Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Tebessüm!

Babasının elinden tuttuğu küçük kız çocuğu, yolda yürürken hüzünlü bir yabancıya gülümsedi. Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu. Bu hal içinde, yakın geçmişte kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırladı. Hemen telefonuna uzandı, teşekkür konulu güzel bir not yolladı. Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki, her öğlen yemek yediği lokantada garson kıza yüklü bir bahşiş bıraktı. Garson kız ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu. Akşam eve giderken, aldığı bahşişin bir kısmını her zaman köşe başında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı. Adam öyle minnettar oldu ki, başını kaldırıp uzak kıyılara baktı. İki gündür boğazından lokma geçmemişti. Karnını uzun bir zaman sonra ilk defa doyurduktan sonra, ıslık çalarak bir bodrum katındaki tek odalı evinin yolunu tuttu. Yolda bir saçak altında titreşen köpek yavrusunu görünce kucağına alıverdi. ‘Bu gece senin koruyucu meleğin benim’ dedi.

Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için sevinçliydi. Sıcak odada sabaha kadar koşuşturdu. Sabaha karşı apartmanı dumanlar sardı. Bir yangın başlıyordu. Dumanı koklayan köpek öyle bir havlamaya başladı ki, önce fakir adam uyandı, sonra bütün apartman… Anneler, babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp ölümden kurtardılar.

Bütün bunların hepsi, beş kuruşluk bile maliyeti olmayan bir tebessümün neticesiydi.

O küçük kızın tebessümü…