Zeki HACIİBRAHİMOĞLU

Avukat

Ziya Paşa ve Ben…

Sevgili okurlarım son zamanlarda Ziya Paşayı okumaya başladım. Her gün Ziya Paşa’dan biraz okumasam rahat edemiyorum. Onun içinde yazımın başlığını Ziya Paşa ve ben olarak yazmak zorunda kaldım.

Şimdi kimdir bu Ziya Paşa diyeceksiniz önce Ziya Paşa’yı size kısaca tanıtayım. Ziya Paşa 1825 yılında İstanbul’da doğdu. Osmanlı döneminin önemli şairlerindendir. Birçok vilayette valilik de yapmış en son 1880 yılında Adana valisi iken 55 yaşında orada vefat etmiş ve Adana Ulu Camii haziresinde toprağa verilmiştir.

Ziya Paşayı okuma hevesi bana nereden geldi bilemiyorum. Ancak bir gece rüyama girdi ve tam bir saat sohbet ettik. Ziya Paşa bana diyor ki İnsanın ihtiyacı bir lokma ekmeğe olduğu halde bu ihtiyaç derdi ile uzun uzun çekişme nedir? Kuvvetlinin zayıfı telef etmesi kaidedir yerde, havada, denizde bu savaş vardır.

Zengin naaşı leş gibi zelil ve düşkündür, mirasa konan ve ölü yıkayıcı akbaba gibi sabırsızdır. Alçak fesatçı karıştırıcı sohbet meclisinde makul olur. İyi nasihatler veren bir adamın sözleri kimsenin hoşuna gitmez. Bir zavallı geçimi temin edemez. Bir zalimin her işi yolundadır. Eğer ceza gününün mahkemesi korkun varsa adalet terazisini elinden bırakma. Yarasa kuşunun gözü ışıktan incindiği gibi cahillerde bilgili ve faziletli olanları çekemezler.

Süleyman peygamberin tahtının havada seyrettiğini söylerler o saltanatın yerinde şimdi yeller eser. Her kimin ırk ve cevherinde bayağılık varsa sanki en büyük bir sadrazamda olsa onlardan bir iyilik bekleme. Nice garip müneccim gökte yıldız arar da gafletinden yolunun üzerindeki kuyuyu göremez.

Sözle dünyayı düzenlemeye kalkanların evlerinde bin türlü ihmalcilik izleri görülür. İnsana cebir ve şiddet görse de gene de sadakat yaraşır. Çünkü doğruların yardımcısı Allah’tır. Hak meydanda iken hüküm vaktinde insan olana gizli maksatları için hükmü değiştirmek layık mıdır?

Ey kötü iş işleyen fenalık yapan eşek bu ne alçaklıktır ki birkaç kuruş için bütün ömründe alçaklık çekersin. Din, ırz ve namus alet edilerek elde edilmiş olan mala lanet olsun. Her hilekâr adamdan vefa bekleme, çok hacıların putları koltuklarının altından çıkmıştır.

Dünyayı ararsan binde bir adam bulamazsın adam görünce eşekleri adam mı sanırsın? Ey günlük dünya devleti için iftihar eden zat dünyayı sana teslim olunmuş mu sanırsın? Kibre sebep ne? Yoksa sen vezirim diye kendini çok itibarlı ve kudretli mi sanırsın?

Makam sahipleri af ile müjdelenmiş midir? Ceza kanunları acize mi mahsustur? Milyonlar çalan yüksek mevkidedir birkaç kuruş çalan kürek cezasına çarptırılmaktadır. Zenginler için dinde imanda paradır. Namus ve hamiyet sözü fukarada kaldı. İkbal için dostları çekiştirmek yeni çıktı. Dostları düşmanlara zemmetmek zarafet sayılmaktadır.

Sevgiliyi yabancılara şikâyet etmek yeni çıktı. Hırsızlara ikram ve inayet yeni çıktı. Gerçi doğru söyleyenden evvelce de nefret olunmuştu. Fakat hainlere riayet etmek yeni çıktı. Bütün bu kanunlar gazetelerde ilan olunur halkı sözle refaha kavuşturmak yeni çıktı. Aciz olanın en açık hakkı verilmez arkası olanları her yerde himaye etmek yeni çıktı. Gayretli bir adama taassup isnat olunur dinsizlere teveccüh göstermek yeni çıktı.

Devletin geri kalmasına sebep Müslümanlıkmış bu rivayet eskiden yoktu, yeni çıktı. Her işimizde milleti unutarak frenklerin fikirlerine uymak yeni çıktı. Ey rüşvet alıp rüşvet verenler bu ne alçaklık aşağılıktır. Birkaç kuruşa hayat boyu alçaklık aşağılık çekersin.

Ziya paşa ile sohbetimiz böyle devam edip gidiyordu. Bir ara fırsatını bulup Ziya Paşaya dedim ki, paşam senin söylediklerin 150 sene öncesinde kaldı. Maşallah ülkemiz değişti, modernleşti. Yeni icatlar çıktı, yeğenler, yiyenler çoğaldı. Devlet toprakları, devlet bankaları satılıyor.

AB diye bir şey çıktı hayal ülkesi gibi bir şey AB’ye girersek sanki her şey günlük gülistanlık olacak. Hiç kimse aç kalmayacak, din ve eğitim değişecek. Yabancı vakıflar Türkiye’de istediği gibi at koşturacak. Papa büyüklerimizi ziyaret etti herkes rahat bir nefes aldı. Papa büyüklerimizi takdir etti bizi AB’ye almaları için çalışacağının söyledi.

Dinler arası diyalog diye bir şey çıkardılar. Dinimizi AB’ye uydurmaya çalıştılar. Yöneticilerimiz gömlek değiştirdi! Türk milletine sövenlerle iş birliği içerisine girdiler. Türk milletine sövenlere dünya devletleri ödül veriyor. Bizim yöneticilerimizde bunlara alkış tutuyorlar. 

Paşam şimdi sizde olduğu gibi rüşvet yok rüşvet kaldırıldı artık devlet büyüklerimiz anasının çıkınından buldukları milyarlarla çocuklarının düğününde toplanan paralarla geçinip gidiyorlar! 6 aylık maaşı ile 13 villa satın alanlar çocuklarının bir dikili ağacı yok diyenler davulu delen jaguarlarla dolaşıp Türkiye’nin değişik bölgelerinde arsa kapatanlar 150-200 kilo altını zar zor biriktirenler. Dinozor seviciliğiyle milyon dolarlar götürenler iktidar olabilmek için kumar borcu olmayan kişiliğini aşmış adamlar arayıp 11 milletvekilini transfer ederek 11’de bakanlık vermek suretiyle dürüstlük örneği sergileyenler.

Tam istim üzerine ediyordum ki, Ziya paşadan “Oh oh maşallah, iyi iyi“ sözlerini duyar duymaz uyandım. Uyandım ama henüz bu günlere gelememiştim. Esas şenlik bundan sonra başlayacaktı!

Bütün bu olanlara engel olamadığım gibi bundan sonra Ziya Paşa ile rüyada meselelerimiz için sohbet edebileceğimi de sanmıyorum ve keşke benim söylediklerim rüya olsaydı diye düşündüm.

Maalesef Ziya Paşada 150 sene sonra söyledikleri de gerçekti benim de 150 sene sonra söylediklerimde gerçekti. Bu gerçekle yaşamaya devam devam edeceğiz.

Tanrı Türkü korusun ve yüceltsin. Ne mutlu Türküm diyene…