Recep Ayı ve Klavye Dindarlığı

Recep ayına girmiş bulunmaktayız. Dünya Müslümanları bugünü, en güzel kelimeler ve süslü cümlelerle mesaj yoluyla duyurma yarış içinde olsalar da bu durum İslâm coğrafyasındaki olumsuzlukları düzeltmeye yetmiyor.

Doğruluk, güzel ahlâk, adalet gibi ilahî öğretilerden örneklerin sergilendiği bu mesajların her geçen gün daha abartılı ve artan biçimde yaygınlaşmasına rağmen, bu mesajların ifade ettiği öğretilerin sosyal hayata yansımaması Dünya Müslümanlarının üzerinde düşünmesi gereken önemli bir konudur.

Halk dindarlığının göstergesi olan bu tür yaklaşımların, gerçek dindarlığın önüne geçme riski ise İslam Coğrafyasının bu günü ve geleceği için son derece vahim bir durumdur.

Rüşvetin, hırsızlığın, adaletsizliğin, insan hakları ihlallerinin, kadın cinayetlerinin, haksız kazancın, adam kayırmanın, gelir dağılımındaki dengesizliğin, cehaletin kol gezdiği İslam Coğrafyasındaki bu olumsuz tablo Regaip Kandilini kutlama konusunda yarış halinde olan dünya Müslümanlarının kapsam alanına girmemektedir.

Dün olduğu gibi bu günde ülkelerinde can ve mal güvenliği endişesi yaşayan Müslümanlar canları pahasına Hıristiyan ülkelerine göç etmek istemekteler.

Bu umut yolculuğunda ne dramların yaşandığına insanlık olarak tanık olmaktayız.

Bu gün, yazılı ve görsel medya ile iletişim ağları Regaip Kandili’ni kutlama mesajları ile çalkalanırken, Edirne sınırında, yarı çıplak vaziyette donmuş olarak bulunan 19 düzensiz göçmenin yürekleri burkan görüntüleri nedense çoğu kesimin ilgisini dahi çekmedi.

Recep ayının ilk günü, Asri Mezarlığı’n musallasında cenaze namazını kılmak için gittiğimiz Afganistanlı Roghayyeh’in tabutu başında, böyle bir dramın yüreklerimizi sızlatan üzüntüsünü bir kez daha yaşadık.

Yeni bir dünya kurmak ve özgürce yaşamak için üç kız çocuğu ile birlikte geçen yıl Erzurum’a gelen Afganistanlı bu Müslüman ailenin çıkan bir yangında tüm hayallerinin yanıp kül olduğunu, anne, Roghayyeh Alavi’nin yaşamdan koptuğunu, ortada kalan iki çocuğun Devletimizin himayesine alındığını, ortanca çocuğun tedavisinin sürdüğünü hatırlayıp, beynimizi zonklatan düşüncelerle Afganistan’da doğan, İran’da yaşayan ve Türkiye’de toprağa kavuşan bir hayatın kader kelimesiyle nasıl izah edileceğini düşündük.

Arapça kökenli olan Regaip kelimesi mana olarak “rağbet edilen şey, ummak, beklemek” manasına gelmektedir.

Bu münasebetle dünya Müslümanları olarak bu günde ilimde, adalette, gelişmişlikte, insan haklarında, yönetimde ve yaşamın her alanında dünyanın gıpta edeceği bir Müslüman dünyayı arzulamak ve bu yolda adımlar atmak zorundayız.

Ne mutlu Regaip Kandilini bu bilinçte kutlayanlara! Ne mutlu insan olma onurunu taşıyanlara! Ne mutlu elinden ve dilinden emin olunan gerçek dindarlara!..