Dr. Zülfikar ÖZKAN

Avukat - Yazar - NLP Trainer

zulfikarozkan@hotmail.com

Şikâyet Etme, Şükret

Kendimizi şikayet etme alışkanlığı ile programlamayalım. “Hayat sana teşekkür ederim” diyelim.  Kıymet bilelim. Hayatımızdaki iyi şeyleri düşünelim. Elinizdekinin kıymetini bilmeniz haz, daha fazlasını isteme acı getirir, diyor Epikür. Tanrı’ya şükredelim.

Şikâyet edip etmememiz bir programın sonucudur. Bilinçaltımız 0-12 yaş döneminde şekilleniyor. Bu dönemde yaşanan tecrübeler ve inançlar sonraki hayat dilimini etkiliyor. Çoğu zaman sorunlarımızı küçük yaşta oluşturduğumuz referanslara, kaynaklara göre çözmeye çalışıyoruz. İşte bu programlarımız yüzünden şikayetimiz bol, şükretmemiz kıttır.

Şikâyetler, bir hoşnutsuzluğu, mutsuzluğu ifade eder. Olayların oluş tarzıyla ilgili olumsuz bir tutumdur. Çoğu zaman havadan, trafikten, muhalif partilerin yaptıklarından, akrabalardan, iyileşmeyen fiziksel rahatsızlıklardan vb. şikayet eder dururuz. Bunlar küçük şikayetlerdir, şikayet bile sayılmazlar, ama zihnimizdeki olumsuz programları güçlendirmekten başka bir işe yaramazlar. Bir şikayeti ifade etme basit bir davranıştır ancak hiç düşünülmeden ifade edilse bile, beyinde ani ve çoğunlukla güçlü kimyasal ve elektriksel değişiklikler oluşturur. Şikayet ettiğimizde zihnimizde yararımıza değil,  zararımıza programlar üretiriz ( Shad Helmstetter, Bizi Biz Yapan Seçimlerimiz, s. 166).

Bilinçaltı şikayetleri bir program olarak kabul eder ve kaydeder. Gelecekte başvurmak ve kullanmak üzere depolar ve tepki verir. Şikayet ister açıkça ifade edilsin, ister düşünülmeden kendimize ifade edilmiş olsun,  beynimizde karmaşık bir mekanizmayı harekete geçirir.

Kendimizi şikayet etme alışkanlığı ile programladığımızda şunlar olur:

• Şikayet etme beynimizde ilave bir olumsuz program oluşturur.

• Şikayet etmek, stres yaratır.

• Duruma gereksiz yere duygu katar. Sinirlilik, kızgınlık oluşturur.

• Şikayet etmek olumsuz insanları çeker. İnsanların bizden daha az hoşlanmasını sağlar.

• Şikayet etmek bulaşıcıdır, başkalarını da etkiler.

• Olumsuz yöne bakma alışkanlığını güçlendirir. Olumsuzluğa odaklanırken iyiyi kaçırmamıza sebep olur.

• Günümüzü iyi geçirmemiz için gerekli enerjiyi tüketir.

Şikayet etmek veya etmemek bir seçimdir. Herhangi bir konuyla ilgili ne hissettiğimiz ve ne düşündüğümüz bize bağlıdır. Enerjimiz bir hazinedir. Her birimize doğduğumuz anda sınırlı miktarda enerji, zaman ve bunlarla bir şey yapmak için fırsat verilmiştir. Ne yapacağımız tamamen bize kalmıştır. Moralimizi bozma veya bozmama bir seçimdir. Ya şikâyet edersiniz, ya etmezsiniz.

Kendine gerçekten değer veren kişi hazinesini akıllıca kullanır. Şikayet değil, şükretme alışkanlığı kazanırlar. Şükretmek, bugünle ilgilidir, yaşadığınız tecrübeden zevk almanızı sağlar, kişinin kendi gözündeki değerini artırır, stresle başa çıkmayı sağlar, ahlaklı davranışa yönlendirir, sosyal bağları kuvvetlendirir, kıskançlığı önler, güzellikleri göz ardı etmemizi engeller. Öyleyse seçimlerimizi, tercihlerimizi bilgece yapalım. Elinizdekinin kıymetini bilmeniz haz, daha fazlasını isteme acı getirir, diyor Epikür.

Gözünü pozitife çevirmek her alanda kişinin gücünü artırıyor. Bedeninde neyin çalışmadığını değil, neyin iyi çalıştığını görenler daha sağlıklı ve uzun ömürlü oluyorlar.  “Nail olduğunuz nimetleri sayın, dertlerinizi saymayın, der Dale Carnegie.