Doç. Dr. Süleyman COŞKUNER

Kaliteli Yaşam Uzmanı

suleymancoskuner@hotmail.com

Bir Zamanlar Kamyoncuydum

Yıl 1979 Temmuz ayı. Erzurum Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi öğrencisiyim. 2'den 3. sınıfa geçtiğim yaz. 

Aynı yıl ağır vasıta ehliyetimi alıp, 15 AT 004 plakalı dingilli Ford D 1210 kamyonumuzla yollardayım.

İstanbul Sirkeci ambarlarının birinden yükümüzü aldık ve Yenikapı Kamyon Garajına doğru gitmek üzere Sirkeci - Halkalı trenine bindik.

Yükümüz, Kaynarca'daki Ytong Fabrikasından sarılacaktı. Manavgat Oymapınar Barajına.

4-5 kamyoncu Kaynarca Ytong Fabrikası önünde buluştuk. Kamyonlarımızı fabrika nizamiyesi dışında uygun bir alana park ettik.

Temmuz sıcağı, sıramızın gelmesini bekliyoruz.

Küçük bir ağaç gölgesinde toplanıp, aşırı sıcaktan korunmaya çalışıyoruz. 

Aniden bir düdük sesi. 

Fabrikanın resmi kıyafetli bekçisi bize doğru geliyor. Sert bir ses tonuyla:

- "Çekilin oradan, arabalarınıza gidin".

Sesin hararetine bakılırsa, sanki bir suç işlemişiz. Bütün arkadaşlar hiç ses etmeden arabalarımıza doğru yürüdük.

Ben aniden geri döndüm ve bekçiye doğru hızla yürümeye başladım. 

Bekçiye iyice yanaşarak:

- "Bizi ağacın gölgesinden niçin kovdun" diye sordum.

- "Yasak" dedi.

- "Kim koydu yasağı? Orası fabrika sınırlarının dışında" dedim.

- "Müdür bey koydu" dedi.

- "Beni müdür beye götürür müsün çabuk" dedim.

- "Niçin? dedi.

- "Bize bu kel ağacın gölgesini neden yasaklamış onu öğreneceğim" dedim.

Yutkundu, bir şey söyleyemedi. 

Sesimi daha da yükselterek:

- "Ne duruyorsun? Sana beni müdür beye götür demedim mi? Fabrikanızın işini işleyecek olan biz kaptanlara bu zulmü neden reva gördünüz?

- "Tamam tamam, ağacın altına geçebilirsiniz".

Olanların hiç birinden fabrika müdürünün haberi dahi yoktu. Muhtemel ki, öyle bir emir de vermemişti.

Bekçi efendi, kendi kurallarını koymuş, durumdan vazife çıkarıp, aklınca bize askerlik yaptırıyordu.

Arkadaşlara seslendim.

- "Gelin buraya ağacın gölgesine..."

Demek ki bazı insanlar, aldıkları yetkiyle, kendilerini bulundukları sahanın hükümdarı zannediyorlar.

Peki, zılgıtı yiyince hemen kamyonlarına giderek, haklarını arama cesaretini gösteremeyen şoför arkadaşlara ne demeli?

Çünkü, kamyoncular koca kamyonlarında tek bir kişi olduklarından, genellikle hep horlanıyorlar.

Çoğu zaman yük zarar gördü bahanesiyle, kiraları kesiliyor. Aç kalırlar, susuz kalırlar, uykusuz kalırlar, hep yorgundurlar, kamyonlarında yatarlar. 

Yorgunlukları hiç umurlarında değildir:

- Bari, azarlanmasalar.

- Bari, hor görülmeseler.

- Bari, aşağılanmasalar.

- Bari adam yerine konsalar...

 

Selam, sevgi ve dualarımla.

Yüceler Yüce'sine emanet olalım.