Zeki HACIİBRAHİMOĞLU

Avukat

Bizim Anlamını Bilmediğimiz Deyimler…

Son zamanlarda medyada bazı sözler duyuyoruz. “Ali Dibo, Hortumcu, Baron, Komisyoncu, Pastadan pay alma,1211 sayılı kanuna tabi olma, Bal tutan parmağını yalar, Arkasında dayısı var.”

Bu deyimleri duyunca manalarını bilmediğim için manalarını öğrenmeye çalıştım. Meğer neler varmış neler!!!

Ali Dibo; Devlet ihaleleri ile ilgili bir deyim. Çok iyi yalakalık ve yağcılık yaparak ihaleleri devlet büyükleri ile anlaşarak dostlara, akrabalara aktarmak ve ondan da pay alan kişilere verilen ad imiş!

Hortumcuya ben tarlayı sulayan bir kişi, hortumu da onun için kullanılan bir alet olarak biliyordum. Meğer hortumcu bankaların içini boşaltan kişiye hortumcu denirmiş.

Baron kelimesinin anlamını hiç bilmiyordum. Meğer baron dünyada ve Türkiye’de gençleri uyuşturucu ticareti yaparak zehirleyen, devletin önemli yöneticileri ve onların çocukları ile çalışan uyuşturucu trafiğini de dünyada ve Türkiye’de yöneten devlet yöneticilerinin yanında fotoğraf çektirip onların yanlarında olduğunu belirtmek isteyen patronlara Baron denirmiş

Komisyoncu; Hiç işi gücü olmayan yöneticilerin akrabası veya devlet yöneticileriyle arası iyi olan aldığı yüzdelerin paylaşımını iyi bilen çok muhterem kişilermiş.

Pastadan pay almak; pastadan pay almayı da önemli günlerde kutlamalarda yapılan pasta kesme ziyafetinin payına düşeni alma olarak biliyordum. Meğer devletin malları satılırken elde edilen paradan payına düşeni alan uyanıklar için kullanılan bir deyimmiş.

1211 sayılı kanuna tabi olmayı da hukukçu olduğum halde bilmiyordum. Bir bürokrat hukuki bir işime bakarken “Siz 1211 sayılı kanuna tabisiniz.” Dedi anlamadım. Çünkü benim işimin böyle bir kanunla ilgisi yoktu. Ne diyorsun diye sordum? Bürokrat; “Çok safsınız çıkar cebinden bir kağıt para hangi kanuna göre çıkartılmış bir bak dedi.” Bu parayı vermeden işin olmaz dedi!

Bende sizi anlamıyorum. Türkiye’de devletin görevli memurusunuz bana böyle davranabiliyorsunuz. Hangi cesaretle benimle böyle konuşabiliyorsunuz dedim. Beni böyle yetiştirmediler, dürüst olmamı, namuslu olmamı kul hakkı yemememi öğrettiler dedim. Adam “Bizim karnımızı namuslu olmak doyurmuyor “dedi. Benim kararlı tavrım üzerine geçte olsa işimi yapma zorunda kaldı. Ancak vatandaş bu gibi kişilere karşı kimler tarafından korunacak?

Bal tutan parmağını yalar sözünü birisinin bal yediğinde kaşık yerine elini kullandığı için eline sürülen balın ziyan olmaması için parmağını yaladığını zannediyordum. Meğer adamlar sihirbazlar gibi bir yere tutuyorlar ellerini yalıyorlar. Memleketin önemli yerlerinde araziler, apartmanlar, gemiler, dolarlar, altınlar dolup taşıyor. Bu ne sihirdir ne keramet el çabukluğu marifet!

Arkasında dayısı var sözünden de annesinin kardeşine dayı dendiğini biliyordum. Meğer ne dayılar varmış! Kendi akrabalarını, dostlarını liyakatli olmasa da işin ehli olmasa da bu insanları bir yerlere taşıyanlara dayı deniyormuş!

Bizde bütün bunlara rağmen insanı insan yapan değerlerle onurlu bir şekilde yaşamaya zorda olsa devam edeceğiz.