Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Tanzimat Fermanı

182 yıl önce bu gün,  Gülhâne Hat-ı Hümâyûnu okundu. Tanzimat Fermânı olarak bilinir. Sadrazam Mustafa Reşit Paşa tarafından hazırlanmıştır. 
Tanzimat, Arapça bir kelime. Türkçe karşılığı:  ‘düzenlemeler’dir.  Ferman kelimesi ise: ‘pâdişah tarafından verilen yazılı emir’ demektir. 
Fermanın maksadı; Osmanlı Devleti’nin sosyal, siyâsî ve ekonomik yapısını, batılı ülkelerin benimsediği ölçülere uygun hâle getirmekti. 
Osmanlı Devleti; yönetimi altındaki azınlıklara, her türlü hakların kullanılmasında son derece âdil davranıyordu. Fakat görünürde, tanınan hakların belgeye dayandırılması, Zâhirde ise Osmanlı’nın gücünü zaafa uğratacak daha geniş haklar verilmesi, özellikle İngiltere tarafından seslendirilen bir düşünce idi. Sadrazam olmadan önce Londra’da büyükelçi olarak görev yapan Mustafa Reşit Paşa’nın İngiliz hayranı olması, batılı ülkelerin işini kolaylaştırdı. 
Tanzimat Fermanı ile, etkisini günümüzde de devam ettirilen batılılaşma hareketi başlatılmış oluyordu. Yaşanan ve çözümünde zorluklarla karşılaşılan problemler sebebiyle batılılaşma, bir ihtiyaç olmakla birlikte, uygulamada batı taklitçiliği ağır basınca, batılılaşma hareketleri zararlı sonuçlar doğurdu. Zararlı sonuçlar, kendilerini münevver olarak tanıtan kesimlerin, yeni münevverler yetişmesini engellemeleri ve münevverler ile halk kitlesi arasındaki düşünce ve yaşayış farklılıklarının, tabakalar arasında fay kırıklarının oluşması şeklinde gelişti. İlericilik – gericilik ayırımı o dönemlerin ürünüdür. Bir başka sonuç da azınlıklar lehine dışarıdan yapılan maksatlı müdâhalelerle sosyal yapının âni ve zorlama suretiyle değişikliğe uğramasıdır. 
Tanzimat Fermanı’nın ilânından sonra, batı kültürü ile yetişmiş, millî ve İslâmî bilgilerden uzak yöneticilerin yanlış uygulamaları ile Osmanlı Devleti’nin güç kaybı hızlandı. 
Düzenlemelerin ana prensipleri üç başlık altında toplanmıştı: 1- Müslüman ve gayrimüslim bütün vatandaşların can, mal ve nâmus güvenliği devlet tarafından sağlanacaktır.  2- Vergi; düzenli ve âdil bir şekilde belirlenip toplanacaktır. 3- Askerlik düzenli bir şekilde yapılacaktır. 
Kanunların nasıl yapılması gerektiği tespit edilmişti: Tanzimat Fermanı gereğince: Ceza Kanunu, memurlarla ilgili İdare Kanunu, Vergi Kanunu ve Ticâret Kanunu hazırlandı. Vergi Kanunu’ndaki çarpıklıklar sebebiyle gayrimüslimlere bir nevi muhtariyet verildi. Müslümanların vergileri devlet tarafından toplandığı halde gayrimüslimlerin vergisini kiliseler topluyor ve denetime tâbi tutulmadan harcanıyordu. Bu imkândan faydalanılarak Ermeniler ve Rumlar teşkilâtlandılar. Her teşkilât silâhlandı ve Osmanlı’ya karşı önce gizli, sonra da açık çalışmalar gerçekleştirdiler. Azınlıklara verilen haklar sebebiyle; Rusya; Ortodoksları, Fransa; Katolikleri ve İngiltere ise Protestan Hıristiyanları himâyeleri altına aldılar. Bu insanların, vatandaşı oldukları Osmanlı Devleti’ne değil de, kendilerine hizmet etmelerini sağladılar. Böylece devletine düşman bir vatandaş kitlesi oluştu. 
Halkın nazarında Tanzimat Fermanı şöyle yorumlanıyordu: ‘Bundan sonra gâvura gâvur denilmeyecek.’ 
Tanzimat Fermanı’nı hazırlatanlar, hedeflerine ulaştılar: Osmanlı Devleti yıkıldı. Osmanlı Devleti ile birlikte Tanzimat Fermanı da târihe karıştı. Fakat Fermanı hazırlayan zihniyet hâlâ diriliğini koruyor. Zihniyetin diriliği Türkiye Cumhuriyeti’ne zarar veriyor.  Çalışmalar o yöndedir. Devlete sâhip çıkanların daha şuurlu ve gayretli olması gerekiyor.