Halil İbrahim KAHRAMAN

Doktor

Yorulduk! Tekrar Bir Virüs Yazısı

Geçen hafta bir viral hastalığı (Covid - 19 ) bizzat yaşayıp şifa ile atlattım. Boğaz ağrısı, bitkinlik ve boğazdaki doluluğun ızdırabı bile insanı endişelendiren bu hastalığın akciğerleri tuttuğunda ne kadar büyük bir sıkıntı yaşatabileceğini tahmin ediyorum. Aşılarımın sağladığı bağışıklığımın (antikorlarım sayesinde) gücü ile hafif atlattığımı düşünüyorum. Yakalanmayanların gerek tedbirlere uymasının gerekse aşıyla korunmasının önemini bizzat görmüş oldum.

Her kış ayı girişinde insanlarımız özellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarına çokça yakalanırlar ve buna bağlı olarak işlerine, okullarına gidemezler. Bunlar çoğunlukla virüslerin sebep olduğu hastalıklardır. 2019 kış girişinde Çin de başlayıp tüm dünyayı etkisi altına alan Covid 19 büyük salgını da bir virüs hastalığıdır. İkinci yılını dolduran bu salgın, korunma tedbirleri, karantinalar ve aşıyla kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır. Virüslerin doğal özelliği olan ve mutasyon dediğimiz yapı değiştirmelerinin etkisiyle salgın etkisini hala sürdürürken başta influenza olmak üzere farklı virüslerinde devreye girmesiyle ortaya çıkan hastalıklar sağlığımızı yine tehdit etmektedir.

Boğaz ağrısı, öksürük, burun akıntısı bazen 39 derecelere çıkan ateş, baş ve adale ağrıları, genel halsizlik, bitkinlik gibi şikayetlerin her biri bu sonbahar-kış hastalıklarının belirtilerindendir. Hafif olduğunda genellikle soğuk algınlığı, nezle dediğimiz basit viral enfeksiyonu düşündürür. Şikayetin şiddeti ve fazlalığı başta influenza tipi olma üzere Covid-19 gribine kadar giden ihtimalleri akla getirir. Nitekim son 20-30 yıl içinde kuş gribi, domuz gribi, sars, mers gibi hastalıkların her biri benzeri şikayetlerle başlamış ve yakaladığı insanın hassasiyeti ve vücut direncine göre ölüme kadar giden sağlık sorunlarına sebep olmuş viral enfeksiyonlardır. Covid-19 dışında pandemi dediğimiz büyük salgın yaşamamamız büyük şanstır.

Kesin teşhis nasıl konulur? Virüsler mikroskoplarla görülemeyecek kadar küçük varlıklardır. Kendi başlarına canlı değildirler. Bitki, hayvan veya insan hücreleri içinde canlılık gösteren RNA veya DNA dan ibaret varlıklardır. Girdikleri hücre içinde çoğalarak etki gösterirler. Enfeksiyon hastalıklarının bazı kan testleri ile bakteriler veya virüslerden olup olmadığını anlayabiliriz. Kültür-antibiogram tetkikleri ve bazı radyolojik tetkiklerde ayırt edici teşhiste kullanılır. Virüslerin kültür testleri yumurta embriyosu gibi canlı kültür testleridir ve henüz günlük pratiğe girmemişlerdir. Bazı özel durumlarda kesin teşhis için bu tür tetkiklere başvurulur. Virüs enfeksiyonlarının teşhisinde son yıllarda PCR gibi etkenin antijen dediğimiz protein parçacıklarını gösteren laboratuvar tekniklerinden istifade edilmektedir. Ayrıca eliza testleri denilen antikorların varlığını gösteren teknik de teşhis ve takipte önemli bir imkandır.

Covid-19 dahil birçok virüs hastalığının hem teşhisinde hem takibinde bu laboratuvar metodlarından istifade edebilmekteyiz. Bu laboratuvar teknikleri sayesinde viral hastalıkların erken teşhisi yapılabilmektedir. Bu sayede bulaşıcı viral hastalıkların tehlikesinin farkına varılıp gerekli tedbirler alınarak bulaş zincirinin erken kırılması mümkün olmaktadır. Teşhisin doğruluğu hastalığın takip ve tedavisinde önemli bir imkandır.

Doğru teşhis doğru tedavi demektir. Viral enfeksiyonlar ve salgınlar günümüzün ve önümüzdeki yılların önemli sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaya devam edecektir. Bilinçli davranış bu konuda da sorunun daha kolay ve çabuk çözümünün yegane yoludur. Teşhis, tedavi ve koruma yolundaki doğru adımlar sorunun çabuk çözümü ve daha az zararla atlatılmasının yegane yoludur. Salgının bittiği, hastalıksız, sağlıklı mutlu günler dileğiyle.