Doğu Karadeniz Gezisi - 2

Samsun’a doğru yola koyulduk. Hedefimizde Samsun değil Erfelek barajının yanındaki Tatlıca Şelaleleri. Günün sonuna doğru şelalelere ulaştık. Aman yarabbi herkes orada panayır yeri gibi yer gök araç ve insan. Tabii şelaleler görülesi doğa harikaları 8, 10 şelaleden oluşuyor. Hepsi biri birine akarken güzel görünümlü ard arda şelaler oluşmuş.

Artık hedefimiz Samsun. Yine yollarda ardı ardına tüneller var (Gerze Tüneli 350 mt, Yenikent Tüneli 1597 mt ). Yeni sahil yolundan ilerliyoruz. Önce Bafra İlçesine giriyoruz. Bafra, 142.000 nüfuslu Kızılırmak’ın denize döküldüğü ve delta oluşturduğu bir yer. Bereketli topraklarıyla, Bafra Deltası, kuş barınaklarıyla ünlü bir yerleşim yeri oluşturmuş. 19 Mayıs İlçesi daha küçük ölçekli bir ilçe. Akşamın karanlığında geçmek zorunda kaldık.

Samsun 638.000 nüfuslu modern bir şehir. Öğretmenevinde yer bulduk. Dinlendikten sonra ertesi gün Samsun’u gezmeye başladık. Öğretmenevi şehrin merkezinde ancak otopark sorunu olan bir yerleşim. Aracınızı oralar da bir yerde park etmek zorundasınız. Ertesi sabah park cezası ile karşılaştık. Samsun’un güzelliği için cezayı kuzu kuzu ödedik.

Samsun’un sahili çok güzel, her yerde parklar ve dinlenilecek alanlar mevcut. Öncelikle Atamızın Meşhur at üzerindeki Heykelinin bulunduğu alanı gezelim dedik. O gün okulların açıldığı gün dolayısıyla kalabalık bir öğrenci topluluğu çelenk sunmak üzere oraya toplanmışlar. Herkes orada. Çelenk sunumundan sonra bizim gibi turistler kaldı. Atamızı selamladık birkaç poz fotoğraf çektikten sonra Atatürk ün Anadolu’ya açıldığı Bandırma Vapuru’nu görmeye gittik. Orijinal vapuru gezdik, içerisi mumya figürler le gününe uygun hale getirilmiş. Alt kattaki salonda giysileri ve silahları ile bazı fotoğrafları sergilenmiş. Sade ve güzel bir tarzda hazırlanmış. Çok beğendik. Emeği geçenlere teşekkürler.

Samsun’u gezmeye devam ettik. Yıllar önceki bir dostumuzu ziyaret ettik, hasret giderdik. Özlemle Samsun’dan ayrıldık.

Yeni hedefimiz Ünye. Oraya doğru yolumuza devam ettik, yollar kalabalıklaşmaya başladı. Trafik yoğun dikkat etmek gerek.

Yolumuzun üzerinde Çarşamba var. Çarşamba 140.000 nüfuslu bir ilçe. Yeşilırmak buradan denize dökülüyor. Büyük bir delta ve kuş cenneti oluşmuş. Devamla Terme’ye giriyoruz. 70.000 nüfusu ile bizi karşılıyor. Her taraf yeşil ve fındık bahçesi. Ünye bizi 121.000 nüfusu ile karşılıyor. Trafik hala yoğun. Nasıl olmasın ki her yerde hız sınırlaması var EDS denilen canavar radarlar insanları cezaya boğmuş. Gezimiz zehir olmasın diye 60 km hızla seyrediyoruz. Belki latife olacak ama Karadenizimizin güzelliklerini görün diye yavaş gitmemizi istiyor olabilirler. Ünye’de bir dostumuz da kalmaya karar verdik. O bölgeye giden insanımız bu radarlardan bezmiş bir yolunu bulsalar Ordu şehri bölgesinden geçmeyecekler. Devletimiz bölünmüş yollar yapmış, hız sınırını da 110 belirlemiş ama gitmek ne mümkün. 82 km hız koymuş bir anda 50 km yapmışlar hiçbir araç oradan oraya hız sınırını düşüremez mümkün değil. Tek çare her yerde Ordu bölgesini geçene kadar 60 ile gitmek trafik sıkışıyormuş yetkililerin umurunda değil.

Çok hoş bir sohbetten sonra ancak saat 02.00 gibi yatabildik. Çok teşekkür ediyoruz dostlara.

Fatsa’ya doğru sabahleyin yola devam ediyoruz. Fatsa 111.000 nüfuslu mavi ile yeşilin kaynaştığı bir yer. Her taraf fındık bahçeleri. İnsanları çalışkan.

Devamla Perşembe’ye doğru hareket ettik. Karadeniz Otoyolundan ayrıldık eski Perşembe sahil yolundan ilerliyoruz. Sahil yoluna girdiğimiz de bizi Hazinedaroğlu Konağı karşılıyor konakla ilgili bilgi alabiliyoruz. Konağı gezme imkânımız olmadı aldığımız bilgilere göre; Gözetleme ve karakol görevi için iç ve dış olmak üzere iki bölümden oluşmuştur. İç kale kalenin batı ucunda yer almakta, çok yüksek duvarlardan oluşmuş, kesme taşlar kullanılmıştır, içinde bazilika planlı küçük bir şapel bulunmaktadır, iç kale üzerine 18. yüzyılda ahşap bir konak yapılmıştır. Kademoğlu Konağı olarak bilinen bu ev, iç kale üzerine çift cumbalı olarak yapılmıştır. Yola devamla hemen üsteki köyün denize bakan yamacına kurulmuş güzel bir ev dikkatimizden kaçmadı. Çay içmek üzere aracımızı park ettik. Basın ve yayın organlarında ismi çok anılan ‘uzun saçlının yeri’ denilen yerde çaylarımızı denize karşı yudumlamak ayrı bir zevkti. Çayımız manzaramız keyfimiz güzeldi dinlendik yola koyulduk. Önümüze Yason Kilisesi levhası çıkana kadar devam. Aslında Yason Burnu veya Yason Feneri olarak adlandırılmakta. O alanda 1868 yılında yörede yaşayan Rumlardan kalan bir kilise, deniz feneri ve şahane bir gün batımı manzarası var... Geçtiğimiz yollarda yine tüneller mevcut. En son Çaka tünelini geçtik. Perşembe 31.000 nüfuslu sakin bir şehir. Fazla oyalanmadan Ordu’ya geçiyoruz. 202.000 nüfusuyla bizi karşılıyor.