Ders Kitapları ve Lisan Meselesi

Değerli Cumhurbaşkanımız, 18 yıl gecikmeyle de olsa, 20 Ocak 2021 tarihli beyanatlarında lisan ile alakalı olarak ezcümle,

- “Diline sahip çıkmayan milletler tıpkı kökleri kuruyan ağaçlar gibi esen rüzgarlar karşısında devrilmeye mahkumdur.”

- “Maalesef kültürümüzün taşıyıcısı olan dilimizi ihmal ettik”

- “Dilde sadeleştirme niyetiyle çıkılan yolda Türkçemiz tarihin en büyük katliamına maruz bırakılmıştır”

- “Şayet millet olarak bizim bir kültür davamız varsa, öncelikle Türkçeden başlamamız gerekiyor”

- “Kültür ve sanat adamlarımız başta olmak üzere, bütün kalem ve kelam erbabından dilimize sahip çıkmalarını istiyorum” demek suretiyle, harika tespitlerde bulunmuşlardır.

Ancak muhterem Başkanımızın lisanımıza bu kadar ehemmiyet veren konuşmasına mukabil, halen vazife yapmakta bulunan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ise, 14 Eylül 2019 tarihli gazetelerde yayımlanan beyanatında aynen, şu cümle yer almaktadır. Bu konuşmasında “60 bin özel gereksinimli bir bireyin hizmet aldığından” bahsetmektedir. Öğretmelerin amiri Milli Eğitim Bakanı olduğuna göre, öğretmenler haliyle ve hiç şüphesiz, Milli Eğitim Bakanının dediğini yapacaklar ve onun yolundan gideceklerdir.

Ayrıca muhterem Cumhurbaşkanımız daha önce Trump Tower'in açılış merasiminde; AVM'ler, mağazalar, işyerleri, markalar ve lüks sitelerdeki yabancı isimlerden rahatsız olduğunu da açıkça söylemişlerdi. Ancak buna rağmen, bu güne kadar bir tek AVM' de, tek bir sitede isim değişikliği olmadığını görmek bizi ziyadesiyle üzmektedir.

****

AK PARTİ İKTİDARINDA YERLİ VE MİLLİ OLMAYAN EĞİTİM

AK PARTİ 19 yıldır iktidarda olduğu halde, Müslüman Anadolu halkının kimyasına uymayan fen kitaplarının hemen her sayfasında, materyalist ve ateist fikirlerin empoze dildiği görülmektedir. 2019 – 2020 eğitim öğretim döneminde okutulan 3, 4 ve 5. sınıf fen kitaplarında, canlı varlıkların yaratıcı olmaksızın kendiliğinden olduğu, yaratıcı dememek için akıl ve mantığı hiçe sayan ifadelere yer verildiği görülmektedir.

İlim adamlarının tanıtıldığı Fen 4. sınıf kitabında, Türk- İslam alimlerinin hayatlarının olmadığı, Mimar Sinan gibi bir dehanın dahi yer almadığı tespit edilmiş bulunmaktadır.

Millî Eğitim Bakanlığı ders kitaplarındaki materyalist bakış açısına son vermelidir.

Bir mühim mesele de şudur ki, okullarda okutulan ders kitaplarında halen yaşam koşullarından” bahsedilmektedir. Bugün artık yaşam, amaç, neden, yanıt, kanıt, tanık, olanak, olasılık, anımsamak, önlem gibi nesebi gayri sahih kelimeler her tarafı işgal etmiş bulunmaktadır.

Bu ve buna benzer kelimelerin yaygınlaşmasında maalesef devlet kurumu olan TRT ve okullarda öğretmenler başı çekmektedir. 18 yıldır bu kurumlar, AK PARTİ Hükümetinin tayin ettiği idareciler tarafından yönetilmektedir. TRT kurumu ile ders kitaplarına sahip çıkmak suretiyle, meseleyi esastan halletme imkânı yok mudur? Bu kurumların düzelmesi için hangi partinin iktidara gelmesi beklenecektir?

Bu gün, devlet ricalinden çok azı hariç, sebep kelimesini kullanan neredeyse kalmadı. Ağzını açan konuşmasına o nedenle diye başlamaktadır.  Ayrıca çok calibi dikkattir ki, hakimlerin yazdığı mahkeme kararları da aşırı derecede uydurma olarak tabir edilen kelimeler ile yazılmaktadır.

****

OKULLARDA EN TEMEL DİNİ BİLGİLER NEDEN ÖĞRETİLEMİYOR?

Bir mesele daha var ki, yürekler acısı bir durum arz etmektedir. O da şudur: Bundan birkaç gün önce internette bir sokak röportajı seyrettim.  Röportajı yapan karşısındaki muhatabına soruyor, Müslüman mısınız? Bu soruya muhatap olan ve en az 25 – 30 yaşlarında olduğu tahmin edilen vatandaş, hiç tereddüt etmeden evet Müslümanım diyor.  Verilen bu cevap üzerine,“peki Öğle Namazı kaç rekattır?” diye sorulduğunda ise alınan cevap 4 rekattır oluyor, Arkasından “gusül abdesti almayı biliyor musunuz?” sorusuna da “bilmediğini ve bu güne kadar hiç gusül abdesti almadığını” söylüyor. Bu vatandaş muhtemelen evli ve çoluk çocuk sahibi birisi olabilir. Hatta öyle ki, bazıları da bu arada ateist olduklarını, hiçbir dini inançlarının olmadığını söylüyordu.

Bildiğim kadarıyla Orta Öğretimde talebelere Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersleri mecburi ders olarak okutulmaktadır. Mecburi olarak okutulan bu dersler, bir talebeye temel bilgi olarak, Öğle Namazının kaç rekât olduğunu ve gusül abdestinin nasıl alındığını öğretemiyorsa, başka hangi bilgileri öğretiyor, doğrusu çok merak ediyorum.

****

Netice itibariyle, lisanımızın yapısına uymayan uydurma kelimeler güzel Türkçemizin ahengini bozmakta ve aynı zamanda da dede ile torunu birbirini anlayamaz hale getirmektedir. Halbuki, Türkçemiz dünyanın en güzel ve ahenkli lisanlarının başında gelmektedir. Üzülerek ifade edeyim ki, Türkçe ’de yapılan lisan katliamı dünyanın başka hiçbir ülkesinde yapılmamıştır.

Değerli Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettikleri gibi, başta kültür ve sanat adamlarımız olmak üzere, bütün kalem ve kelam erbabının lisanımıza sahip çıkması icap etmektedir.