Prof. Dr. Ersin Nazif GÜRDOĞAN

Akademisyen

engurdogan@gmail.com

Dostları Pazarlarda Alıcı Olmaya Değil Satıcı Olmaya Özendirmek

İnsanlar ekonomi ve kültür alanındaki kitapları okurken, kuru bilgilerle doldurulmuş olanları değil, şiir dizeleriyle, özlü sözlerle, kısa fıkralarla zenginleştirilmişleri, daha çok severler. Bu yüzden öğrenmede ve öğretmede, edebiyata dost olanlar, çok daha başarılı oldukları gibi, çok daha sevilirler. Derslerinde fıkra anlatmayı sevmeyen, şiirlerle düşüncelerini desteklemeyen, atasözlerinden yararlanmayan hocaları dinlemekten, öğrenciler hiç hoşlanmazlar.

Kuruluşlarda ekonominin ve kültürün, dönüştürücü gücünü ele almada, herkesin anlayacağı dilden, yalınlaştırarak ortaya koymada, hayatın içinden hayatı anlatan fıkralar, kitaplardan daha öğretici olurlar. Bazen bir düşüncenin gücünü, bir eylemin başarısını göstermede, bir fıkranın etkisi, bir kitabın etkisini aştığı gibi, çok daha kalıcı olmaktadır. İnsanları peşlerinden sürükleyen düşünceler, sayfalarla değil, kutsal kitaplarda olduğu gibi, kısa öykülerle anlatılır.

*

Anadolu topraklarının yüzyılların içinden, süzülüp gelen zengin kültüründe, fıkra söz konusu olunca, akla hemen büyük mizahçı ve büyük düşünür, Nasrettin Hoca gelir. Dergâh kültürünün zenginliklerinden yararlanmasını bilen Peter Hawkins, “Nasrettin Hoca’nın Liderlik Rehberi” isimli kitabıyla, onun bilgelik ürünü fıkralarını, değişim yönetimi, kurum kültürü, kurumsal ve bireysel öğrenme, alanlarına ustalıkla taşımıştır.

*

Kuruluşların başarısında, birlikte düşünme, birlikte öğrenme, birlikte uygulama, yeni ürünler, yeni hizmetler, yeni bilgiler geliştirmenin, en kısa ve en hızlı yoludur. Kuruluşların en başta gelen sorumlulukları, bilmek ile yapmak arasındaki dağları görmektir. Bilmek ile yapmak arasındaki dağları aşmak için, kuruluşların bütün kademelerinde çalışanlarının, zengin bilgi ve derin bilgelik birikimine sahip olmaları gerekir. Bilgi bilgeliğin, bilmek yapmanın habercisidir.

*

Dostlar üretim yaparken görsün diyenler, ne üretirlerse üretsinler, kuruluşlarını geleceğe taşıyamazlar. Kuruluşlarda kusursuzluğu, merdivenden düşmekten korkmayanlar yakalar. Merdivenden düşenler, bir daha merdivenden düşmemek için, gerekli önlemleri almakta gecikmezler. Kuruluşlar gelecekte başarılı olmak için, büyük başarılar yanında, büyük başarısızlıkları da ödüllendirmeyi öğrenmelidirler. Yarının başarılarının sırları, bugünün başarısızlıklarındadır. Her kuruluş başarılı ya da başarısız olursa, dünyanın dengesi bozulur.

*

Nasrettin Hoca düşüncelerini kısa öykülerle anlatan, hayatı yaşanır kılmasını bilen, bilge bir fıkra ustasıdır. Onun dilden dile, ülkeden ülkeye, anlatılan fıkraları küreselleşmiştir. Bu yüzden Nasrettin Hoca fıkraları, hiçbir ülkeye, hiçbir kültüre yabancı gelmez. Bütün dünya dillerinde, benzer öyküler vardır. Eskişehir’de ve Akşehir’de onun adına her yıl, günlerce süren şenlikler yapılır, yarışmalar düzenlenir ve göllere maya çalınır. Onun anavatanı Anadolu değil, bütün dünyadır.  

*

Kuruluşlarda üretim zenginliği, kültürel farklılıkların, korunmasıyla sağlanır.

*

Geleceğin kuruluşları arkalarında, kusursuz ürünler bırakanlar olacaktır.  

*

Kültürlere saygı gösterenler, saygı gösterilecek ürünler üretirler.