Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Dil Bahisleri -12

Şehir kelimesinin yerine ‘kent’ kelimesinin konulması isteniliyor.  Kent kelimesinin karşılığı Dîvânu Lugati’t-Türk’de ‘köy’ olarak verilmiştir. ‘Şehir’ mânâsında kullanılması yanlıştır.

Şurası muhakkak ki ‘şehir’ yerine ‘kent’ dersek kıyamet kopmaz. Hatta tek odalı bir köy evinden veya asırlık muhteşem bir saraydan ufacık sıva parçası bile dökülmez. Fakat şehir kelimesini mezara gömdüğümüzde Ahmet Hamdi Tanpınar’ın muhteşem eseri, Türk kültürünün o eşsiz ‘Beş Şehir’i, 1999 Gölcük depremi ile birlikte hatırlanan Veli Göçer binalarının yıkıntıları altında kaybolup gider. ‘Hayal Şehir’ den ‘Şehr Emini’ne ve ‘Yenişehir’den ‘Bahçeşehir’den ‘Eskişehir'e kadar neler kaybedeceğimizi düşünün. ‘Viranşehir’ bile kalmaz elimizde. Üstelik ‘Köylü kentli’ sözündeki o kent kelimesi Türkçe değildir.

Güzelim şehirlerimizi köy hâline getirmek isteyenler! Sizler köyde yaşamak istiyorsanız 40.000 köyümüz var. Niçin gidip onlardan birinde yaşamıyorsunuz?

KONALGA (?!)

Böyle bir kelimemiz varmış. ‘Konaklama yeri’ demekmiş.                                                                                                                           

Kuş gibi konmak’tan geldiği intibaını uyandırıyor. ‘Kuşların konaklama yeri’ olabilir mi? Bu durumda, ‘tavukların tüneme yeri’ olarak ‘kümes’ yerine ‘tünelge’ kelimesine de ihtiyaç var.

Türk dil bilgisi kaidelerine aykırı kelime türetenler / uyduranlar için çok lüzumludur.

Onlar, aç kalabilirler, açıkta kalamazlar. Onlara ‘tünelge’ lâzım!

Uydurduğunuz kelimelerle ortalığı kararttınız. Haydi buyurun tünelgenize girin…