesi ve hayır işlerinin yapılması hükümleri, Kur’ân-ı Kerîm’de ve Hadis-i Şeriflerde yer alıyor.

Şartlar gereği bâzı insanlar, çalışarak elde ettikleriyle ihtiyacını karşılamak imkânı bulamayabiliyor. İslâmiyet bu durum sebebiyle sosyal yardımlaşmayı emretmiştir.

Sosyal yardımlaşma; insanlar arasındaki münâsebetlerin güçlenmesini, insanların birbirine yakınlaşmasını, sevginin ve saygının artmasını ve kıskançlıkların, hasedin ve kötülüklerin ortadan kalkmasını sağlar.  

Onun için İslâm’daki sosyal dayanışma ve yardımlaşma konusu mühim bir yer tutmaktadır. Şuna inanalım ki: Allah-u teâlâ kullarına imkânlar veriyor bu imkânların bir kısmını da Allah yolunda kullanmalarını istiyor. Mesela: Âyet-i Kerîme’de meâlen buyruluyor ki: ‘Sana nasıl ihsanda bulunulmuşsa, sana iyilikte bulunulmuşsa, bol bol nimetler verilmişse, sen de fakirlerin hakkını öde, kulluk borcunu ver.’

Para, mal ve mülk, İslâm’da bir imtihan mevzuudur. Allahu teâlâ kullarını birçok şeylerle imtihan ediyor, bir tanesi de O’nun ihsan buyurduğu mal-mülktür. ‘Mal sizin için bir imtihan mevzuudur. Evlatlarınız sizin için bir imtihan mevzuudur.’

Sosyal yardımlaşmanın bir unsuru olan zekât farz ibâdettir. Namazla zekât birbirinden hiç ayrılmıyor. Âyet-i Kerîme’de meâlen; Namazı kılınız, zekâtı veriniz.’ Buyruluyor. Sadakalar da zekât yerine kullanılıyor.

Zekâtla sadaka birbirine bağlıdır.  Kur’ân’ı Kerîm’de sadaka diye de geçiyor. Fakirlere ve çok muhtaçlara sadaka vermek farzdır. Zekât toplayanlara da sadaka verilir.

Herkes zekât ve sadaka verme imkânına sâhip olamayabilir. Bu durumdakiler, ihtiyacı olan, darda kalmış bir kişiye bedenen yardım eder. Yardım edeceği kişinin Müslüman olması şart değildir. Meselâ bir câmi inşaatında ücret almaksızın veya sembolik bir ücretle çalışır, ev kendisine ev yapmakta olan bir insana, köyüne su getirmeye çalışan köylülere yardım maksadıyla çalışabilir. Başka bir imkân daha var: Varlıklı bir insana gider, ‘Şurada bir ihtiyaç sâhibi, muhtaç insan var, onun ihtiyacını karşılayabilir misiniz?’ Der. Hayra vesile olmakla hayır işini yapmış gibi olur. Hayır işini yapanın da hayrından hiçbir şey eksilmez.  Bu hareket de sadakadır.  Bunlardan hiçbirini yapamıyorsa, kendisini günahlardan alıkoyar.

Bu duygu ve düşünceler içerisinde aziz ve muhterem okuyucularımın Ramazan ayını tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum.