Dr. Zülfikar ÖZKAN

Avukat - Yazar - NLP Trainer

zulfikarozkan@hotmail.com

Seni Göremiyorum, Kendine Ait Hiçbir İz Bırakmadın mı?

Gerçek seni devamlı saklıyorsun, maskeliyorsun. Kendinden utanıyorsun. Reklamlar seni kandırıyor. Ağzının, koltuk altlarının, ayaklarının, ellerinin, derinin kokusundan utanman gerektiğini söylüyor. Bu uluslararası şirket reklamları “Ürünümüzü al, kokulardan kurtul” diyor. Kendini sevmen için kozmetik kokular alman gerektiğini, yoksa sosyal ortamlara giremeyeceğini her gün kulağına haykırıyor. Her organına uygun bir koku al. “Senin bütün organların, bütün parçaların bozuktur, çirkindir, bizim ürünlerle güzelleş!” diyor çok uluslu reklamlar. Peki neden kendi vücut kokularını hoş görmüyorsun?  Senin doğal kokuların nerede? Sen neredesin? Tanınmaz oldun. Sen mahlukların (yaratılmışların) en şereflisi, değil misin? Bir ayette "Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık" demiyor mu? (Tin: 4). Neden bedenini, kendini sevmiyorsun? Neden bütün parçalarını değiştirmek istiyorsun? Yoksa dolduruşa,  gaza mı geliyorsun?

Bu kadarla kalsan iyi? Reklamcılara göre doğal olan hoş değildir, yapay olan hoştur. O zaman estetikçiler seni bekliyor, burnundan biraz kesip kısaltsınlar veya uzatsınlar, kaşlarını kaldırsınlar veya indirsinler, kulaklarını küçültsünler veya büyültsünler, mümkünse sana ait bütün dış organlarını değiştirsinler… Dişlerini biraz kesip dışa doğru eğsinler, saçlarını değişik boyalarla değiştirsinler. Yüzünü germek için operasyonlar yapsınlar. Sonra yüzünü, kendi derin görünmeyecek şekilde boyatsınlar. Gerçek seni fırlatıp at, ameliyatla değiştirebildiğin kadar değiştir. Peki sen mi güzelleşiyorsun, kozmetik ürün firmaları mı? Yoksa estetik cerrahlar mı? Estetikçiler keyif çatıyor, bıyık altından gülüyorlar. Paraları toplayıp eğleniyor. Senin hem paran gidiyor, hem kendin olmaktan uzaklaşıyorsun.

  Kendini iyice gizle, koyu renk gözlük kullan, boyanmış saçlarınla yüzünü kapat. Sana ait hiçbir şey kalmasın. Aynı işlemleri çocuklarına da yaptır ki reklam şirketleri, estetikçileri kozmetikçiler bol bol kazansın. Çok mu güzel oldun? O zaman böyle kalsın. Olmaz! Reklamcılar modayı değiştirdi, onlara para lazım. Sil baştan.

Sakın bir şey okuma, kendini geliştirme, sen zaten gelişmişsin, reklamlara sosyal medyaya, gece geç saatlere kadar antika filmlere yoğunlaş. Reklamlara iyice kulak ver. Paranı nereye harcayacağını reklamcılardan öğren. Güzel bir iz bırak. Öldükten sonra saç boyalarınla, yüz ameliyatlarınla, maskelerinle, makyajlarınla anılacak ve ölümsüzleşeceksin... Bu hayatın çocuklarına örnek olacak. Merak etme, onlar da senin yolunu, yöntemini takip edecekler.

Yaşamak, sevmek, öğrenmek ve bir iz bırakmak... Bunları geç, bunlar boş laf, demoda...

Maneviyatı da hayatından çıkar, maneviyatla ilgili hayatında hiçbir iz kalmasın, ruhsal gelişme ile ilgili her şeyden uzak dur... Çocuklarını da manevi gelişmeden uzak tut.

Kendi kültür değerlerine sakın yaklaşma, çocuklarını da yaklaştırma.... Seni mutlu edecek modern kültür, batı müziği vb. var...

Unutma… Sen güzelleşirken kazanıyorsun, reklamcılar, estetikçiler, kozmetikçiler seni güzelleştirirken kazanıyor. Kazan- kazan yöntemi. Win- Win….Bu güzel bir yöntemle doğal halinden hiçbir şey kalmasın. Sakın ha! "Kendin olma", başkaları ne diyorsa o kılıfa gir. Aklını kullanma. Kendi üzerinde çalışma ki başkaları senin üzerinde rahat çalışabilsin.... Sakın ha! Kendinle temasa geçme...

Sahi kim güzelleşiyor? Sen mi, yoksa kozmetikçilerle estetikçiler mi?