Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Tebliğ Vazifemiz…

Kur’ân-ı Kerîm’den derlenen insan hakları ile alâkalı hususların, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Beyannâmesi’nden daha geniş ve kapsayıcı olduğu biliniyor. Üstelik Kur’ân-ı Kerîm 600’lü yıllarda insanlığa armağan edilmiştir. İnsan Hakları Evrensel  Cihanşümul Beyannâmesi ise 10 Aralık 1948’de kabul edildi. Aradan geçen 1300 yıla rağmen insanlığa, Ku’ân kadar imkân sağlayamamıştır. Üstelik İnsan hakları Evrensel Beyannâmesinde yazılı hususların müeyyidesi de garantörü de yok gibidir. Sâdece bu gerçek bilinse ve kavransa, yalnızca Müslümanlar değil, Müslümanlık dışındaki semâvi dinlerin mensupları, beşerî inanç sistemlerine bağlanmış veya hiçbir inancı olmayan insanlar… hep birlikte Kur’ân-ı Kerîm’in kuşatıcı, huzur verici ve bol nimetli hayatını tercih ederlerdi.

İbnülemin Mahmut Kemal İnal (1871-1957); ‘İslâm dünyâsının içinde bulunduğu şartlar, İslâm’daki ve Kur’ân’daki eksikliğin değil, biz Müslümanlardaki gayretsizliğin neticesidir’. Diyor.

Müslümanların büyük bir bölümü Kur’ân-ı Kerîm’i ağlamak için okudukları kadar anlamak ve hayatlarına tatbik etmek için okumuyor. 

Evet, İslâmiyet’i çok iyi bilen insanlarımız var. Onlar mükemmel birer mü’mindir. Fakat mükemmel mü’min olmak yetmez. Mükemmel Mü’minin ancak kendisine faydası vardır. Yaşayışı ile görünüşü ve davranışlarıyla, ahlâkı ve dürüstlüğüyle çevresindeki insanlarda, ‘ne mükemmel insan, ben de onun gibi olayım, ben de Müslüman olayım, onun gibi İslâmî vecibelerimi îfa edeyim’’ düşüncesinin oluşmasına ve tahakkukuna katkısı olmuyorsa, vazifesini yapamamış demektir. Sözü edilen düşüncenin oluşmasını ve fiiliyata dönüşmesini sağlamak, her Müslüman için farz-ı kifâye değil, ‘farz-ı ayn’dır. Çünkü ‘Müslüman’ım diyen herkes, Cenâb-ı Allah’ın yeryüzündeki halifesidir.

Şimdi ey halifeler! durup kendimize soralım: Çevremizde, kendimiz dâhil kaç kişi; ‘Bir elime Güneş’i öbür elime Ay’ı verseler, İslâm’ın emrettiği prensipleri öğrenmekten öğrendikten sonra da o prensiplere göre yaşamaktan, öğrendiklerimi öğretmekten asla vazgeçmem’ diyebiliyor?