Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Gaspıralı İsmail Bey

11 Eylül 1914:  Kırım’lı Türk gazeteci, yazar, düşünür ve eğitimci, Kırım’ın Bahçesaray şehrinde vefat etti. Doğumu: Bahçesaray, 1851.

Gazeteci, yazar, fikir adamı ve eğitimci Gaspıralı İsmâil Bey, Kırım’ın o dönemdeki başşehri Bahçesaray’da 1851 yılında dünyaya geldi. Çıkarmış olduğu Tercüman Gazetesi, Romanya’dan Kazakistan’a, Ufa’dan Mısır’a kadar Türk soyundan insanın yaşadığı geniş bir coğrafyada ilgi ile takip ediliyordu. 

İlkokulu, bulunduğu köyün Müslüman mektebinde, enstitüyü Akmescid’de bitirip önce bir askerî okula, sonra da Moskova’da Harp Okulu’na girdi. Okuldaki panislâvist düşünce akımlarından rahatsız oldu. O Türk’tü ve Türkler aleyhindeki fikirlerin karşısındaydı. Girit’te Rum isyancıları etkisiz hâle getirmeye çalışan Osmanlı askerlerine katılmak üzere Türkiye’ye gelmek için okuldan kaçtı. Maksadı anlaşıldı ve Odesa’da gemiye binerken yakalandı. Böylece Çarlık Rusyası’ndaki öğrencilik hayatı sona erdi.

1868’de Bahçesaray’a dönerek Zincirli Medrese’de Rusça öğretmenliği yaptı. 1872’de; İstanbul, Viyana, Münih ve Stuttgart üzerinden Paris’e gitti. Orada çeşitli işlerde çalıştı. Sonunda, ünlü bir Rus yazarına asistanlık yaptı. Yaptığı hiçbir iş O’nu tatmin etmiyordu. İdealinde Osmanlı Ordusu’nda zâbit olmak vardı. Bu idealini gerçekleştirmek için 1874’te tekrar İstanbul’a geldi. Başvurularına bir yıl süre içerisinde olumlu cevap alamadı. 1878’de tekrar Kırım’a dönüp Bahçesaray Belediye başkan yardımcısı olarak çalışmaya başladı. Ertesi yıl belediye başkanı oldu. Bu görevde 5 yıl kaldı.

Gözlemci bir insandı. Gördü ki Kırım’daki Türk soydaşları kabuğuna çekilmiş, kaderine râzı olmuş bir çâresizlik içerisindedir. Onları uyandırmak, Türk olduklarını hatırlatmak ve Türklük şuurunu yerleştirip geliştirmek gerektiği kanaatine vardı. Bu kanaati kendisine bir hedef, bir ideal olarak belirledi. Hedefine ancak gazete çıkarmakla ulaşabileceğini düşündü. Gazete çıkarmak için gerekli izni alabilmek maksadıyla, bıkmadan ve yılmadan 3 yıl mücâdele etti. Sonunda, Türkçe yazıların tamamının Rusça olarak da gazetede yer alması şartıyla istediği izni aldı. Gazetenin ilk nüshâsı, 10 Nisan 1883 tarihinde yayınlandı. Adı: Tercüman idi. Gaspıralı’nın Tercüman Gazetesi, ölümünden sonra da kızı Şefika Gaspıralı tarafından yayınlanmaya devam etti. 3 Şubat 1918’de kapandı. Gazete, Balkan’lardan Doğu Türkistan’a, Kazan’dan Mısır’a kadar...  Türk insanının bulunduğu her yere ulaşıyor ve okunuyordu.

İsmail Bey, gazetesini rahatça basabilmek için Bahçesaray’da bir matbaa kurmuştu. Matbaada kendisi ve kızı çalışıyordu. Hürriyetlerin son derece kısıtlı olduğu Rusya’da, çok sıkı kontrol altındaydı. Yılmadı. Ayrıca kaleme aldığı kitapları da aynı matbaada bastı. Kitaplarında ve gazetedeki makalelerinde, Türklük şuurunu geliştirmeye çalışıyor, eğitim reformu konusuna ağırlık veriyordu.

Eğitim reformu konusundaki düşüncelerini ilk defa Bahçesaray’da açtığı bir okulda uygulamaya koydu. Yeni bir metot kullanarak kırk günde Türkçe okuma yazma öğretme taahhüdünde bulundu. Sistem başarılı oldu. Zaman içerisinde geliştirildi ve Rusya’da yaşayan Müslüman Türklerin bulunduğu her bölgede bir okul açıldı. Usul-i Cedid adı verilen metotla eğitim veren okulların sayısı kısa zamanda 5.000’i aşmıştı.

1905 yılına gelindiğinde Rusya’da karışıklıklar çıktı. Çar 2. Nicolay, bir miktar serbestiyet tanımak mecburiyetinde kaldı. Bu fırsattan yararlanan İsmail Bey, Müslüman Türkleri, yaşadıkları bölgelerde teşkilâtlandırdı. Bölge organizasyonlarını da bir çatı altında toplamayı hedefliyordu. Bu çalışmaların sonucunda, Rusya’da yapılan genel seçimde, Rusya parlâmentosuna 25 milletvekili gönderme imkânı bulundu. Yine serbestlik ortamından yararlanılarak Tercüman yalnız Türkçe olarak yayınlandı, Rusça bölümü kaldırıldı. Bahçesaray’da Müslüman Türk kadınları için Âlem-i Nisvân – Kadınlar Dünyâsı, çocuklar için Âlem-i Sıbyan – Çocuklar Dünyası ve ayrıca mizah amaçlı  Ha ha ha  isimli dergileri çıkarttı.

Bu arada İsmail Bey, Rusya’daki bütün Müslüman Türkler için ilköğretimin mecbûrî olmasını, Türkler için orta okullar açılmasını ve bu okullarda sâdeleştirilmiş Osmanlı Türkçesi okutulmasını gerçekleştirmeye çalışıyordu. 1907’den itibaren Rusya’da hürriyetler eskisinden daha fazla kısıldı. Gaspıralı, çalışmalarını Rusya dışında yürütmeye başladı. Mısır’a ve Hindistan’a gidip Usûl-i Cedid’i oralarda da tanıtıp okullar açtı. Tercüman’ın yayınının durdurulmaması için çok dikkatli yazıyordu.

Gaspıralı, Türkiye’de de çok iyi tanınıyordu. İkinci Meşrutiyet’ten sonra kurulan İttihat ve Terakki Hükümeti kendisine âyân üyeliği teklif etti. Gaspıralı, sağlık sebepleriyle olsa gerek, teklifi kabul etmedi. Kısa bir süre sonra da, 11 Eylül 1914’de Bahçesaray’da fâni dünyâya vedâ etti. Cenâze törenine dünyânın dört bir tarafından gelen Türklerin yanında Rus aydınları da katıldı. 10.000 kişilik bir kalabalıkla Kırım Hanlığı’nın kurucusu Hacı Giray Han’ın türbesi yanında toprağa verildi.