Prof. Dr. Ersin Nazif GÜRDOĞAN

Akademisyen

engurdogan@gmail.com

Düz Dünyada Bir Ülke Savaşırken Bütün Ülkeler Savaşırlar

Amerika gibi ülkelerin, ürün ve hizmet üretiminden daha çok, paradan para kazanmaya dayanan, sanal finans ekonomisine önem vermeleri, bütün dünyada ekonomik krizler yol açmaktadır. Sınırların dış etkilere karşı koruyuculuğunu yitirdiği bir dünyada, Amerika ya da Çin ekonomisinin öksürmesi, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, bütün ülkelerin ekonomilerini yatağa düşürmektedir. Dünyada yaşanan finansal krizler, ülkelerin ekonomik ve kültürel açıdan birbirlerine, ne kadar bağımlı olduğunu göstermektedir.
Siyasal sınırları ortadan kaldıran küreselleşme olgusu, bütün ülkeleri, geçmişte benzeri görülmedik bir biçimde, birbirine bağımlı hale getirmiştir. Sınırsızlaşan dünyada ülkelerin gücü, ekonomik bağımsızlıktan değil, dünya ekonomisiyle bütünleşmiş, ekonomik bağımlılıktan kaynaklanıyor. Güçlü ekonomiler, başka ülkelerle hem ithalat hem de ihracat bağları kurmasını bilen ülkelerdir. Dış pazarlarla bağlarını koparan ülkeler, iç pazarlarının canlılıklarını koruyamazlar.
Dünyada en çok tartışılan konuların başında, küreselleşmeyle gelen yararlar ve zararlar geliyor. Yıldan yıla büyük bir hız ve yoğunluk kazanan küreselleşme, üretim gücünü büyütmek isteyen ülkeleri, başka ülkelerle ekonomik bağlarını koparmaya değil, güçlendirmeye zorluyor. İster Batı’nın Doğu’nun pazarlarına açılması olsun, isterse de Doğu’nun Batı’nın pazarlarına açılması olsun, her gün yeniden başlayan yarış, çok boyutlu sürekli bir yarıştır.
Ülkeler yarışı her gün kazansalar da kaybetseler de, ertesi gün yarışa yeniden başlamak zorundadırlar. Bir gün yarışa katılmamak, ülkelerin ürün, hizmet ve bilgi üretme gücünde, büyük aksamalara yol açar. Küresel ya da küyerel, yarışın dışında kalan ülkeler, yarışta üstünlüklerini yitirirler. Soğuk Savaş döneminin ekonomi, politika ve kültür paradigmaları, büyük bir değişikliğe uğramıştır. Dünyada kendine yeten, birbiriyle alışverişi olmayan hiçbir ülke yoktur.
Birbirleriyle savaşan ülkelerin yerine, birbirleriyle yarışan ülkeler geçmiştir. Ülkelerin korkusu, başka ülkeler tarafından yok edilmek değil, ekonomik, siyasal ve kültürel alanlarda rakip ülkelerden geri kalmaktır. Yeni yüzyılda, bütün ülkeler, ekonomik, siyasal ve kültürel alanlarda birbirine bağlıdır, ortak alanları bağımsız alanlarından kat kat fazladır. Dünya bir  gökdelene dönüşmüştür. Gökdelende bir ülke değil, bütün ülkeler vardır.
Bilgisayarlar gibi, ülkeler de birbirlerine bağlandılar. Ancak denetim tek bir ülkenin ya da ülkeler grubunun elinde değildir. Artık Harvard için iyi olan, yalnızca Amerika için değil, Harvard’ın bilimsel ve teknolojik çalışmalarından yararlanan, bütün ülkeler için de iyidir.
*
Ekonomik ve kültürel alanlarda, ülkelerin hem iyiliklerinden, hem de kötülüklerinden, bütün ülkeler etkilenmektedir.
*
Dünyada her ülke yerel düşünüp, küresel davranmasını öğrenmek zorundadır.
*
Dünyada Doğu ülkeleri savaşırken, Batı ülkeleri barış içinde yaşayamazlar.
*
Anadolu'da denildiği gibi: "Bir göz ağlarken, bir göz gülmez."