Dr. Zülfikar ÖZKAN

Avukat - Yazar - NLP Trainer

zulfikarozkan@hotmail.com

Bağışlamanın Şifalı Gücü

Bağışlama, geçmiş bir deneyimin yükünü taşımamak demektir. Bağışlama kendi deneyimlerinizden başkalarını sorumlu tutmama anlamına gelir. Deneyiminizin sorumluluğunu bir başkasına yüklerseniz, güç kaybedersiniz. Bağışladığınızda, başkalarının olduğu gibi,  kendinizi de eleştirip yargılamaktan kurtulursunuz. Hafiflersiniz. 

“Zayıflar hiçbir zaman affedemez, affedebilmek güçlülere mahsustur”  diyor Mahatma Gandhi. 

Bağışlama,  kötülük ve haksızlık edeni, suç veya günah işleyeni bağışlama, cezalandırmaktan vazgeçme demektir.   Af kelimesi, Kur'an'da çoğunlukla suçluya ceza uygulamasından vazgeçip onu bağışlamak anlamında kullanılır.  Yüce Kur’an’da şöyle buyuruyor:  “O takva sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever" (Ali İmran- 134). Affetmek için öncelikle “öfkelerini yutarlar" buyuruyor. Yani hatayı kabul etmeyi ve duyguların kontrolünü emrediyor. 

Yine takva sahibi kimsenin affedici olduğunu vurgulayan Şûrâ suresi 37'inci ayet "Onlar büyük günahlardan ve hayasızlıktan kaçınırlar kızdıkları zaman da kusurları bağışlarlar" diyor.

Affetmek, insanın kendisine olan saygısını arttırıyor, depresyona karşı insanı koruyor, evliliklerde, toplumsal hayatta ve siyasette gerilimi azaltıyor. 

Bağışlayan kişi, yaşanan olayları hatırlar, ama olayların duygu deposunu boşaltır. Affedebilme sürecinde kişi, geçmişten gelen olumsuz duygu yüklerinden kurtulup, özgürleşebilir. Çoğu zaman kişi kendi acılarının farkında oluyor ancak affedeceği kişinin acılarının ve onun da bir kurban olduğunun farkında olmuyor. Ancak affetmek öğrenilip, duygular ifade edilince, insanın üzerinden çok ağır bir yük kalkıyor. “Seni affediyorum!” cümlesiyle, yitip giden hayatlar etkili bir şekilde kurtarılabiliyor. 

Affetmenin gücü her insanın içinde var ama başka herhangi bir beceri gibi önce fark edilmesi, sonra ortaya çıkarılması ve en sonunda da denenmesi gerekiyor. Affetmek zaman alıyor ama bir süre sonra doğal bir eğilime dönüşüyor. 

Affeden kişi şöyle düşünüyor:  “Hepimiz insanız. Hatasız kul olmaz. Hiç kimse mükemmel değildir.  Hak ettiğim sevgiyi, değeri ve saygıyı bana verememiş olmanı affediyorum. İmkânın olduğu halde daha başka türlü davranamadığın için seni affediyorum. Yaptığın şey çok ama çok yanlıştı ama hatalarını affediyorum, seni affediyorum…” Kişi kendini affedince ruhu ve bedeni huzur bulabiliyor. 

Hz. İsa'nın çarmıha gerilerek ölmeden önceki şu sözleri bağışlamanın önemini vurgulamaktadır:  “Baba, onları affet, onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar."