Dr. Zülfikar ÖZKAN

Avukat - Yazar - NLP Trainer

zulfikarozkan@hotmail.com

Anlamsız İş, Mutsuz Ediyor!

Mutluluk, hayattaki her şeye, insana, doğaya karşı yaratıcılıktan, özgünlükten, yoğun ilişkiden, farkındalıktan, heveslilikten kaynaklanmalıdır. Mutluluk üzüntüyü dışlamaz. Hayata tepki veren insan bazen mutludur bazense üzgün. Önemli olan tepki vermektir.
Anlamlı olmayan işler yapmak kişiyi mutsuz ediyor. Bu bakımdan mutlu olmak için işimize anlam katmalıyız. İşimizin bir amacı, anlamı olmalı. 
Ericm Fromm anlamlı iş konusunu ne güzel anlatıyor:
“ Günümüz insanının işi büyük ölçüde anlamsız kalıyor, çünkü işiyle bir bağı yok kişinin. Kişi, büyük bir bürokrasi tarafından yönetilen büyük bir makinenin, sosyal makinenin giderek bir parçası haline geliyor. Bence Amerikalılar, işlerinden bilinçsizce ve sıklıkla nefret ediyorlar. Çünkü enerjilerinin çoğunu kendi içerisinde bir anlamı olmayan bir şeye harcadıklarını hissediyorlar. “
İşimize anlam katmak mutluluğun kapısını açıyor. Anlamlı iş yaptığının farkında olan kişi mutlu olabiliyor. Fromm’a göre mutluluk “Mutluluk, hayattaki her şeye, insana, doğaya karşı yaratıcılıktan, özgünlükten, yoğun ilişkiden, farkındalıktan, heveslilikten kaynaklanmalıdır. Mutluluk üzüntüyü dışlamaz. Hayata tepki veren insan bazen mutludur bazense üzgün. Önemli olan tepki vermektir.”
Boş insan mutlu olamaz. İkinci Dünya Harbinden önce Almanya’da işsizliğe bir çare bulmak için bir takım boş gezen adamları toplayıp onlara güya iş gördürüyormuş hissini vermek için delik fıçılarla su taşıtmışlardı. Sabahtan akşama kadar delik fıçıya su taşımış olan adam düşüncelerini şöyle dile getirmişti (Rado): 
“Hayatımda bundan daha büyük bir işkence tasavvur edemiyorum. Faydasız ve lüzumsuz bir insan haline geldiğimi ilk defa o günlerde hissettim. Üç gün çalıştıktan sonra aç kalmayı göze alarak delik fıçıya su doldurmak teklifini katı surette reddettim.”

Kaynaklar
 Erich Fromm ile Mike Wallace Röportajı (1958-Türkçe Altyazılı) Çev. Ümid Gurbanov, 05 Ağustos 2019.
Şevket Rado, Eşref Saat, ( İstanbul, Doğan Kardeş Yayınları, 1956), s. 83