Dr. Zülfikar ÖZKAN

Avukat - Yazar - NLP Trainer

zulfikarozkan@hotmail.com

Ailelerde Olgun ve Sağlıklı İlişkilerin Önemi

Acaba sağlıklı ve işlevsel aileler hangi özelliklere sahiptir? İş görme gücü olan, iş görmeye yatkın ve kendisinden beklenen davranışları gerçekleştiren aileler bu özelliklere nasıl sahip olabiliyorlar? 

Aile bir sistemdir. Sistem, değişik bölümlerden oluşan, bölümler arasında iş birliği olan, genel bir plana göre kurulan ve belirli bir amaca yönelmiş bir bütündür. Her sistemi yöneten parçalar ve ilkeler vardır. Ailede en önemli unsur da eşlerin ilişkisidir. Eğer eşlerin ilişkileri sağlıklıysa ve yolunda gidiyorsa bu ailelerde çocuklar da sağlıklı bir şekilde büyüme fırsatına kavuşmuş olurlar. Böyle güçlü ve geliştiren aile ilkeleri, kuralları ve davranışları da nesiller boyu sürer gider, gider.

Bir sistemin üst düzeyde çalışması isteniyorsa, parçalarının bir bütün halinde çalışması ve her davranışın, her eylemin bir diğerini desteklemesi gerekir. 

Sağlıklı bir evlilikte, eşler zenginlikte yoksullukta, hastalıkta sağlıkta, ölüm onları ayırıncaya kadar birbirlerinin yanında olmayı seçer ve birbirlerine söz verirler. Bu sözle, bu ilkelerle evliliklerini güvenlik içinde ve sadakatle sürdürürler. Bu evlilik ilişkisinin temelinde şartsız sevgi vardır. 

Sağlıklı ve görevini hakkıyla yapan aileler, eşitliğe ve demokratik anlayışa dayanır. Bu ailelerde her eş bütün bir kişidir. Her üye diğerlerine duyduğu sevgi sayesinde büyür.  Bu ailelerde sorunlar kabul edilir ve çözülür. Aile üyeleri kendi ihtiyaçlarını karşılayabilir. Aile üyeleri farklı olabilirler. Ana babalar söylediklerini yaparlar. Aile rolleri esnektir. Aile kuralları sorumluluk gerektirir. Başkalarının değerlerini ihlal etmek suçluluk doğurur. Hatalar bağışlanır ve hatalardan ders alınır. Bu ailelerde bireysellik arttıkça birliktelik de artar. 

Olgun bir ilişki, birlikte müzik yapan iki insan örneği ile iyi anlatılabilir. Müzik yapan kişilerden her biri kendi çalgısını ve kendilerine özgü yetenekleri kullanırlar ama AYNI ŞARKIYI ÇALARLAR.  Her biri bir bütündür ve tamdır. Her biri bağımsız ve belli bir hedefe yönelmiştir (Bradshaw, s. 66).  

Hitler’i yetiştiren bir Alman ailesidir.  Hitler ile yandaşları birinci dünya savaşından yirmi yıl sonra altı yıl içinde 50 milyondan fazla insanın ölümüne sebep oldular. Hitler rejimi altı milyonu aşkın Yahudi'yi gaz odalarında ve ölüm kamplarında programlı bir şekilde yok etti. Hitler nasıl “Hitler” olabildi? 

Hitler’in çocukken fiziksel ve duygusal olarak istismar edildiğine dair inandırıcı deliller ileri sürülmektedir. Babası her anlamda totaliter bir diktatördü. Hitler bunları tek başına yapamazdı (Bradshaw, s.34). Hitler Milyonlarca gencin hedefsiz öfkesini harekete geçirmişti. Hitler ve yandaşları zehirli pedagojinin buyruklarına uyuyorlardı. Aileleri zehirli pedagojinin ilkelerinde ustalaşmıştı. Vicdanlarının sesine değil, emirlere uyuyorlardı. İtaat içinde yetişmişlerdi. Zehirli pedagojide vicdan özgürlüğü yoktur. Mutlak bir otoriteye boyun eğme vardır. İşte Hitler böyle bir ailede yetişmişti.  

Hitler örneği ailenin ne kadar önemli olduğunu ve ne yapabileceğini gözler önüne sermektedir. Ailelerdeki hatalı yaklaşımların toplumların başına neler açabildiğini her alanda ve her zaman görmek mümkündür. 

Kaynaklar

John Bradshaw, Ailenizi keşfedin, çev. Gülden Şen, Altın Kitaplar, İstanbul, 1995, 34 ve s. 66.  

Zülfikar Özkan, Beynin Mutluluğa Ayarlanması, Pozitif Yayınları, İstanbul, 2021.

 

Aile Sistemi

İşletme Sistemi

Çocuk yetiştirme

Kâr elde etme

Gözeten insanların varlığı

Üreten insanların varlığı

Koşulsuz kabullenme

Performans beklentisi

Geniş otorite

Rollere bağlı otorite

Duygusal bağlar

Gerçekçi bağlar

Sonsuza dek sürecek kan bağı

Geçici ilişkiler

Biçimsel olmayan ilişkiler

Biçimsel ilişkiler

Geniş zaman çevresi

Sınırlı zaman çevresi