Doç. Dr. Süleyman COŞKUNER

Kaliteli Yaşam Uzmanı

suleymancoskuner@hotmail.com

İdam Sehpasına Türkü Söyleyerek Giden Kadın

1959 yılında Sivas'ın Haydarlı köyünde kayınbiraderi ile birlikte kocası Mahmut SARIKAYA'yı öldüren, Sivas Cumhuriyet Meydanında  idam edilen Durdu SARIKAYA'nın hikayesidir.

25 Aralık 1960  tarihli Milliyet Gazetesinden, Ahmet Turan'ın GÜREL'in yazısından öğreniyoruz.

Durdu'yu 18 yaşlarında gelinlik bir kız iken, görücü usulü ile Mahmut'a nişanlarlar. 

Ancak Durdu'ya nişanlısını henüz göstermemişlerdir. Durdu nişanlısını görmek ister. Ancak, Durdu'ya çok yakışıksız olan asıl nişanlısı Mahmut'u değil, daha yakışıklı olan  kayın biraderini gösterirler. Durdu gösterilen genci çok beğenir. Düğün hazırlıklarına başlanır. Durdu, Mahmut'u ilk gördüğünde, "bana gösterilen nişanlım bu değil" diye itiraz eder.

Fakat annesi ve yakın akrabaları, Durdu'ya, "sen yanlış görmüşsün, artık ortalığı bulandırmayalım" diyerek, Durdu'yu sustururlar.

Düğün olur, gelin koca evine gelince, önceden kendine gösterilen yakışıklı genci görünce, 

"Bu kim? diye sorar.

"Senin kayın biraderin" derler.

Durdu, Ona olan sevgi ve ilgisini saklayamaz. Aile bu durumu fark eder. Hemen Mahmut'a Sivas merkezde bir fabrikada iş ayarlayarak, Durdu'ları köyden ve aynı zamanda kayın biraderden uzaklaştırırlar.

Mahmut'un işi, 15 gün iş, 15 gün izin şeklindedir. Mahmut' işte olduğu bir zamanda, Durdu kayınını eve çağırır ve sevdaların yaşamaya başlarlar.

Mahmut ansızın rahatsızlanır ve fabrikadan eve gönderilir. Durdu, kocasının ansızın geldiğini görünce, kayınını saklar ve kocasını yatak odasına alır. O gece Durdu ile kayını işbirliği yaparak, Mahmut'u öldürürler.

Kayını cenazeyi bir beyaz çuvala koyarak, şehrin dışında bir dereye atar. Sabahleyin Durdu, kocam kayboldu diye feryadı basar. Güvenlik güçleri alarma geçerler. Sabah cenazeyi çobanlar bulurlar ve emniyete haber verirler.

Emniyet, gece bekçilerini toplar ve durumu anlatır. Bekçilerden ikisi, geceleyin bir kişinin beyaz bir çuvaldaki ağır bir yükü, dağa doğru götürdüğünü gördüklerini söylerler.

Durdu ve kayını tutuklanırlar ve ikisi de idama mahkum olurlar. Durdu hamiledir  ve çocuğunu hapiste doğurur.

İdama itiraz edilir ama üst mahkeme aynen tasdik eder.

Kayınbirader Kars, Durdu Sivas hapishanesinde yatmaktadırlar. Durdu, Sivas'ta, kayını Kars'ta aynı saatte idam edilecektir.

Cumhuriyet meydanında idam sehpası kurulur. İdam gömleği giydirilir.

Durdu'ya son arzusu sorulur: 

"Kelepçemi çıkarın" der. Çıkarmazlar tabi.

O zaman sesli bir şekilde şöyle bir türkü söylemeye başlar:

"Darağacı yollarında, kelepçe kollarında"...

Sehbanın yanında hüküm tekrar okunurken, "yeter artık, kaç defa dinledim bunu, bitirin artık" der, sehpaya çıkar ve türküye devam eder:

"Beyaz gömlek giydirdiler, bu sehpaya bindirdiler".

Not: Bana anlatan Üçkapılar'da Sivas'lı Mustafa Usta kardeşimdir. Mustafa, 6 yaşındayken bu olaya şahit olmuş canlı tanıktır.