Minik Kuş

Minik kuş üşümüş Yağan karlardan korkmuş Yokmuş onun sahibi Karnını doyuracak sığınacak kimsesi

Feryat

Bir müzik aletiyim Notaları kaybolmuş telleri kopmuş Çalmak istesem de çalamam Notalar okyanusunda kayboldum Nefesim kesildi boğuldum Hayatta neler oluyor diyecek kadar Şaşırdım dondum öldüm sanki Acı var içimde yanıyor yüreğim

Mevsimine Göre

Mevsimine göre seçersin karpuzu portakalı, Gönlüne göre seçersin esmeri sarışını, Aklına göre verirsin kararını, Bazen akıl bazen mantık kazanır. Bazen de alırsın usul usul havanı Portakalın ekşi karpuzun kelek çıkar.

Hayal ve Gerçek

Yeni yılı büyük umutlarla bekledik Ne dilersek olacak ne istersek gelecek Dünya değişecek sandık

Yeni Yıl Hayalleri

Yeni yılı büyük umutlarla bekledik Ne dilersek olacak ne istersek gelecek Dünya değişecek sandık

Figan

Çocuğun gözyaşında  Yağmurun damlasında Hüzünlerin kucağında Kendimi buluyorum

Doğru

Gönül pembe ister, aklım mavi İnatla çekişirler ileri geri

Yalan Dolan

Aşklar sevdalar hep yalan Yaşanan yalnız hayalde kalan  Yalan temel üzerine kurulan  Dünya yalan Görmedim gerçek olan

Fani

Ne ummuştum ne buldum Yıllarca bekledim durdum O kadar çok bekledim ki Beklediğim neydi unuttum

Türk

Orta Asya steplerinde, Kâh at sırtında kâh çadırda, Türk’ün soyu, boyu tüm  dünya da! Kâh yörük kâh Türkmen Kimi Kerkük’te kimi Türk ocağında...

"Be Osman "

Zengin doğdun anandan Yüz bulamadın babandan Hoşlanırsın ormandan Bu ne güzellik" BE OSMAN"

Hayat

Ela gözlerinde dizi dizi yaş, Döküldü kirpikten yavaş yavaş. Geride bıraktığım yıllara dönüp baktım, Biraz  hüzün , biraz sevinç... Bahtım kara mıydı ak mıydı Bilemedim.

Şükür

Zaman mekân anlamını yitirdi, Dönen bir çarkın içindeyim sanki, Dönüyorum dönüyorum, Neredeyim ne haldeyim bilmiyorum, Döndükçe dağılıyor kayboluyorum

İstanbul

Sabah sessizliğini bozan martı sesi vapur düdüğü Boğazda şıpırtılar var birde ezan sesi İstanbul uykuda küçük bir çocuk gibi Yorgun sakin telaşsız

Mimozalar

Sarı güzellik dalgası sararken tabiatı Bahar meltemiyle gelir güzel kokuların Ellerdeki mimozalar süslerken vapurları

Kukla

Elimi yakarken sıcak kestaneler   Uçuş uçuş yağan karda   Yürümek çok hoşuma gider   Beynimde oluşur   Ümitler vadeden çeşit çeşit düşünceler   Avuçtaki kar taneleri gibi   Her biri bir tarafa savrulur   Erir kaybolur gider   Ümitlerle hayallerle beslenen   İsteklerimiz yarınlardan   Vesile olsun hayırlara temennisiyle   Sürüp gidiyor.   İnsan bu çelişkiler yumağı   Bir yanı ister bir yanı nefret eder   Önündekiler dururken   Mutluluğu hep uzaklarda arar     Gönlümüz görür gözümüz görmez   Karnımız doyar ruhumuz doymaz     Ne güzellik yetiyor ruhu doyurmaya   Ne de parayla alınıyor mutluluk huzur       Tanrının yazdığı kader kitabına göre İnsan hayatını Kaderinin kuklası olarak yaşar

Yorgun

Gönülde sonbahar oldu, Gençlik rüzgarı esti esti, Çabucak geçti,

Biz Gerek

Güzel yaşamak sanat hakkıyla bilinmeli Martavalla olmuyor yüreğinde köz gerek Yürüdüğümüz yolun tozları silinmeli Maya temiz olmalı sinesinde öz gerek

Savaşa Meydan Okuyan Kız

Ukrayna’da savaşa giden babaya Gözyaşlarıyla sarılırken kız çocuğu Öyle bir bakış  attı ki dünyaya,

Yakmalı mıyım Sence

Nehirler hep aşağı yuvarlanarak akar  Coşkun ırmaklar gibi akmalı mıyım sence Bazı insanlar özden ciğer yakarak bakar Gözlerimi dikerek bakmalı mıyım sence