Süleyman PEKİN

Eğitimci

Bir Propaganda Malzemesi Olarak Tarih

Öncelikle 59 günlük bir sürede örnek bir operasyonla ve az hasar, bol beceriyle Zeytin Dalı Harekâtı’nı icra eden Türk Ordusu ile son vuruşmanın olacağı Afrin Merkezi’ni PYD / YPG unsurlarının 4-5 gün önceden boşaltmasını sağlayan Türk Diplomasisi’ni başarılarından ötürü tebrikliyorum. Darısı Menbiç ve Süleyman Şah Türbe toprağı, Tel Abyad, Resulayn, Kamışlı, Amude, Haseki, Dirik’e…

Afrin Harekâtı’nın 18 Mart’ta bitirilmesi de bence tarihî hafızanın varlığı açısından önemli. Zaten kahraman askerlerimiz de zaman zaman I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasındaki duruşumuzun fotoğraf karelerini birebir tekrarlayan zafer pozları verdiler. 15 Temmuz sendromu böylelikle tamamen atlatılmış oldu.

Çanakkale Deniz Zaferi’ni böyle bir askerî ortamda ve adeta sivillerin televizyonlara kurduğu strateji masalarında harita önlerinde teneffüs eden halkımız bu yıl kutlamaların hakkını verdi. Malûmunuz hava durumu gibi yıl yıl değişebiliyor kutlayıp kutlamama katsayımız..

Seneyi Çanakkale ile Afrin’i birlikte kutlayacaklara erken tavsiyeler:

  1. Çanakkale savunma savaşıdır, Afrin taarruz hamlesi.
  2. Onsekiz Mart deniz zaferidir, Afrin 18 Mart; kara.
  3. Kara Savaşları Gelibolu’da 9 ay sürdü ve onbinlerce kayıp verdik, verdirdik; Afrin’de 2 ayda onlarca şehit verdik, binlerce kayıp verdirdik.
  4. Denizden ve karadan “Çanakkale Geçilemez” dedirttiğimizde takvimler 9 Ocak 1916’yı gösteriyordu. Bu tarihten tam 2,5 yıl sonra yani 13 Kasım 1918’de aynı Düşman (İngiliz, Fransız, İtalyan) Donanması bu kez yenilenmiş yüzüyle Çanakkale Boğazı’nı geçip İstanbul Boğazı’na demirledi. Bu fiilen işgaldi, resmî işgal ise 16 Mart 1920.
  5. Bu acı olaydan 1 ay - 1 hafta sonra yani 19 Aralık 1918’de Hatay Dörtyol’da (Afrin’e 1,5 saatlik mesafe, 100 km. kuzeybatısı) atılan ilk kurşunla fiilen, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a atılan il adımla da resmen Kurtuluş Savaşımızı başlatmış olduk.
  6. Çanakkale’deki 75 binlik kaybımıza rağmen Balkan Savaşları bozgununda yerle yeksan olan Millî Moralimiz zirve yapmış ve yeni savaşların hakkından gelebilecek bir İrade doğmuştur.
  7. Çanakkale ile birlikte I.Cihan Harbi’ndeki savaşlar zincirinin asıl hazırlayıcısı Enver Paşa’yı ve bu savaşların parlayan yıldızı Mustafa Kemal’i en başta hatırlamak lazım. İstiklâl Harbimizde ise Atatürk başrolde, Enver ise kendi dışta kaldığı halde ekibiyle içeride destekçi vaziyetindedir. Hak sahibine hakkını vermek başarıyı bereketlendirir.
  8.  Çanakkale’yi tamamen menkıbe – rivayet kültürüne boğarak Mayın Gemimizin dikine serpme stratejisini, 70 metre derinliğe kadar indirebildiğimiz denizaltı engel ağını, Telsiz İstasyonumuzun düşman şifrelerini çözerek yanıltıcı muhabere tekniği geliştirmesini unutturmamaktır savaştan ders çıkarmak. Kendi mühimmatımız dışındaki tedarikçilerle Afrin Harekâtı sırasında yaşadığımız sıkıntıları ve terör örgütü dediğimiz güçlerin Reyhanlı’ya veya Kilis’e attığı roketleri - füzeleri karşılayacak bir hava savunma sistemimizin bile olmadığını unutmayalım.
  9. Çanakkale’yi anma adına ölülerin arkasından lokma dağıtma âdetine benzer kuru ekmek ve hoşaf dağıtma işinden vazgeçelim, işi sulandırmayalım. Ordunun ikmal ve lojistiğinin zayıfladığı anlar olabilir; örnek alınacak olan kuvvetli zamanlarıdır. Yoksa burda da ‘bir lokma, bir hırka’ kokusu mu sezdi birileri?
  10.  Dikkatli olun; son yıllarda ülkemizde her türlü değer üzerinden dolandırıcılık alışkanlığı peydahlandı. Dombili seneye Uruguay’dan kutlamalar için gelecektir, bahse girerim.