Doç. Dr. Süleyman COŞKUNER

Kaliteli Yaşam Uzmanı

suleymancoskuner@hotmail.com

Değer Terazisi

Sosyal Medyada birçok kimse tarafından peynir ekmek gibi söylenen ve de çoğu kimse tarafından alkış alan bir cümle var:

"KİMSEYE EDERİNDEN FAZLA DEĞER VERME"...

Güzel de, bir kişinin değerini ölçen bir ölçümmetrenin geliştirildiğini henüz duymadım.

- Nasıl, 

- Neye göre, 

- Hangi duruma göre, 

- Kimin görüşüne göre, 

- Öğlene göre mi - sabaha göre mi - akşama göre mi, 

- - Mutlu bir ana göre mi, öfkeli bir ana göre mi, - - Bize verdiği faydaya göre mi - bize verdiği zarara göre mi???

Görülüyor ki, bir kişinin değerini hakkıyla ölçecek bir cihaz yok. Tamamen subjektif bir durum. 

Kişiler, karşılaştıkları değişik türdeki insanlar, değişik özgül ağırlığındaki olaylar karşısında akşama kadar sayısız karaktere bürünürler.

- Öfkelenebilirler, 

- Tebessüm edebilirler, 

- Katılaşabilirlar, 

- Merhametli olabilirler, 

- Celallenebilirler, 

- Duygusallaşabilirler, 

- Yardımsever veya cimri olabilirler.

Sözkonusu değişkenliklere göre, bir kişinin değeri nasıl ölçülür?

Genellikle insanlar karşıdan aldıkları geri bildirime göre, karşıdakine değer verir. 

Çok mülayim birini çok öfkeli iken, değer terazisine koyarsak, yanılacağımız aşikardır.

Çok öfkeli birini de mülayim bir durumunda değer terazisine koyarsak, yine yanılacağımız kaçınılmazdır.

Çok insafsız birine çok merhametlice yaklaşırsak,  belki kalbi yumuşayabilir. 

Ama "hangi dağda kurt öldü? diye düşünmekten de kendini alamayabilir.

Bu adama hangi değer notunu vereceğiz?

Nice haydutların garip insanlara yardım ettikleri, nice zenginlerin de çalışanlarını köle gibi kullandıkları görülmüştür. 

Bizim, insanların değerini ölçme ve ona göre de değer verme gibi bir vazifemiz yoktur.

Karşımıza çıkan veya çıkartılan her insan bizim sınavımızdır. Rabbim dilemese çıkarmazdı.

Herkesle iyi geçinme ve saygılı olma zorunluluğumuz vardır. 

Öyle kendi kendimize değer terazisi oluşturmaya ve ona göre davranış modeli geliştirmeye çalışırsak, bedavaya kendimize cephe açmış oluruz ve bu durum bizi Su-i zanna ve tehlikeye götürür.

Hani yaratılanı hoş görecektik Yaradandan  ötürü???

Selam, sevgi ve dualarımla.

Yüceler Yücesine emanet olalım.