65 Yaş Üstü Yaşlıların Maruz Kaldığı Sıkıntılar Tahammül Sınırlarını Aştı

Bilindiği üzere, salgın hastalık sebebiyle 65 üstü yaşlılara 20 Mart 2020 tarihinde kesintisiz olarak üç ay süre ile sokağa çıkma yasağı getirilmişti.

Konulan bu yasak öyle bir yasaktı ki, yaşlıların evlerinin önüne dahi adım atmalarına izin verilmiyordu. Atma cesareti gösterenlere ise, anında para cezası kesiliyordu. Bu sebeple bu üç aylık dönem, yaşlılar için çok büyük sıkıntılar içerisinde geçmiştir. Hatta öyle ki, bazı yaşlılar hareket kabiliyetlerini kaybettiği gibi psikolojik rahatsızlıklara da maruz kaldılar. Tabii ki, bu arada vefat edenlerde oldu.

Şehirler arasındaki seyahatlerde son derece tahdit edilmişti. Bu cümleden olarak birçok kimse bulunduğu yerlerden uzun süre ayrılamadı. Adeta bulundukları yerlerde mahsur kaldılar. Bu meyanda bende Denizli’den dönerken uğramış olduğum Balıkesir’de tam üç ay ikamet etmek mecburiyetinde kalmıştım.

Balıkesir deki üç aylık mecburi ikametten sonra ancak, İçişleri Bakanlığından izin almak suretiyle İzmit’e dönebildim. O tarihlerde İçişleri Bakanlığının almış olduğu, hiçbir haklı mesnedi olmayan bir genelgesine göre de şahsi de olsa arabaya, arabayı kullanan dahil üç kişiden fazla kimse binemiyordu.  Farz-ı muhal dört kişilik bir ailenin bir ferdinin ayrı bir araba ile gelmesi icap ediyordu. Bu durumu o tarihlerde İçişleri Bakanlığına yazdı isem de bir cevap alamadım.

İzmit’e geldiğimiz ilk günlerde hiç değilse akşam üzeri saat 18’e kadar sokağa çıkma imkânımız vardı. Fakat daha sonraları ne oldu ise, 65 yaş üstünde bulunan vatandaşlara sabah saat 10 ile öğleden sonra 13 arasında olmak üzere, sadece üç saatlik sokağa çıkma müsaadesi verilmiştir.  Üstüne üstlük, bu da yetmiyormuş gibi birde bütün toplu ulaşım vasıtalarına binmeleri yasaklanmış bulunmaktadır.

Yaşlıların maruz kaldıkları bu kısıtlamaların hiçbir haklı sebebi ve makul bir izahı yoktur. Bu yasaklamalar yaşlıları adeta kanunsuz bir şekilde ev hapsine mahkûm etmek, onları işe yaramaz diyerek toplumun dışına atmak manasına gelmektedir. Halbuki, bu günkü şartlarda 65 yaş, insanların en verimli ve faydalı oldukları bir yaş grubunu teşkiletmektedir. Hele birde hali hazırda ülkeyi idare eden Devlet ricalinin, Milletvekilleri dahil yaş durumları nazarı itibara alındığı takdirde yapılan haksızlık ve adaletsizlik çok bariz bir şekilde görülecektir. Bilindiği üzere, Anayasanın 10. Maddesine göre “Kanun önünde herkes eşittir.”

Görünen o ki, Anayasa maddesi değil, “bazıları daha eşittir” kuralı geçerlidir.

Halihazırda, verilen üç saatlik sokağa çıkma müsaadesi mucibince hiçbir işimizi halledemiyoruz. Şöyle ki, toplu ulaşım vasıtalarına binmek yasak olduğu için gidiş ve dönüş olmak üzere verilen sürenin en az iki saate yakını yolda geçmektedir. Birde gittiğimiz yerlerde bazı hallerde yarım saat kadar kuyruklarda beklemek mecburiyetinde kalmaktayız. Bu durumda işlerimizi halletmek için büyük sıkıntılara maruz kalmaktayız.

Geçen hafta bir iş icabı, mecburi olarak çarşıya gitme lüzumu hasıl oldu. Gideceğim yer ikamet mahallime en az 10 Km civarında. Mecburen yürüyerek gittim. Biraz da çarşıda dolaştıktan sonra geri dönmeye başladım. Fakat dönüş yolunun yarısına kadar geldikten sonra ayaklarım yoruldu, adım atacak mecalim kalmadı. Yolumun üzerinde metro istasyonu vardı. Belki bindirirler ümidiyle gittim. Fakat ne kadar ısrar etti isem de bindirmediler. Tabii ki, çok üzüldüm.

Şimdi kendinizi benim yerime koyun, kararınızı ona göre verin. Kimse bana “taksi tutup gitseydin” demesin.

Zorlukla eve dönebildim. O günden beri bacaklarım ağrıyor. Halen yürümekte zorlanıyorum. Adeta hareket kabiliyetimi kaybettim.  Bu durum sadece benim ile alakalı bir mesele olmayıp, 65 yaş üstünde bulunan birçok arkadaşın da başına gelmiş bulunmaktadır.

Bundan birkaç gün önce bir TV kanalında seyrettim. İstanbul Mecidiyeköy Metro İstasyonunda, 65 yaş üstünde olan bir adam metrobüse binmek istiyor, fakat bindirmiyorlardı. Adam doktor olduğunu, hastaneye gideceğini söyledi ise de derdini anlatamadı, zaten anlayanda olmadı. Belki doktor olması hasebiyle sokağa çıkma müsaadesi vardı, fakat metrobüse binme müsaadesi olmadığı için binemedi. İstasyonda çaresiz bir şekilde ortada kala kaldı. Esasen metrobüse binme müsaadesi diye bir şeyde yok. Şayet 65 yaşın üstünde olan bir kimse isen, zinhar hiçbir toplu ulaşım vasıtasına binemezsin

Netice itibariyle, ifade etmek istediğim husus şudur ki, 65 yaş üstü vatandaşlara haksız bir şekilde büyük bir zulüm, hatta işkence yapılmaktadır. Bunu anlamak mümkün değildir.

Yaşlılarla niçin bu kadar uğraşılıyor? Yaşlılar kendilerine yapılan bu haksız uygulamaları hak etmediklerini düşünüyorlar. Hiçbiri, istisnasız olarak, yasakları koyanlara teşekkür edip, Allah razı olsun dememektedirler.

Bu böyle biline.