Minik kuş üşümüş Yağan karlardan korkmuş Yokmuş onun sahibi Karnını doyuracak sığınacak kimsesi
Bir müzik aletiyim Notaları kaybolmuş telleri kopmuş Çalmak istesem de çalamam Notalar okyanusunda kayboldum Nefesim kesildi boğuldum Hayatta neler oluyor diyecek kadar Şaşırdım dondum öldüm sanki Acı var içimde yanıyor yüreğim
Mevsimine göre seçersin karpuzu portakalı, Gönlüne göre seçersin esmeri sarışını, Aklına göre verirsin kararını, Bazen akıl bazen mantık kazanır. Bazen de alırsın usul usul havanı Portakalın ekşi karpuzun kelek çıkar.
Yeni yılı büyük umutlarla bekledik Ne dilersek olacak ne istersek gelecek Dünya değişecek sandık
Yeni yılı büyük umutlarla bekledik Ne dilersek olacak ne istersek gelecek Dünya değişecek sandık
Çocuğun gözyaşında Yağmurun damlasında Hüzünlerin kucağında Kendimi buluyorum
Aşklar sevdalar hep yalan Yaşanan yalnız hayalde kalan Yalan temel üzerine kurulan Dünya yalan Görmedim gerçek olan
Ne ummuştum ne buldum Yıllarca bekledim durdum O kadar çok bekledim ki Beklediğim neydi unuttum
Orta Asya steplerinde, Kâh at sırtında kâh çadırda, Türk’ün soyu, boyu tüm dünya da! Kâh yörük kâh Türkmen Kimi Kerkük’te kimi Türk ocağında...
Zengin doğdun anandan Yüz bulamadın babandan Hoşlanırsın ormandan Bu ne güzellik" BE OSMAN"
Ela gözlerinde dizi dizi yaş, Döküldü kirpikten yavaş yavaş. Geride bıraktığım yıllara dönüp baktım, Biraz hüzün , biraz sevinç... Bahtım kara mıydı ak mıydı Bilemedim.
Zaman mekân anlamını yitirdi, Dönen bir çarkın içindeyim sanki, Dönüyorum dönüyorum, Neredeyim ne haldeyim bilmiyorum, Döndükçe dağılıyor kayboluyorum
Sabah sessizliğini bozan martı sesi vapur düdüğü Boğazda şıpırtılar var birde ezan sesi İstanbul uykuda küçük bir çocuk gibi Yorgun sakin telaşsız
Sarı güzellik dalgası sararken tabiatı Bahar meltemiyle gelir güzel kokuların Ellerdeki mimozalar süslerken vapurları
Elimi yakarken sıcak kestaneler Uçuş uçuş yağan karda Yürümek çok hoşuma gider Beynimde oluşur Ümitler vadeden çeşit çeşit düşünceler Avuçtaki kar taneleri gibi Her biri bir tarafa savrulur Erir kaybolur gider Ümitlerle hayallerle beslenen İsteklerimiz yarınlardan Vesile olsun hayırlara temennisiyle Sürüp gidiyor. İnsan bu çelişkiler yumağı Bir yanı ister bir yanı nefret eder Önündekiler dururken Mutluluğu hep uzaklarda arar Gönlümüz görür gözümüz görmez Karnımız doyar ruhumuz doymaz Ne güzellik yetiyor ruhu doyurmaya Ne de parayla alınıyor mutluluk huzur Tanrının yazdığı kader kitabına göre İnsan hayatını Kaderinin kuklası olarak yaşar
Güzel yaşamak sanat hakkıyla bilinmeli Martavalla olmuyor yüreğinde köz gerek Yürüdüğümüz yolun tozları silinmeli Maya temiz olmalı sinesinde öz gerek
Ukrayna’da savaşa giden babaya Gözyaşlarıyla sarılırken kız çocuğu Öyle bir bakış attı ki dünyaya,
Nehirler hep aşağı yuvarlanarak akar Coşkun ırmaklar gibi akmalı mıyım sence Bazı insanlar özden ciğer yakarak bakar Gözlerimi dikerek bakmalı mıyım sence