Dr. Zülfikar ÖZKAN

Avukat - Yazar - NLP Trainer

zulfikarozkan@hotmail.com

Aynı Olayı Farklı Değerlendirme Alışkanlığı

Halk arasında bir söz vardır: “Halka verir talkını (telkini), kendi yutar salkımı.” güzel ve anlamlı bir atasözümüzdür. Başkalarına verdiği öğütlere kendisi uymayan ve hatta tersini yapan kimseler için söylenir.

Telkin, ölüme yakın olan veya ölmüş kişiye, (genellikle bir imam tarafından) ölüm döşeğinde veya mezarı başında, dini inançların ve vecibelerin hatırlatılması anlamında kullanılır.

Çoğu zaman, başkalarına herhangi bir konuda bir işi yapmaması ve ondan kaçınması yönünde görüş bildiririz. Fakat genel olarak bu kalıplaşmış sözlerimize aykırı değerlendirme ve davranışlarda bulunuruz.  

Yaşadığımız çelişkilere örnek verelim: 

• Pek çok insan başkasının çocuğu veya karısı öldüğünde “Adamın kaderi böyleymiş” derken, kendi çocuğu öldüğünde, “Vah başıma gelen!” diye isyan eder. Aynı olay başkalarının başına geldiğinde hissedilen duygu ile kendi başına geldiğinde hissedilen duygu aynı olmaz. 

• Kişi bedeninin bir başkasına teslim edildiğini görürse çok kızar. Ancak aklını karşısına çıkan birine teslim ettiğinde utanmaz, canı sıkılmaz. 

• Kişi başkalarına "Gereğinden önce dertlenmek, gereğinden fazla dertlenmektir (Seneca)” diye öğüt verir ama kendi vaktinden önce üzülür. 

• Çoğu insan yakının kaybeden kimseye “Sabrı cemil ile ilahi hükme boyun eğmeliyiz “der, ancak aynı olay kendi başına gelince saçını başını yolar. 

• Üzüntülü kişilere şöyle ders veren pek çok insan biliriz: “Dünyadaki her şey geçicidir. Üzüntü de sonu olan bir duygudur, bu da geçer. Üzüntü değersiz bir duygudur. Üzüntü bağımlısı olmamalıyız.” Bu güzel öğütlere rağmen kendisi üzüntü veren bir olayla veya kişiyle karşılaştığında üzüntüsü hiç bitmeyecekmiş gibi kendini o acılara kaptırır. Üzüntü bağımlısı olur ve üzüntüyle iç içe yaşar. 

• Şu tür sözleri çok duyarız: “Düşmanlarının kötülükle karşılaşmasına sevinen kişi, kötülüğü seviyor demektir.  Kötülüğü seven insan da kötü bir kişidir. Kötü insan, dostlarının başına gelen kötülüklere sevinendir. ”Bununla beraber bu sözleri diline pelesenk eden pek çok kişi insanların başına gelen kötülüklere sevinir. O kötülüklerde kendisi için teselli arar. Hani bir söz vardır: “Bir kambur başka bir kambur gördüğünde rahatlar."

Kısacası nasihat edenimiz çok ama sohbet edenimiz yok.

Bu farklı yaklaşımlar kişinin bilinç genişliği ile, farkındalık seviyesiyle ilişkilidir. Değerlerine uygun amaçları olanlar bu çelişkileri yaşamazlar veya çok az yaşarlar. Çünkü onlar hayatlarına anlam katarak sürekli gelişirler.