Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Hocalı Katliamı

Ermeniler, 1992 yılında 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gece kadim Türk yurdu Karabağ’ın Hocalı şehrinde katliam yaptı. Hocalı Katliamı’nda Azerbaycan Türklerinden 613 kişi katledildi. İnsanlık dışı vahşi cinâyetlerle öldürülenlerin 106’sı kadın, 63’ü çocuk yaşta idi.

Dağlık Karabağ Bölgesi’nde bulunan Hocalı Kasabası’ndaki vahşet eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB)’nin silâhlı kuvvetlerine ait 366. Alayın desteğinde gerekleştirildi. Rus ordusundan aldıkları silahlarla Ermeniler tarafından düzenlenen saldırılarda, insanlık târihinin son dönemlerdeki en büyük dramı yaşandı.

Olayların içerisinde bulunan bir canlı şâhit şunları anlatıyor:

‘25 Şubat Günü Ermeni Silahlı Kuvvetleri bizi kasaba meydanın yakınlarındaki Ermeni mezarlığında topladılar. Genç erkekleri bizlerden ayırıp bir duvar dibine dizdiler. Bunlar sürgünde olan Ahıskalı Türklerdi. Bunların kafalarına ateş eden Ermeniler daha sonra onların başlarını keserek gövdelerinden ayırdılar. Bebekleri babalarının gözü önünde süngülere takarak meydanda dolaştırıyorlardı. Aman Allah’ım o ne korkunç manzaraydı. Kızların gözlerini tornavida ile oydular yaşlıların kollarını dirseklerinden kesiyorlardı. Büyük bir çukur açarak ölüleri kepçelerle oralara atıyorlardı.’

Azerbaycan üzerindeki oyunlar çok eskilere dayanır. Yakın tarihlerde de bu oyunlar aynen devam etti. Bunlardan en önemlisi Hocalı Katliamı’dır. Stalin 1937 yılında bugünkü Ermenistan topraklarını Nahçıvan ile Azerbaycan arasına yerleştirirken tek bir maksadı vardı: 'Türkiye ile Kafkasların ve dolayısı ile Türk dünyasının bağlarını Türkiye’den koparmak.’

1980'li yıllarda Gorbaçov'un başlattığı Glasnost ve Prestroika hareketi, en önemli oyununu Kafkaslarda sahneledi. Dağlık Karabağ'da Ermeniler 'Tarihi Büyük Ermenistan’ için harekete geçti. 1988 yılına gelindiğinde Dağlık Karabağ'da bir çam ağacını kesen Ermeniler ile Azerbaycan Türkleri arasında çatışmalar başladı. Rusya, bir taraftan Ermenistan’ı destekleyip Türklerin kanını döktürürken, kendisi de boş durmuyordu. 1990 Ocak ayında Kızıl Ordu tankları, bağımsızlık ateşini söndürmek için Bakû'ye girdi. Ancak Azerbaycan Türkleri artık geri dönmeyi düşünmüyordu. Ve Azerbaycan'ın her yerinde ayaklanmalar başlamış, Azadlık Meydanı’nda milyonlarca insan Kızıl Ordu tanklarına karşı mücâdele veriyordu. Sokaklar kan gölüne dönmüş, yüzlerce şehit verilmişti.

Ruslar, 25 Şubat gecesi, bölgede bulunan askerlerle Karabağ’ı kuşattılar. Böylece dışarıdan gelecek yardımların yolu kesilmiş oldu. Silâhlı Ermenilerin şehre girmesini sağladılar. Gece sabaha kadar devam katliamda, şehir halkından yakalanabilenler katledildi. Köy halkının hiçbirinin silâhı yoktu. Ermeniler ise modern silâhlarla saldırıyorlardı. Kışın şiddetli soğuğu ayrı bir dertti. Çocuklar ve yaşlı kadınlar, dağ yollarından bütün güçleriyle Ağdam’a doğru kaçıyorlardı. Hiçbir taraftan yardım alma imkânları yoktu. Önceden tedbir de alınmamıştı. Sokaklarda vahşice kulakları kesilmiş, gözleri çıkartılmış cesetler vardı. Hâmile kadınların karınlarındaki bebeler kesilerek öldürülmüş, Azerbaycan Türkleri ile Ahıskalı Türkler sadece Türk oldukları için öldürülüyordu. Batı medyası Hocalı katliamına ait resimleri ve filmleri görmüyor, Türk ordusunun Ermenistan sınırındaki tatbikatın fotoğraflarını ve görüntülerini soruyordu.