Hicran GÖZE

Avukat - Yazar

Tolerans Dini

Aziz okuyucularım sizleri bugün eşim Ergun Göze’nin bir yazısıyla baş başa bırakmak istiyorum. Onun bu dünyayı terk edene kadar Allah ve Peygamber aşkıyla dolu olarak İslâm’ın gerçeğini anlatmaktan hiç yorulmayan kaleminin ürünü olan yüzlerce yazısından biriyle…  

                                                  Tolerans Dini

 

Dinimiz müsamaha dinidir. Bakmayın siz bazı kişilerin “Cennet Çavuşu “kesilmesine… Her şeyiyle apaçık ortadadır dinimiz. En güzel kapısının adı da müsamahadır. Hiç suiistimale ihtiyaç bırakmayacak kadar geniş bir müsamaha. Ramazan ayındayız, misali oruçtan verelim. Bir gün birisi geldi, büyük peygamberimizin huzuruna ve aralarında mealen şu konuşma geçti:

- Ey Allah’ın peygamberi mahvoldum!

- Ne var ne oldu?

- Oruçlu iken zevceme yaklaştım.

- Bir köleyi hürriyetine kavuşturabilir misin?

- Hayır, öyle bir imkânım yok.

- İki ay oruç tutabilir misin?

- Tutamam, hem bu felâket başıma oruç yüzünden gelmedi mi?

- Altmış yoksulu doyurabilir misin?

- O imkânım da yok Ya Resulullah… O sırada Peygamberimize bir sepet hurma getirdiler. Salât ve selâmın sahibi, bu hediyeyi çaresiz kalmış oruç bozucuya devretti ve dedi ki;

- Al bu sepeti. İçindeki hurmaları bu civarın en ihtiyaçlı ailesi kimse onlara sadaka et.

- Bu civarda inan olsun benim ailemden daha ihtiyaçlı ve fakir başka bir aile mevcut değildir.

Bu söz üzerine, Allah’ın Peygamberi, insanoğlunun en hayırlısı ve en güzeli, dişleri gözükünceye kadar güldüler ve dediler ki;                                                                  

- Peki, al bu hurmaları götür ailene ikram et.

Oruç gününde iki nevi toleranssızlıkla karşılaşıyoruz. Birisi eskidendi… Oruç tutuyorum diye etrafı kasıp kavuran, başkalarının oruçlarını teftiş etmeye uğraşan ve orucu kılı kırk yararcasına tâyin eden… Kaşları, yüzleri, çehreleri çatık kişiler… Oruçsuzları derhal cennetten tahliye edip cehenneme postalayan kişiler… Bunlar namaz için de aynı şeyi yaparlardı. Bunlardan bir tanesinin elinde sigara kâğıdı, namaz kılanların topuğu “yere tam değiyor mu, değmiyor mu” diye teftiş ettiğini anlatmışlardı.

Yenilerde ise, oruç tutanların haline bu sefer başka bir yönden karışan, oruç tutuyor diye derhal onu ilericilik sınıfından tardedip gericilik sınıfına indiren ve kendisinin ne kadar ilerici olduğunu göstermek için sigarasının dumanını üflemek için oruçtan süzülmüş bir yüz arayan tipler. Eskinin oruçsuzluğa müsamahasızlığını daha hiddet ve şiddetle bu sefer oruçluluk hakkında tatbik edenler. Eskilerde Ermeni vatandaşlarımız bile Ramazanda müslüman dostlarının yanında pek keyifli ve karnı tok görünmemeyi tercih edecek kadar müsamahalı idiler.

Ne oldu bazılarımıza ki, bu kadar büyük bir müsamaha dinine Ermeni vatandaşlarımız kadar olsun müsamaha göstermek nezaketini kaybettiler. Galiba bu hallerine müsamaha etmeyi de müsamaha dininin daha dikkatli takipçilerine bıraktılar.