Doç. Dr. Süleyman COŞKUNER

Kaliteli Yaşam Uzmanı

suleymancoskuner@hotmail.com

Kimin Kimle İmtihan Edileceği Belli Olmaz

Togan bey, bu Pazar biraz keyifsizdi.
Üst düzey bir kamu yöneticiliğinden emekli olalı 10 yıl olmuştu. Emekliliğinin ilk yılları boşluğa düşmemek için, Türk sanat müziği kurslarına gitmiş, bir de ud öğrenmek istemişti. Sesi çok güzel olmadığı için, korolarda bir varlık gösterememişti. Ud öğrenmek ise onu çok yoruyordu. 
Bu Pazar koro ve ud derslerine gitmek istememişti. Hanımı torun bakmaya gittiği için evde yalnızdı. Sabah kahvaltı dahi yapmak istemedi. Simitçiden bir simit alırım deniz kenarında bir bankta oturur yerim.
Hem de denize doğru, temiz havada biraz oksijen alır, başımı dinlerim diye düşündü.
Fırın kafeden simit ve üçgen peynir aldı. İnşallah sahilde bir seyyar çaycı bulurum diye ümit ederek yürüdü.
Yürüyüşünü biraz uzattı ki sabah sporu olsun.
Denize karşı manzarası en güzel, iki kişilik bir belediye bankına oturdu. Simidine başlamadan nefes egzersizleri yapmaya başladı. Hem belki seyyar çaycı da gelebilirdi.
Simidinden bir lokma alır almaz bir davetsiz misafir:
- Selamün aleyküm abeyyy.
- Aleyküm selam kardeşim. (Bir bu eksikti diye geçirdi kafasından).
- Nasılsan babeyyy?
- İyiyim çok şükür. Sen nasılsın?
- Ben de eyiyim eyi.
Derken izin dahi istemeden bankın öbür ucuna ilişti.
Toğan bey, kafasını dinlemek istiyordu. Hiç kimsenin sohbetini çekecek ve cevap verecek psikolojide değildi.
Misafir ise konuşmaya ve hasbihale çok iştahlı görünüyordu. 
Beklediğinden daha hızlı bir şekilde misafir ilk sorusunu patlattı:
- Abeyyy, bu karlar yağarken her bir tanenin şekli birbirinden farklıymış ve gökten inerken de birbirlerine yapışmıyorlarmış öyle mi?
- Nerden bileyim kardeşim. Ben Oşinoğrafi dairesi başkanı mıyım?
- Ne Ooğgrafi ne oğgrafi?
- Ben anlamam öyle şeylerden.
- Peki daha kolay bir soru sorayım mı?
- ......!!!!!
- Reis 2023 de tekrar seçimi kazanır mı sizce?
- Vay anammm, kolay soruya bak.
- Peki ben sana bir soru sorayım.
- Zor olmasın ama.
- Sen 2023 de hayatta olacak mısın?
- Olacağım tabi. Ne sandın. Melekler bana haber verdi rüyamda. Cumhuriyetimizin 100. Yılı kutlamaları coşkusuna ben de katılacağım.
- Deme yaavv...!!!
- Dedim bilem. Peki sen görecek misin muhteşem kutlamaları?
- Elbette görmeyi çok isterim ama nasip tabi ki.
- Abeyy, nasip kim?
- Amcamın oğlu. Allah Allaaah. Çattık yav...
- Abeyy, neye çattın, anlamadım.
- Hiç bi şeye çatmadım. Askerde tüfek çatardık ya. İşte onun gibi çattık.
- Abeyy, sen müdür müsün?
- Hayır müsteşardım, şimdi emekliyim.
- Ne taşırdın, ne taşırdın???
- Kardeşim, bana biraz müsaade eder misin? Simidimi yiyeyim.
- Ye abeyyy. Elinden alan mı var?
-.........
- Yoksa benim sohbetimden sıkıldın mı abeyyy?
- Hayır sıkılmadım ama....
- İyi de, kovar gibi davranıyorsunmuşun gibi geldi bana.
- Hasbünallaaaah, ve nağmel vekil. Vekilim sensin Yarabbi, sen bana sabır ver.
- Abeyyy, heç gimse istenmediği yerde bir saniye bile durmaz.
- Hah şöööle, nihayet anladın be kardeşim.
Misafirin gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. - Abeeyyy, gidiyorum merak etme. Emme ben senin sohbetinden çok hoşlanmıştım.
Bana değer vermiştin, mutlu ve huzurlu olmuştum. Fakat sonlara doğru sen de beni deli yerine koydun ya.
Bütün dünya başıma yıkıldı şimdi.
Aklı başında bir kimseyle adam gibi konuşamaz, hemen tartışırsınız.
Gizemli birisiyle karşılaşsanız, gizemin hikmetini çözmek yerine hemen ona deli muamelesi yaparsınız. Sizi, beni üzdüğünüz için Rabbimize şikayet etmeye gidiyorum.
Hadi bana güle güle...!!!
- Aman kardeşim beni yanlış anladın lütfen.
- Eyi anladım eyi. Merak etme. Ben deli değilim ki...
- .......
Togan bey sert kayaya çarpmıştı.
Kim Veli, kim deliydi???
AFFET BİZİ YARABBİ.

Selam, sevgi ve dualarımla.
Yüceler Yücesine emanet olalım.