Doç. Dr. Süleyman COŞKUNER

Kaliteli Yaşam Uzmanı

suleymancoskuner@hotmail.com

Kaliteli Yaşamda Stres ve Fırsat Analizi

Kaliteli yaşamın en önemli hırsızlarından birisi stres iken, en önemli polislerinden birisi de fırsattır. Stres, günümüzde bir çok bireylerin kıskacına girdiği çok önemli bir olumsuzluktur. Stres konusunda yazılan kitapların çoğunun ana başlığı, hatta ismi “stresle başa çıkma yöntemleri” olarak adlandırılmaktadır.
Doktorlarımızın muayeneleri ile birlikte daha tahlil ve film sonuçlarını beklemeden hastaya sordukları en önemli soru: “Stres altında mısın?” olmaktadır. Hastanın gözü hırsızı yakalamış polis gibi, fal taşı gibi açılmakta ve “ohooooo hocam hem ne stres, hem de ne stres”. 
Tahlillerden hiçbir olumsuz sonuç çıkmadı. Bir şeyiniz yok. “Ama olur mu hocam, ben depresyondayım herhalde, galiba tükenmişlik sendromuna girdim”. “Bana bir iki ilaç verin ki rahatlayayım”. Çaresiz hoca, birkaç antidepresan yazar. Zavallı stressör hastamız çözüme kavuştuğunu zanneder ama heyhaaat, çözüm bu değildir. Kelimenin tam anlamıyla çöpleri halının altına süpürmektir.
Doktorlar ilave olarak şu tavsiyelerde de bulunurlar: Açık havada yürüyüşler yap, tebessüm et, iyimser ol, sevdiğin hobilerle uğraş, kaliteli grupların ve arkadaşların olsun, dengeli, sağlıklı ve doğal beslen, hayatı sev, hayata değer kat. Çok güzel, ama bunlar stresle baş etme yöntemleri değil ki… Yüksek kaliteli yaşamın olmaz ise olmazları. Doktorumuz bilmeli ki, bay stressör söz konusu çok kıymetli ve kaliteli eylemlere de, stresini bulaştıracak ve stresi katlanırken diğer grup üyelerini de aciz taciz edecektir.
Ben iddia ediyorum ve inanıyorum ki stres diye olumsuz bir eylem yoktur. Tembel, kötümser, ümitsiz, su-i zan besleyen, olumsuz yaklaşan, hiçbir hünerini geliştirmeyen, asalak, kıskanç, kavgacı, gerilimci, sürekli olumsuzlukları kaşıyan, atalet içerisinde yani; kaliteli yaşamın bütün hırsızlarına kendini tutuklatmış, stresi sığınma limanı olarak gören, mızmız, çevresine kendisini avutturan kalitesi lime lime olmuş insanlar vardır.
Sabır, tevekkül, tebessüm, affetme, hoş görme, sevgi, saygı, çalışkanlık, aşk, huzur, heyecan, cesaret, sürekli öğrenme isteği olan, sağlığına olağanüstü özen gösteren, tüm insanları ve canlıları karşılıksız seven ve onlarla barışık yaşayan, vatanperver, yiğit, sorumluluklarını ve görevlerini zamanında etkin, verimli ve rasyonel bir şekilde yerine getiren, varsa şükreden, yoksa sabreden, bütün tedbirleri almasına rağmen yine de başına olumsuzluklar gelirse; çözmek için canla başla çalışan, hikmetinden sual olmaz diyebilen, hayırla karşılayan, sorunları tarafımızdan çözülerek bilgelik basamakları olarak gören pozitif ve inançlı insanların hiçbir strese toslama ihtimali yoktur.
Günümüzde bazı yetersiz insanlarımızın stres olarak balıklama atladıkları sorunlara bir göz gezdirelim: Tembellik yap işleri biriktir, iki ayağın bir pabuca girsin, işleri karıştır. Suçlu stres değil sensin. Başarmak için çok ve akılcı çalışmak gerekir. Başkaları çalışıp başarılı olurken, sen başarısız ol ve strese gir. Oh ne ala… Hiç dişlerini fırçalama, doktora kontrole ve bakıma gitme, dişleri çürüt, ağrılardan ve tamir bakımdan maddi ve manevi olarak strese gir. Başka girecek yer bulamadın mı?
Trafikte, affedersiniz, çok özür dilerim ile çözülebilecek bir sorunu, hiddet ve şiddetle amip gibi çoğaltarak, soluğu hastane, karakol, adliye ve yoğun bakımda alanlar strese sakın sığınmayın…  Suçlu siz siniz.
Öfkesini kontrol edemeyenler, benim genlerim böyle, babam da öfkeliydi diye deli dumrulluk yapanlara haddini bildirmeye çalışanlar, stresin sizi çok sevdiğinin farkında mısınız???
Bir aşka gelip vücudunun yarıdan fazlasına bir kamyon dolusu para vererek kalıcı dövme yaptıranlar, arkadaşlarının çoğu beğenmeyince daha fazla para verip de söktüremeyenler, stres sizleri de çok sever.
Anne babaları sağ iken yeterli ilgiyi göstermeyip, sözde çok kaliteli bahaneler bularak, onlar aniden ahirete irtihal edince saçını başını yolanlar, siz saten stres üreticisisiniz. Kusura bakmayın…
Patronuna güya hakkını aramak için gereksiz yere karşı çıkan ve işten kovulan birisi, zaten stres batağına gömülmüştür. Muhtemelen işten nasıl haksız kovulduğunu yakın çevresine günlerce anlatacak ve onları da strese sokmaya ve kendisine yoldaş bulmaya çalışacaktır.
Yüksek kaliteli bir hayat yaşamaya gayret eden pozitif yaklaşımlı bir kimse, kaliteli yaşamın bütün olumlu faktörlerini üzerinde taşıyarak ve aynı zamanda hırsızlarından da kendini koruyarak mutlu, huzurlu, şükürlü, tevekküllü bir hayat yaşayacaktır. Peki devenin üzerinde bö sokunca ne yapacağız. Yaşlı adamcağız dinlenmek için uygun bir yere oturur omzuna öldürürcesine reklam tabelası düşer ve ölümden döner. Demek ki oturup kalkacağımız yere bile azami özeni gösterip, gerekli tedbirleri alacağız.
Kaliteli insan, için zor diye bir şey yoktur. İmkansız biraz zaman alır. Hani seven sevdiğini asla bırakmaz, yüz tane olumsuzluk olsa da, kalmak için mutlaka bir tane sebep bulabilir diyorduk ya. Kaliteli insan da her olumsuzlukta bir güzellik, her krizde bir FIRSAT, her hatada bir gelişme ve tecrübe bulabilir, bulmalıdır, bulmak zorundadır.
Güneş batarken ağlayanlar, yarın yine doğacak diye ümidini kaybetmeyip, planlama yapanlardan her zaman daha fazla streslidirler. Yaratıcımız “ben hiçbir kuluma taşıyamayacağı bir yük yüklemem” demiştir. Hayırdır: inanmıyor muyuz yoksa???

Selam, sevgi ve dualarımla. Allah’a (cc) emanet olunuz.