Prof. Dr. Ersin Nazif GÜRDOĞAN

Akademisyen

engurdogan@gmail.com

Açgözlü İnsanların Yol Açtıkları Yıkımların Üstesinden Tokgözlü İnsanlarla Gelinir

Açgözlülüğü baş tacı edinenlerin, en yüksek gelirliler gibi yaşama tutkusunun, yol açtığı finansal krizler, bulaşıcı hastalık gibi bütün dünyaya yayılıyor. Batı ülkelerinde açgözlülüğün akıl almaz boyutlara ulaşması, dünyayı büyük bir yangın alanına çevirmiştir. Batılıların Doğuluların tasarruflarıyla, bolluk içinde yaşama rüyası, bütün ülkelerde büyük  yıkımlara yol açmıştır. Rüya ülkeleri, kriz ülkelerine dönüşmektedir. 

İnsanların yüksek gelirliler gibi, yaşamaya özendirildiği, “Baştan çıkarıcı bolluk” peşinde, koşan Amerikan toplumu, Zbigniew Brezinski’nin “Kontrolden Çıkmış Dünya”, kitabında vurguladığı gibi, “Hiçbir ahlaki değerlendirme ölçüsü olmayan bir toplumdur”. Karınları doyurmaktan daha çok, gözleri doyurmaya yarayan, insanları dört bir yanından kuşatan, tüketilip atılan kısa ömürlü ürünleriyle, Amerika dünyadaki bütün insanların, akıllarını başlarından almaktadır. 

Amerika’da sık sık baş gösteren, bütün ülkeleri etkisi altına alan, finansal krizlere karşı alınması gereken önlemlerin başında, hiçbir sınır tanımayan açgözlülüğün önlenmesi gelir. Amerika’da olduğu gibi, Çin’de insanlar, Amerikalılar gibi borçlanarak, geleceğin gelirlerini önceden harcamaya özendirilirlerse, finansal krizlerle birlikte, siyasal krizler bütün dünyaya yayılır. Ekonomik bağımlılıklar dünyasında, bir ülkenin krizi, bütün ülkelerin krizidir. 

İnsanlar en yüksek gelirliler gibi değil, en düşük gelirliler gibi yaşamaya özenseler, herkesin gelir gider seviyesi, hiç kimsenin hayat standardını düşürmeden yükselir.  Dünyanın doğal kaynakları, bütün insanların zorunlu ihtiyaçlarını, karşılamaya yetecek zenginliktedir. Dünyada bütün ülkeler Amerikalılar gibi, borçlanarak gerçek ihtiyaçlardan önce, yapay ihtiyaçları karşılamaya odaklanırlarsa, finansal krizlerin önüne, hiçbir  uluslarüstü  küresel banka geçemez.

*  

Dünyayı büyük bir kullanılıp atılan ürünler, çöplüğe dönüştüren tüketim çılgınlığının, ekonomide yol açtığı krizlerden kurtulmak için, herkesin tokgözlü düşünmesini ve tokgözlü yaşamasını öğrenmesi gerekir. Yirmi birinci yüzyılda tokgözlülük, bütün ülkelerin en önemli ve en etkili güç kaynağı olacaktır. Topluma, insana ve çevreye dost ürün, hizmet ve bilgi üretmek isteyen bütün kuruluşlar, insanların hem karınlarını, hem de gözlerini doyuracaklardır.

Bütün dünyaya bir sel suyu gibi yayılan açgözlülüğün, oluşturduğu çekim alanının büyüsüne, tokgözlü olmasını bilenler, hiçbir zaman kapılmazlar. Onlar her dönemde yeteneklerine göre üretmesini ve temel ihtiyaçları kadar tüketmesini, açgözlülerden çok daha iyi bilirler. Krizlerle bütün kurumlar ve bütün kuruluşlar, tokgözlüğün doğurduğu gücü, keşfetmek zorundadırlar. Tokgözlülük ekonomik olduğu kadar, herkesin yararlandığı kültürel  zenginliktir. 

Krizlerde tokgözlülük, kazancı en büyük olan yatırım kaynağıdır.

Dünyada tokgözlü olan güçlüdür, güçlü olan tokgözlüdür.

*

Tokgözlülüğe yatırım yapanlar, hiç zarar etmezler.