Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Sanal Röportaj - 10

TÜRKÇEMİZDE ‘DOĞRU’ ZANNEDİLEN YANLIŞLAR    
(DİL YANLIŞLARI BUŞACI HASTALIK GİBİDİR.)

İddia: Obalarda konuşulan Türkçeyi, yazı dilinde işlekleştirmişiz; hepsi bu! Dolayısıyla bir devrimden söz etmek doğru değildir. “Alfabe Devrimi” vardır; Arap alfabesinden (elifbasından) Latin'lerindekine geçmişiz. Bu yüzden sözü edilen dönemi “özleştirme süreci” olarak ele almak daha doğru olacaktır. Özleştirme sürecinde bulunan dilcilerde büyük bir buşku (heyecan) vardı. Bu buşku da bir sevgilinin gözünün kör olması gibi, var olan yanlışları bile görmeyecek denli kör etmiştir dilcilerimizi. Gönül isterdi daha özenli davransınlar, ancak ne yazık ki bu yanlış durumları da kabul etmemiz gerekiyor. “Tarihî ” yerine “tarihsel ” demek büsbütün yanlış bir tutumdur. “Dilimize zarar veren bunlar değil mi?” diye soruyorsunuz; evet bu gibi tutumlar zarar vermiştir.

Cevap: Obalarda konuşulan dil meselesi… Köy edebiyatı, köy filminin moda olduğu günlerde de, sol kültür zemininde çaba sarfeden ekinciler-filmciler, köy ağzını İstanbul’a taşıma hevesindeydiler. Neden köy ağzı İstanbul’a da, İstanbul ağzı köye değil?  ‘Köy’ kelimesinin yerine ‘oba’yı koysak ne değişir ki?

İddia: Kumsal ’ ve ‘uysal ’ kelimelerinden başka, dilimizden atılmış olan ‘sarsal ’ ve ‘arsal ’ kelimeleri vardır. Türk Dil Kurumu’nun (TDK) ‘Tarama Sözlükleri’nde görülebilir. 

 Cevap:Sarsal’ ve ‘arsal’ kelimeleri neden dilimizden atılmış, öldürülmüş? Ölü kelimeyi nasıl ve hangi sebep ve gerekçelerle diriltmeye çalışıyoruz? Sormuştum galiba…

TDK millî bir kurumumuzdur. Fakat hiç yanlış yapmadığı iddia edilemez. Buna karşılık, binlerce yanlışı, konunun uzmanları tarafından defalarca söylenmiş, cilt-cilt kitaplar yazılmıştır.

Azerbaycan’daki ‘ersel’ kelimesi… ‘koca’ kelimesine ne oldu? HİV virüsü mü kaptı? Kırım’da da ‘akay’ diyorlar. Hanımlar için de ‘apay’… Azerbaycan’da ‘torun’a ‘neve’ diyorlar… Desinler, bize bir zararı olmaz ki… Her gördüğümüzü, duyduğumuzu alacak kadar arsız mıyız? Hem ‘koca’ kelimesi, ‘karı’ kelimesi çok kaba değil mi? ‘Zevcim’  veya ‘zevcem’ demeyi beceremeyenler, ‘eşim’ demeyi de mi bilmiyorlar? Köyden veya şuradan buradan ‘koca – ersel’ kelimelerini alacağımıza, oralara ‘eşim’ kelimesini teklif edersek; daha nezih, daha kibar daha ince bir davranış olmaz mı?