Seyfettin KARAMIZRAK

Bir Kitap Fuarının Ardından

Okulöncesi Dönemdeki Çocuklara Seslenen Kitaplarda Bulunması Gereken Özellikler;

•Çocuk Edebiyatı

•Çocuk Edebiyatı Kavramı

•Okulöncesi Dönemdeki Çocuklara Seslenen Kitaplarda Bulunması Gereken Özellikler

• Çocuk Edebiyatı ve Metin Türleri (Masal)

•Okulöncesi Çocuk Anlatıları: Öykü ve Roman

• Okulöncesi Eğitimde Tekerleme ve Bilmeceler

•Okulöncesi Eğitimde Şiir

•Okulöncesinde Çocuk Edebiyatı ve Drama

•Türk Çocuk Edebiyatı

•Çocuk Şiiri ve Çocuk Şiirleri Yazan Şairler

• Tanzimattan Günümüze Çocuk Edebiyatı ve Bazı Öneriler

Okulöncesi Dönemdeki Çocuklara Seslenen Kitaplarda Bulunması Gereken Özellikler

İçerik

• Giriş

• Çocuk Kitaplarının Dış Yapı Özellikleri

• Çocuk Kitaplarının İç Yapı Özellikleri

• Çocuk Kitaplarında Uyulması Gereken Eğitim İlkeleri

• Özet

Giriş

Çocuk kitabı, çocuğun yazılı ve görsel kültürle iletişimini sağlayan önemli bir araçtır. Çocuğun, okuma alışkanlığı edinmiş bir birey olarak yetişkinler dünyasında yer almasını belirleyen etkili bir uyarandır.

Kitap çocuk ilişkisi, çocuğa insan, hayvan ve doğa gerçekliğini tanıma, bulma (keşfetme) ve anlama olanağı yaratır. Çocukla yaşam arasında bağ kurar. Çocuğu yaşama ortak eder. Bu ortaklık, çocuğun beğenilerini, duygu ve düşüncelerini biçimlendirir, değiştirir, yetkinleştirir. Çocuğun duygu ve düşünce evreni için yeni, özgün beslenme kaynakları yaratır. Bu kaynaklar, çocuğun anlama ve anlatma becerilerini geliştirir. Kişilik gelişimi sürecine ve toplumsallaşmasına katkı sağlar.

Oyuncaklar çocuğun oyun gereksiniminin karşılanmasında önemli bir işlevi yerine getirir. Kitap da görsel ve içerik özellikleriyle çocuğun ilgi ve beğeni alanına girerek öncelikle eğlendirme ve çocukla doğal bir etkileşim ortamı yaratarak da yeni davranışlar kazandırma amacını gerçekleştirmelidir.

Çocuk Kitaplarının Dış Yapı Özellikleri

Çocuk kitaplarının, anılan işlevlerini yerine getirebilmesi için, hem dış yapı (biçimsel) hem de iç yapı (içerik) özelliklerine uygun olarak hazırlanması gerekir. Okulöncesi dönemden başlayarak çocukların kullanımına sunulan kitapların yapısal nitelikleri, ileride okuma kültürü edinmiş bireylerin yetişmesi için bir alt yapı oluşturacaktır. "Okulöncesi dönemdeki çocuklar için hazırlanacak kitaplarda bulunması gereken özellikler neler olmalıdır" sorusu, öncelikle bir kitabın biçimsel özelliklerini oluşturan tüm öğelerin sınanmasını gerekli kılmaktadır.

Çocuk kitaplarının dış yapı (biçimsel) özelliklerini aşağıda tek tek ele alacağımız altı başlıkta inceleyeceğiz.

Boyutlar

3-6 yaş grubundaki çocuklar, genellikle değişik boyutlardaki (büyüklük) kitapları karıştırmaktan, onların sayfalarını çevirmekten hoşlanırlar. Bu yaştaki çocuklara seslenen kitapların, çocuğun el ve göz yapısına uygun, hacim ve ağırlık yönünden de taşınabilir olmasına özen gösterilmelidir. Kitaplar, çocuğun sayfalarını rahatça çevirebileceği, günlük yaşamında dilediği an kullanabileceği, kullanırken de zorlanmayacağı bir araç özelliği taşımalıdır. Okulöncesi eğitim kurumlarında, öğretmenlerin katkılarıyla büyük boyutlu kitaplar da kullanılabilir, ilköğretim çağındaki çocuklar için hazırlanacak kitapların ise çocuklarda kitaplık oluşturma-kul-lanma alışkanlığını da yerleştirmek amacıyla, kitaplık düzenlemesine uygun olan 16 X 23 cm boyutlarında olması beklenir.

Kâğıt:

Erken çocukluk döneminden başlayarak çocukların kitaba saygı ve sevgi duymalarını sağlayan en önemli etkenlerden birinin kitaplarda kullanılan kâğıt olduğu unutulmamalıdır. Çünkü, kitabın görsel etkisini yansıtan, baskı niteliğini artıran, uzun süre kullanılabilirliğini sağlayan en temel öge kâğıttır. Bu nedenle çocuk kitaplarında kullanılan kâğıdın dayanıklı (kolay kırışmayan, yıpranmayan, kirlenmeyen), mat, birinci veya ikinci hamur kâğıt olması gerekir. Özellikle, baskının arka yüze yansımasına; resimlerin ve yazıların üst üste binmesine, renklerin değişmesine, dağılmasına, harflerin iyi okunmamasına neden olan düşük gramajlı kâğıt kullanımından kaçınılmalıdır. Bu nitelikteki kâğıtlardan oluşan kitaplar, çocuğun elinde bir iki kullanımda yıprandığından ve kısa sürede özelliğini yitirdiğinden, çocukta da zamanla kitaba olan saygı ve sevginin yitimine neden olabilir.

Kapak - Cilt:

Çocuğun kitaba yönelmesini, kitapla arkadaşlık kurmasını sağlayan ilk uyaran kitabın kapağıdır. Çocuğun ilgi ve beğenilerini devindiren bir kapak, onun kitaba ve okumaya yönelik olumlu duyuşsal davranışlar kazanmasını sağlayabilir. Bu bağlamda düşünüldüğünde, kapak tasarımının sanatçı duyarlığım yansıtması beklenir. Kapaktaki görsel tasarım, sanatsal bir anlatım ile çocuğun ilgisini kitaba yöneltmeyi, çekmeyi başarabilmelidir. Kapak resimlemesinde, çocuğa kitabın içeriğine ilişkin bazı ipuçları sunulması temel ilke olarak benimsenmelidir. Bu durum çocuğun kapak resmine ya da resimlerine bakarak metnin içeriğine ilişkin önceden düşünsel bir hazırlık yapmasına katkı sağlar. Ayrıca, çocuğa kendi kurguları ile metinde anlatılanlar arasında karşılaştırma yapma olanağı yaratılmış olur.

Kitap kapakları dayanıklı ya da kalın bristol karton kullanılarak yapılmalı; kitabın uzun süre yıpranmadan kullanılmasını sağlamak amacıyla da kartonun üzeri lak veya selefon ile kaplanmalıdır.

Ailede okuma geleneğinin oluşturulabilmesi ve yerleştirilebilmesi için kitapların uzun süre özelliklerini yitirmeden ve dağılmadan kullanılması gerekir. Bunun için, çocuk kitaplarında kısa sürede dağılan tel zımbalı cilt yerine, sırttan tutkalla yapıştırılmış dikişli cilt yeğlenmelidir.

Çocukların kullanımına sunulacak kitaplarda ciltleme kusurlarının olmamasına dikkat edilmelidir; ayrıca, kenarları düzgün ve çapaksız kesilmiş kitapların seçilmesine özen gösterilmelidir.

Sayfa Düzeni

Kitap, okulöncesi dönemdeki çocuk için, bir eğlence, bilgilenme ve duyarlık kazanma aracıdır. Kitabın belirlenen işlevlerini yerine getirebilmesi için, çocuğun kitapla kurduğu arkadaşlığın süreklilik kazanması gerekir. Çünkü, okuma eyleminin alışkanlığa dönüşmesi ile kitap arkadaşlığı arasında sıkı bir ilişki olduğu bilinmektedir. Sayfa düzeni, henüz okuma yazma becerisi edinmemiş bir çocuk için bu ilişkiyi sağlayan önemli bir değişken konumundadır.

Sayfa düzeninde belirleyici etken, sayfayı okuma ve izleme rahatlığıdır. Bu rahatlığı sağlayan özellik ise estetik dengedir. Sayfa düzeninde resim, metin ve sayfa kenarlarındaki boşluklar arasında göze hoş gelen bir bütünlük ve sayfada bulunan tüm öğeler arasındaki oransal uyum, estetik dengeyi sağlayan temel etkenlerdir. Bu nedenle tasarımcılar, kitaplarda resim, fotoğraf, rakam, yazı ve sayfada yer alan diğer öğeler ile kenar boşlukları arasında bir uyum yaratarak, çocuğun istekle izleyebileceği sayfalar oluşturma sorumluluğunu üstlenmelidirler. Çünkü, sayfada yer alan tüm öğelerin işlevlerine uygun konumları, bu öğelerin, birbirlerini tamamlayan nitelikleri; başka bir deyişle kitapların görsel tasarım zenginliği, çocuk-kitap etkileşimini sağlayan etkili bir uyaran olacaktır. Sayfa ve kapak düzeninin tasarım özeni, çocukların hem kitaba ilişkin olumlu duyuşsal özellikler edinmelerine hem de onların sanat eğitimi gereksinmelerini karşılamalarına olanak sağlayacak doğal bir öğrenme ortamı yaratır. Bu nedenle, nitelikli bir çocuk kitabının oluşturulabilmesi için, grafik sanatçılarının sayfa tasarımında etkili bir sorumluluk üstlenmesi gerekir.

Resimler

"Çocuk kitabı her şeyden önce bir sanat yapıtıdır" yargısı, çocuk kitabı çizerlerinin uymak zorunda oldukları temel ilke olmalıdır. Bu nedenle, çocuk kitabı çizerlerinin çocuğun dünyasını iyi tanıyan, onun ilgi ve gereksinmelerini iyi bilen usta sanatçılar olması gerekir. Çünkü, çocukta resim yapma, resim diliyle iletişim kurma isteğinin uyanması ve kitapla çocuk arasında sevgi bağı oluşması için sanatçı duyarlığı ile yapılmış resimlere gereksinim vardır. Bu duyarlık ile yapılmış resimler, sözcüklerle anlatılanı sanatçının görsel yorumuyla bütünler, metinde anlatılanlara görsel bir renk katar. Yazarın sözel olarak aktaramadığı duygu ve düşüncelerin dışavurumu için öncülük görevi üstlenir. Metnin kurgu özelliğine uygun olarak çocuğu bazen eğlendirir, bazen heyecanlandırır, bazen de düşündürür. Çocuğun görme, duyma, duyumsama, düş kurma "düşünme ve sezme yetilerini harekete geçirir. Çocuklar bu nitelikli resimlere zevkle bakarak kendilerince yeni öyküler uydurabilir. Böylece, çocuğun renkli ve devingen dünyasına resmin anlatım diliyle girmeyi başarabilen bir çizer, onların yaratıcılıklarını işleterek dil gelişimlerine de katkı sağlamış olur.

Hasan Pekmezci'ye göre, "Yaratıcığın temel koşullarından biri duyarlıktır. Nitelikli kitap resimlemeleri ilgi uyandırabilen, duyarlık kazandırabilen, çocuğu yaratıcı sürece çekebilen, onun sevme, çalışma, üretme, yaratma eylemlerine katılmasına zemin hazırlayabilen uyarıcılardır."

Okulöncesi dönemdeki çocuklara seslenen kitaplarda yer alan nitelikli resimlerin bilinen en temel işlevi, çocuğun görsel ve işitsel algılama yetisinin eğitimi ile imgesel düşünme becerisinin gelişimi için bir alt yapı oluşturmasıdır. Daha çok görerek ve dinleyerek öğrendiği bir dönemde, sanatçı duyarlığı ile hazırlanmış kitap resimleri, çocuğun görme ve duyma algılarım eğitme sorumluluğunu üstlenir. Çocuk gördükleri üzerine duygu ve düşünce üretmeye, görsel iletileri belleğinde canlandırmaya başlar. Bu süreçte sözcüklerin dili de bu canlandırmaya katkı sağlarsa, kitap kendisinden beklenen işlevi yerine getirmiş olur.

İsmail Kaya'ya göre, "Çocuk, kitabı eline her alışında resmin farklı bir yönünü keşfetmeli, çizerin dünyasından izler taşıyan küçük serüvenler yaşamalıdır. Resimde çocuğun hayalinde tamamlayacağı yanlar olmalı, plastik değer ve kompozisyon olarak da nitelikli olmalıdır." Nazan Erkmen'e göre ise resimlemeler çocukta resim yapma isteği uyandırmalıdır: "Sanatçı, çocuğun yorum yapabilmesi ve resim üstünde düşünerek onu tanımlayabilmesi için ne kadar ipucu verirse çocukta o denli biçimlendirme yeteneği harekete geçecektir. Algılama noktasına gelen her çocukta çizme yaratıcılığı başlar. Çocukları, sanatçı niteliği ile resim yapmaya bu resimler teşvik etmelidir."

Konu uzmanlarının yargılarından da anlaşılacağı gibi, çocuk kitaplarındaki resimlerin vazgeçilemez özelliği estetik değerleridir. Bu nedenle, çocuklara, yalnızca kitap sayfalarını doldurma amacıyla yapılmış, özensiz, sevimsiz, tekdüze anlatımlı resimlerin yer aldığı kitaplar alınmamalıdır. Hiçbir şeyin çocuğun duygu ve düşünce sağlığından daha önemli olmadığı hatırdan çıkarılmamalıdır. Bazı kitaplar ne denli ucuz olursa olsun, çocuğa özgü duyarlıkların gelişimine katkı sağlamayacaksa çocukların kullanımına sunulmamalıdır. Nitelikten ödün verilerek hazırlanmış bir kitabın ucuza satılması, çocuklara sunulması için haklı bir gerekçe oluşturmaz. Önemli olan kitabın fiyatı değildir. Asıl önemlisi, çocuğun bilişsel, duyuşsal ve devinişsel boyutlu kazanmalarıdır. Çocuğun gelişim evrelerine uygun yaşantılar kazandırmaya aday kitapların seçimi konusunda gösterilecek duyarlık, çocuğun eğitimine verilen önemin de somut bir kanıtı olacaktır. Çocukları, resimleri özensiz hazırlanmış birçok kitap yerine, görsel zenginliği olan birkaç kitapla karşılaştırmanın çocukların eğitimi açısından çok daha yararlı olacağı hiç unutulmamalıdır.

Okulöncesi ve ilk okuma dönemindeki çocuklara seslenen kitap resimlerinin, estetik kaygı ön planda tutulmak koşuluyla, daha çok, renkli olması beklenir. Ancak, istenilen niteliklere sahip olsa bile, baskı sırasında renkleri karışmış resimlerin yer aldığı kitaplar da çocukların kullanımına verilmemelidir.

Bu dönemdeki çocuklara seslenen kitaplarda, anlatımda daha çok resmin dilinden yararlanılır. Çocuklar resimlere bakarak da metnin kurgusuna ilişkin kestirimlerde (tahminlerde) bulunabilirler. Sözcükler, çocukların imgelerine taşıdıkları anlamın biçimlendirilmesi işlevini yerine getirir. Bu nedenle, resmin çağrıştırdığı anlam ile sözcüklerin dile getirdiği anlamın birbirini bütünlemesi gerekir. Bu bütünlük, çocuğun kitapla verimli bir iletişime girmesi, kitaptan yararlanması için gereklidir.

Okulöncesi dönemdeki çocukları görsel sanatların diğer alanlarıyla da karşılaştırmak, eğitimcilerin sorumlulukları arasındadır. Bu nedenle çocuklar, resmin yanında fotoğraf, karikatür, grafik vb. sanatların olanaklarıyla oluşturulmuş nitelikli kitaplarla da buluşturulmalıdır.

Harfler

Çocuk kitaplarında kullanılacak harflerin, çocukların yaşlarına uygun olarak, gözü yormayacak, onların sözcükleri rahat okuması ve anlamlandırmasına olanak sağlayacak boyutlarda olması beklenir. Çocuk kitaplarında harflerin, okumayı zorlaştıran karakterlerde ve renklerde basılmaması gerekir. Harfler net olmalı, kolay okunabilmelidir. Harf, sözcük ve satır aralarındaki boşluklar sayfa düzenindeki tasarımı bütünlemeli, sayfaya sevimlilik ve görsel bir çekicilik katmalıdır. Satır aralarındaki boşluklar da harflerin boyutlarıyla orantılı olmalıdır.

Okulöncesi dönemde, okuma eyleminde edilgen olan çocuk, ilköğretimin başlamasıyla birlikte okuma sürecinin etkin bir üyesi olmak ister. Sözcükleri seslendirmek, onların anlamlarım çözmeye başlamak çocuğu mutlu eder. Çocuk, kendisini gerçekleştirmenin sevinciyle daha çok okumak ister. Bu arada genellikle, okulöncesi dönemde kendisine okunmasından zevk aldığı kitaplara yönelir. Bu nedenle, okulöncesi dönemdeki çocuklar için hazırlanan kitaplarda, okuma hızını düşürmeyecek, büyük puntolu (24 punto, 22 punto ve 20 punto büyüklüğünde) ve normal kalınlıktaki harflerin kullanılması gerekir. Özellikle, satır sonlarında sözcüklerin bölünerek hece çizgisinin kullanılması; tümcelerin sayfa sonlarında bitirilemeyerek yeni sayfaya taşınması, çocukların okuma hızı önünde engel oluşturabilir.

Çocuk Kitaplarının İç Yapı Özellikleri

Çocuk kitaplarındaki dış yapıyı oluşturan öğeler, çocuğu kitaba çeken, çocukla kitap arasında iletişimi sağlayan uyaranlardır. Bu iletişimin kalıcılığı ve etkililiği ise dış yapı özeniyle bütünleşmiş iç yapı (içerik) özellikleriyle gerçekleştirilebilir.

Yazar ve çizerin, paylaşmak istediği duygu ve düşünceleri sözcüğün ve resmin anlam dilinden yararlanarak çocuğa aktardığı, çocukla paylaştığı bütünün adına iç yapı (içerik) diyoruz. Tema, konu, kahramanlar, dil ve anlatım, plan çocuk kitaplarında iç yapıyı oluşturan öğelerdir.

Tema (İzlek)

Tema (izlek), yazarın, çizerin kitapta ele aldığı konuyla çocukta uyandırmak istediği etki, onlarla paylaşmak istediği duygu ve düşünce birikimidir. Tema, kitapta işlenen konunun çocuğun duygu ve düşünce evreninde uyandıracağı etkidir.

Çocuk kitaplarında tema, açık, kesin ve yalın olmalıdır. Diğer bir söyleyişle, çocukla paylaşılmak istenen iletiler kapalı ve karmaşık olmamalıdır. İletilerin, anlam bulanıklığından arındırılmış olmasının, çocuğun kitaptan yeterince yararlanmasının da temel koşulu olduğu unutulmamalıdır.

Çocuğun en çok gereksinim duyduğu şey sevgidir. Kitaplardaki, sevgi, dostluk, barış ve güven duygularıyla örülmüş anlatımlar, onların demokratik bir kişilik geliştirmeleri açısından önemli bir işlevi yerine getirir. Bu temel anlayıştan hareketle, şimdi de okulöncesi dönemdeki çocuklar için hazırlanmış kitapların, hangi tematik değerlere yaslandırılması gerektiğini açıklayalım.

Kitaplarda yaşama sevgisi, insan sevgisi, doğa ve hayvan sevgisini ele alan konular içinde çocuklarla sevgiye ilişkin duyarlıklar paylaşılmalıdır. Çocukların anlam dünyasına uygun kurgularla insanlığın çalışkanlık, doğruluk, yardımseverlik gibi evrensel değerleri buyurgan olmayan ifadelerle çocuklara duyumsatılmalıdır.

Konu

Çocuk kitaplarında, ele alınan düşünce, olay ya da durum ile tema arasında güçlü bir ilişki olmalıdır. Kitaplarda, çocukların güven duygusunun gelişimine katkı sağlayacak, onların ilgilerini çekebilecek; eğlenmelerini, gülmelerini sağlayabilecek olaylar işlenmelidir.

Çocuklarımızın duygu ve düşünce güçlerinin gelişmesi, dengelenmesi, yaratıcılıklarının işletilebilmesi, yüreklerinde ve belleklerinde insanca duyarlıklar oluşturulabilmesi için, kitaplarda ele alınan konular, kaynağını hep sevgiden almalıdır. Kitaplarda, çocukları geleceğe hazırlama sorumluluğu ile yaşam gerçeğinin bazı sorunları da dozu iyi ayarlanmak koşuluyla çocuklarla paylaşılabilir. Yaşamda var olan çatışmalar, çocuklara özgü kurgularla yansıtılabilir. Ancak uyulması gereken temel ilke, tüm sorunların çözümünün sevgi ve saygıya dayalı iletişim süreçlerinde aranması gerektiğini çocuklara sezinlettirmektir. Çocuk kitaplarında işlenen konularda baskı ve şiddet hiçbir zaman olmamalı; sorunların çözümünde kullanılabilecek yollardan biri olarak da gösterilmemelidir.

Çocuklar, dinsel, ırksal ya da başka bir ayrımcılığı özendiren, onların hoşgörü dünyalarım zedeleyecek kitaplardan uzak tutulmalıdır. Bu konuda en büyük sorumluluk ise öncelikle anne, baba ve öğretmenlere düşmektedir.

Kahramanlar

Çocukların, okudukları/dinledikleri kitapların, izledikleri film ya da oyunların kahramanlarıyla özdeşim kurduğu bilinmektedir. Çocuklar, kahramanların fiziksel ve ruhsal özelliklerinden, onların davranış ve eylemlerinden etkilenirler. Onları öykünürler (taklit ederler). Öykünme, bu dönemin en etkili ve hızlı öğrenme yoludur. Bu nedenle, masal ve masalımsı türlerin dışındaki kitaplarda, kahramanların ruhsal ve fiziksel özellikleri abartıya kaçılmadan betimlenmelidir. Kahramanların, özellikleriyle gerçekçi ve inandırıcı olması beklenir. Ancak, çocukların kitapla bir sevgi bağı oluşturulabilmeleri için, kahramanlar, gerek fiziksel gerekse kişilik özellikleriyle ilginç ve sevimli kılınmalıdır.

Okulöncesi dönemdeki çocuklara seslenen kitaplardaki olaylar, az sayıdaki kahramanla kurgulanmalıdır. Bu durum, çocukların her kahramanın özelliğini aklında tutması ve özdeşim kurabileceği kahramanı seçebilmesi için önemlidir. Az sayıdaki kahraman, çocuklara hem fiziksel özellikleri hem de eylemleriyle tanıtılmalıdır. Kahramanların amaçları çocuk tarafından rahatça sezilebilmeli; başkahra-manın amacına ulaşabilmek için verdiği uğraşıya, çocuk da duygu ve düşüncesiyle çekilebilmelidir.

Çocuk kitaplarında, kahramanlar ulaştıkları başarıları hak etmeli; verilen uğraşının sonunda elde edilen başarı çocukların da somut olarak görebileceği bir nitelik kazanmalıdır. Kahramanların yaşamları rastlantılara ve şansa bağlı olaylarla büyük değişimler göstermemelidir. Kitaplarda, kahramanlar arasındaki (varsa) karşılıklı konuşmalar (diyaloglar) kısa ve özlü tümcelerden oluşmalı; tümceler, çocuklara kahramanların kişilik özelliklerini tanıma konusunda ipuçları sunmalıdır.

Plan

Çocuk kitaplarında, duygu düşünce ve olaylar düşünsel bir düzen içinde anlatılmalıdır. Çocuk kitaplarında anlatılan olaylar arasındaki anlamsal ve mantıksal tutarlılık, çocukların da duygu ve düşüncelerini hem sözel hem de yazılı olarak belli bir düzen içinde anlatmasına katkı sağlar.

Çocuk kitaplarında çocukla paylaşılmak istenen iletiler, kurgulanan olayların gelişimine koşut olarak açıklık kazanmalıdır. Olaylar, gereksiz ayrıntılardan arındırılmalı; kısa, açık ve anlaşılır bir gelişim çizgisi izlemelidir. Birbirleriyle ilişkisi olmayan, dağınık olayların yer aldığı bir kitabın, çocuklar tarafından istekle dinlenmeyeceği ya da okunmayacağı unutulmamalıdır. Bu nedenle, olaylar arasında hem oluşum hem de gelişim bakımından anlamsal bir tutarlılık olmalıdır. Olaylar arasındaki geçişler, çocuğun ilgisini ve merakım sürekli canlı tutabilecek anlatım özellikleriyle gerçekleştirilmelidir.

Dil ve Anlatım

Türkçemizin anlatım olanaklarının, çocukların dil gelişim evrelerine ve anlam dünyalarına uygun olarak ustaca sergilendiği kitapların, çocukların dil birikimine önemli katkılar sağladığı bilinmektedir. Çocuk kitaplarının sağladığı bu katkılar dört başlık altında toplanabilir:

1.Kitaplar, çocukların anadan, babadan ve yakın çevresinden edindiği anadili becerilerinin gelişmesine katkı sağlayan bir araçtır.

2.Dilin kullanım olanaklarım, güzelliğini çocuklara sezinleten, duyumsatan etkili bir modeldir.

3.Çocukların kavramsal gelişimini destekleyen özgün bir kaynaktır.

4.Çocuğun dil bilinci ve duyarlığı edinme sürecinin en işlevsel uyaranıdır. Okulöncesi dönemdeki çocuğun, anlama ve anlatma gereksinmesini dilin anlatım güzelliği ile karşılamayı başarabilen kitaplar, doğal bir etkileşim ortamı yaratarak çocukları ilköğretim dönemindeki öğretme ve öğrenme süreçlerine de hazırlar. Çocuğun kültürel çevresini geliştirir. Bununla birlikte, aile ve çevreden geleneksel yollarla edinilen konuşma becerisinin, ölçünlü (standart) hale gelmesini kolaylaştırır. Böylece, anadili öğretimi için bir alt yapı oluşturur.

Çocuk kitaplarında başarılı bir anlatımın sağlanabilmesi için aşağıdaki ilkelerin yaşama geçirilmesi gerekir:

• Anlatım tek özne ve yüklemden oluşan kısa ve yalın tümcelerle yapılmalıdır.

• Kitaplarda, beş duyuya seslenen; başka bir deyişle çocuğun görme, işitme, dokunma, tatma ve koku algılarını harekete geçirebilecek bir anlatım yeğlenmelidir.

•Çocuğun benzetmelerle düşünme özelliği göz önünde bulundurularak anlatımda yeri geldikçe benzetmelerden de yararlanılmalıdır. Sözgelimi, halk dilinde kullanılan biçimiyle, sümüklü böceğe "izi yaldız", salyangoza "gözü boynuz" denmesi, çocukları hayvanların adlarıyla özellikleri arasında anlamsal bir bağ kurmaya yöneltir.

•Kitaplarda sıfatların, deyimlerin, ikilemelerin, pekiştirmelerin dile kattığı güzellik (abartıya kaçmayan kullanımlarla) çocuklara yansıtılmalıdır.

• Kitaplarda eskimiş, yıpranmış ve yabancı sözcüklerden arındırılmış, anlaşılır ve rahat bir anlatım dili benimsenmelidir.

•Dil yanlışı yapılmamalı, yazım ve noktalama işaretleri yerli yerinde kullanılmalıdır.

•Kitaplarda, gerek olayların akışında, gerekse kahramanların özelliklerinin tanıtılmasında, mümkün olduğunca somut anlamlı sözcükler kullanılmalıdır. Çünkü, çocukların oluşturdukları yargılar da somut düşünce ürünüdür.

• Anlatımda argo söyleyişlere, çocukların, kullanımında güçlük çektiği bağlaçlara (aksi halde, mademki, gerçi vb.) yer verilmemelidir.

2-6 yaşları, çocuğun dil gelişiminin en yoğun olduğu dönemdir. Dil, konuşurken çıkarılan ses örüntüleri ve onların taşıdığı anlam örüntüleri arasında ilişki kuran bir sistemdir. Bu nedenle, okulöncesi dönemdeki çocuklara kitap okunurken, Türkçemizin söyleyiş özelliklerine uyulmalıdır. Bu dönemde, özellikle konuşma ve dinleme becerilerinin ediniminde çocuk için modellere ihtiyaç vardır. Çünkü, çocuk, bu dönemde anadilini çevresindeki uyaranları öykünerek öğrenir. Bu nedenle, okuma eyleminde sözcükler doğru bağlandırılmalı; vurgu, tonlama, ulama gibi konuşma ilkelerinden yararlanılmalı, jest, mimik ve ölçülü bedensel hareketlerle de anlama güç katılmalıdır. Okuma etkinliğine, çocukların dikkati dağılmadan son verilmelidir. Çocuklarda etkili ve dikkatli dinleme süresi yaşla birlikte yavaş yavaş artmaktadır. Bu nedenle, okulöncesi için hazırlanan kitapların içerikleri, etkili sunuş tekniklerinden de yararlanılarak başlangıçta 3-5 daha sonra da 7-10 dakikalık süreler ayrılarak çocuklarla paylaşılmalıdır. Çeşitli nedenlerden dolayı kendisine kitap okunmasından sıkılan bir çocuk, dinlemeye zorlanmamalıdır. Bu durumun, çocukları ileriki yaşlarda kitap okuma isteksizliğine itebileceği unutulmamalıdır.

Çocuk Kitaplarında Uyulması Gereken Eğitim İlkeleri

UNESCO'nun hazırlayıp, AÇEV'in yayımladığı Erken Çocukluk Eğitiminin Önemi Üzerine Düşünceler ve Öneriler adlı kitapta konuya şöyle değinilmektedir: "Öğrenme becerisi çocuğun öğrenmeye hazır olduğu zaman başlar. Çocuğun en önemli öğrenme çabaları ve becerileri okula başlamadan önce gerçekleşir. Çocuk ilk yaşlarında yürümeyi, konuşmayı, insanlar ile ilişki kurmayı, düşünmeyi, mantık yürütmeyi, soru çözmeyi ve bunun gibi daha birçok şeyi öğrenir. Eğer bu gibi öğrenme becerilerini zamanında geliştirmezse, çocuk için okulda ve ileriki hayatında öğrenme daha güç olacaktır. Bu nedenle, çocukların okuldaki öğrenme becerileri okulöncesi dönemde edindiği öğrenme becerilerinden etkilenmektedir." Bu bağlamda düşünüldüğünde, okulöncesi dönemde bilişsel ve duyuşsal öğrenmelere olanak sağlayacak gerekli uyaranları alan çocuk, yaşamının sonuna değin kullanabileceği davranışlar ve beceriler edinme şansını da yakalamış olacaktır. Çocukların böyle bir öğrenme olanağına kavuşabilmelerinde çocuk kitaplarının önemi ve işlevi bilinmektedir.

Dış ve iç yapı özellikleriyle çocuğun dünyasına girme başarısı gösterebilmiş kitapların, çocuklarda geliştirilmesi istenilen davranışların kalıcılığını sağlayabilmesi için, bazı temel eğitim ilkelerine uygun olarak hazırlanması gerekir. Bu ilkeler şöyle sıralanabilir:

•Çocuk kitaplarında öğüt veren yaptırımcı anlayış yerine, çocukları eğlendirirken düşündüren, düşündürürken de eğlendirmeyi başaran bir yaklaşım esas alınmalıdır.

•Anlatımda, mantık yanlışlığına düşülmemelidir. Okulöncesi dönemdeki çocuklarda vicdan gelişimiyle birlikte, ahlakî değerler de biçimlenmeye başlar. Bu nedenle doğruyu yanlış, iyiyi kötü gibi göstermek, çocuğun sağlıklı bir değerler sistemi oluşturmasında sorunlar yaratabilir.

•Kitaplarda, cinsel roller çağdaş yaşamın gereklerine uygun olarak örneklendi-rilmeli, kadına ve erkeğe verilen değer ve yüklenen anlam arasında farklılık olmamalıdır. Kitaplar, çocukların kendi cinsiyetleri içinde kişiliklerini bulmalarına ve geliştirmelerine yardımcı olmalıdır. Bunun için de kitaplarda özellikle geleneksel anlayışın oluşturduğu cinsel kimliklere ilişkin (erkekler ağlamaz, kızlar uslu olur vb.) yargılara yer verilmemelidir.

• Kitaplarda denetimci ve otoriter tavırlar onaylanmamalı, demokratik kültürün birey ve toplum yaşamındaki önemi sezdirilmelidir.

• Kitaplar, çocuğun iç denetimini geliştirmesine katkı sağlamalıdır.

• Kitaplarda fiziksel ve onur kırıcı cezalar onaylanmamak; çocuklar yapılan ya da düşülen yanlışın nedenleri üzerinde düşünmeye yöneltilmelidir.

•Kitaplarda, bireysel ilişkilerde ortaya çıkan her sorunun, öncelikle konuşularak, iletişim kurularak çözümlenebileceği sezdirilmelidir.

•Kitaplar, çocukların algısal-kavramsal gelişimini desteklemeli, onlarda benlik kavramının ve güven duygusunun oluşumuna katkı sağlamalıdır.

•Kitaplar, okulöncesi dönemdeki çocukların bilişsel boyutlu öğrenmelerini desteklemek amacıyla, nesneleri hem sözcüklerle adlandırmak hem de resimleriyle görselleştirmelidir. Çünkü, çocuklar ilk kez adım duyduğu ya da gördüğü bir nesneyi, zihinlerinde o nesnenin görsel imgesi olmadığı için kısa sürede unuturlar. Bilişsel öğrenmelerine alt yapı oluşturmak amacıyla, kitaplarda, çocukların çevrelerinde de gördüğü ve kolayca anlamlandırabileceği nesnelerin kavramsallaştırılmasına özen gösterilmelidir.

•Kitaplar her türlü önyargıdan, siyasî ve dinî telkinlerden bütünüyle arındırılmış olmalıdır. Çocukları boş inançlara ve yazgıcılığa sürüklememelidir.

•Kitaplar, çocuklarda sorgulama, deneme ve araştırma isteği uyandırmak, onları yaratıcı ve girişimci bir kişilik yapısı edinmeye özendirmelidir.

•Kitaplar, çocuklarda görsel ve dilsel duyarlık geliştirme amacına yönelik olarak, çocuğun doğasına ve gelişim evrelerine uygun bir yaklaşımla, yaparak-yaşayarak öğretme ve öğrenme anlayışını yansıtmalıdır.

Özet

Çocuğun yazılı ve görsel kültürle iletişimini sağlayan önemli araçlardan biri olan kitap, onun okuma alışkanlığı edinmiş bir birey olarak yetişmesini sağlar. Ayrıca çocuğa insan, hayvan ve doğa gerçekliğini tanıma, bulma ve anlama olanağı yaratır; onu yaşama ortak eder. Böylece, çocuğun beğenilerini, duygu ve düşüncelerini geliştirir; onun duygu ve düşünce evreni için yeni beslenme kaynaklan yaratır. Bunlarla, çocuğun anlama ve anlatma becerileri gelişir. Kişilik oluşumu ve toplumsallaşması daha sağlıklı biçimde gerçekleşir.

Bu işlevlerin yerine gelebilmesi için ise çocuk kitaplarının, hem dış yapı hem de iç yapı özelliklerine uygun olarak hazırlanması gerekir.

Dış yapı özellikleri olarak başta kâğıt olmak üzere kitap kapağı, sayfa düzeni, resim, harf konularına dikkat etmek gerekiyor. Çünkü bu öğeler gerektiği gibi düzenlenirse çocukla kitap arasında iyi bir iletişim sağlanabilir; kitap çocuğa çekici gelebilir. Tersi durumda kitap çocuğun gözünde itici bir nesne olarak kalabilir. İç yapı özellikleri ise tema, konu, kahramanlar, plan, dil ve anlatımdır, İç yapıyı oluşturan bu öğeler çocuğun dünyasına uygun biçimde hazırlanırsa, yazar ve çizerin paylaşmak istediği duygu ve düşünceler, çocuğa başarılı bir biçimde aktarılabilir.

 

Yazarlar

Editör: Yrd. Doç. Dr. Zeliha GÜNEŞ

Doç. Dr. Selahattin DİLİDÜZGÜN

Doç. Dr. Sedat SEVER

Yard. Doç. Dr. Ali ÖZTÜRK

Dr. Ömer ADIGÜZEL