Yaman ARIKAN

Dilbilimci - Yazar

Kur’ân Nedir?

(ON ALTINCI BÖLÜM)

Bir gün, Semerkand'ın büyük âlimlerinden Ebu Hafs'a bir adam gelir ve:

- Oğlum beni dövdü, incitti. der.

Bir oğulun babasını dövmesine hayret eden ve bunu havsalasına sığdıramayan Ebu Hafs, acaba yanlış mı anladım diyerek sorar:

- Fesubhânellah! Oğul mu babayı dövdü?

Adam, "Evet oğlum beni dövdü, incitti" diye tekrarlar.

Bundan sonra Ebu Hafs ile gelen şahıs arasında şu konuşmalar geçer:

- Oğluna ilim - irfan öğrettin, terbiyelerdin mi?

- Hayır!

- Kur'ân'ı, Kur'ân esaslarını ve Kur'ân ahlâkını öğrettin mi?

- Hayır!

- Seni niçin dövdüğünü biliyor musun?

- Hayır, bilmiyorum.

- Ne iş yapar oğlun?

- Çiftçidir, ziraatle meşgul olur.

- İhtimal ki oğlun sabahleyin kalkmıştır. Tarlaya gitmek üzere öküzleri önüne katarak eşeğine binmiş, köpeğini de peşine takmış ve yola koyulmuştur. Bu esnada başlamıştır türkü söylemeğe. Sen de itiraz etmişsindir. İşte bu sırada seni öküz sanıp vurmuştur....

Yeni Fetihlere Doğru

Tarihimizin hemen hemen tamamına yakın kısmı, bir FETİHLER VE DESTANLAR TARİHÎ'dir. Madde de ve mânâda fetihler ve destanlar. Veya madde ile mânânın müşterek fetih ve destanı... Esasen, mânâdan yoksun fetihler, gerçek birer fetih olamaz, olsa olsa talan olur, yıkım - yıkma olur, vahşet olur, insanlığa ve medeniyete darbe olur. Nitekim başka milletlerin tarihinde ancak bu ifâdelere lâyık hareketler pek çoktur. İnsani hasletlerin görülmediği bu hareketlere "vahşilerin vahşet hareketi" demek daha doğrudur.

Türk milletinin fetih hareketlerinde dâima bir kudsiyet vardır. Onda esas tema; insanî yüce hasletler, insanî yüce duygulardır. Fethin mâddi yönü ise, bu yüce duygu ve hasletlerle daha da yücelmek ve ötelere ulaşmak için bir vâsıtadan ibârettir. Fakat bununla beraber, yine bu mekân üzerinde de herhangi bir tahribâta meydan verilmez.

Kısaca ifade edersek, "Türkün fetih hareketleri, Allah'ın yarattığı varlıklara saadetler saçarak sonsuza sıçrayış hareketleri"dir.

Fetih hareketlerimizin, ulvî gâyesine uygun olarak hedeflerine varabilmesi için, isâbetli bir anlayış ve tatbikat içinde bulunması gerekir. Allah'ın kâinatında mevcut varlık ve işleyiş kanunlarına uygun bir anlayış ve davranış içinde hareket etmeyen fetih hamleleri muaffak olamaz. İki pehlivan düşününüz. Bunlardan biri gerekli idmanları yaparak ve güreşte rakibe tatbik edilecek bir takım oyunları da öğrenerek kendisini hem bedenen hem de bilgi ve hareket yönünden iyice yetiştirmiş olsun. Diğeri ise bunlardan birini veya her ikisini de ihmal etsin. Bu durumda, çok kuvvetti bir ihtimalle, vâkıaya uygun hareket etmeyen ikinci pehlivan, bu ihmalinin neticesi olarak mağlubiyetle karşılaşacaktır. (DEVAM EDECEK)