İlhan GÜLERTAN

Eğitmen, Yönetici ve Takım Koçu

ilhangulertan@akilveyurek.com.tr

Güç ve Sevgiyi Birlikte Düşünememek

İş dünyasının önemli problemi.

Başlık size garip gelmiş olabilir. Aynı cümle içinde güç, sevgi ve iş… Çoğunlukla güç ve iş kavramlarını birlikte düşünsek de sevgi ile diğer ikisini bağdaştırmakta zorluk çekiyoruz.

Baskın eğilimimiz kutuplaştırarak düşünmek; Siyah beyaz, iyi kötü, doğru yanlış, olur olmaz diye düşünmek eğilimindeyiz. Böyle düşününce de birinin varlığı diğerini reddediyor ve düşünce alanımızdan çıkarıyor.

Diğerini ret etme önemli bir maliyet yaratıyor; zıtlıkların birlikte var olabildiği ve gerçek zenginliğin bu alanda olduğunu göremiyoruz.

Bu maliyet daha gerçek ilişkiler kuramama, düşünce dünyamızı genişletememe, diğerlerinin bilgi ve deneyiminden yararlanamama şeklinde katlanarak ilerliyor. Çoğunlukla bu bedeli ödediğimizi de bilmeden elimizde ne varsa onunla yetinmek zorunda kalıyoruz.

Halbuki kendimize baksak dünyanın böyle kutuplu olmadığını net bir şekilde göreceğiz. Hepimiz zıt kutupların birleşip ete kemiğe büründüğü canlılarız.

Kendinize bakın… Hep sakin ya da sinirli, hep sabırsız ya da sabırlı, hep dikkatli ya da dikkatsiz, hep anlayışlı ya da anlayışsız değilsiniz. Bir özelliği daha fazla sergiliyoruz. Bu doğru. Ancak şunu da görmek lazım; hepimiz bazen sinirli bazen sakinsiniz, bazen çok sabırlı bazen de sabırsızsınız ya da bazen dikkatli bazen dikkatsizsiniz.

Yani hem o, hem diğeriyiz. Zıtlıklar bizde bir arada var olabiliyorsa iş hayatında da birlikte var olabilirler.

O zaman iş dünyasında hem sevgi hem de güç birlikte yol alabilir. Çalışma ortamımıza ikisini de getirsek neler olabileceğini bir düşünün.

Martin Luther King diyor ki; “Sevgisiz güç pervasız ve saldırgan, güçsüz sevgi ise duygusal ve zayıftır. Zamanımızın en büyük krizini yaratan şey bu sevgisiz güç ve güçsüz sevginin çarpışmasıdır.”

İş dünyası liderlerinin VUCA dünyasında sistemlerini ayakta tutmak için bakmaları gereken ilk yerin burası olduğunu düşünüyorum.

Çözümü ise dilimizi değiştirmekten geçiyor. Ancak o başka bir yazının konusu.

Diğer yazıya kadar görüşlerinizi duymayı çok isterim. Siz ne düşünüyorsunuz?