Dr. Zülfikar ÖZKAN

Avukat - Yazar - NLP Trainer

zulfikarozkan@hotmail.com

Kendini İşe Yarar Konuma Getirmenin Önemi

Kendi üzerimizde çalışarak kendimizi işe yarar konuma getirdiğimiz zaman hayatımız anlam kazanır. Kendimizin üzerinde çalışırsak, kendimizi değerli hale getirmiş oluruz. Mutlu, güçlü, bilge, sağlıklı ve etkili bir insanlar işe kendi üzerinde çalışarak sürekli gelişirler. 

Her endişe, üzüntü, öfke, kıskançlık, korku veya başka rahatsız edici duygular hissettiğinizde Yaradan size bir mesaj vermektedir. Kendi üzerinizde çalışmadığınızı ve yüksek bilinç yolculuğunda olmadığınızı söylemektedir. Başka bir ifadeyle siz ilerlemiyor ve gelişmiyorsunuz demektir. 

Hayatta yapabileceğimiz en doyum verici şey bilincinizi (şuurunuzu) genişletmektir. Bilinciniz yükseldikçe iletişim içinde olduğunuz insan sayısı artar, enerjiniz yükselir, kendinizi insanlara yakın hissedersiniz, bilgelik kazanırsınız, evrendeki birliği fark edersiniz, algılarınız açılır. Bu süreçte çevrenizdeki herkesi ve her şeyi öğretmeniniz olarak görürsünüz. Dünyayı eviniz gibi hissedersiniz. Yaşadığınız her ana uyum sağlayarak her dakikanın tadını çıkarırsınız. Her şeye sahip olduğunuzu fark ederek bolluk bilincine ulaşırsınız. 

Bakışlarımızı çoğunlukla dış dünyadan kendi iç programımıza çevirerek bilinç gelişimimizi hızlandırmalıyız. 

İşte size bundan yaklaşık 2100 sene öce yaşamış kendisi bir zamanlar köle olan filozof Epiktetos’tan düşündürücü ve çok anlamlı sözler: 

“CAHİL İNSANIN DURUMU VE KARAKTERİ: Yararın ve zararın kaynağını kendinde değil, dışsal unsurlarda arar.

FİLOZOFUN DURUMU VE KARAKTERİ: Yararın ve zararın kaynağını kendine arar.

İLERLEMENİN İŞARETLERİ: Kimseyi kınamaz, kimseyi övmez, kimseyi suçlamaz, kimsede kabahat bulmaz, önemli biriymiş ya da bir şey biliyormuş gibi kendinden bahsetmez. Kendisine zorluk çıkarıldığında ya da engellendiğine kendini sorumlu tutar. Kendisini övene tebessümle bakar, kınandığında kendisini savunmaz (Epictetos, Enkheiridion,  s. 23).”

“Herkesin hayatında, bir an gelir, içindeki ateş söner. Sonra, bir başka insanla karşılanınca alevlenir (Albert Schweitzer). Bu sebeple kendi üzerinde çalışan insanları vitrine koymamız gerekir ki başkalarına enerji versinler ve onların içlerinde ateş yaksınlar.

İçten- dışa doğru çalışarak kendimiz güçlendirmeliyiz. Proaktif olmalıyız. İnsanları bilincini yükselten Mevlana, Yunus Emre, Hz. Yusuf, Peygamberimiz ve daha niceleri proaktifti. Bu yüksek bilinçli insanları, duygular, şartlar, olaylar ve çevreleri yönetmedi. Onlar reaktif değildi. Onları dikkatle düşünülmüş, seçilmiş ve sindirilmiş değerler yönetmiştir. 

Stephen Covey’in ifade ettiği gibi, sorunun kendi dışımızda olduğunu düşünüyorsak, sorun o düşüncenin ta kendisidir. Sorunu dışarda arayan düşünce ile yola çıkarsak kendimizi  güçsüzlendirmiş oluruz. Enerjimizi her zaman etkili olabileceğimiz alanlara yoğunlaştırmalıyız. Denetleyemeyeceğimiz şartlara ve ilgi alanlarımıza değil. 

İçeriden dışarıya doğru değişimi esas alan proaktif yaklaşımı esas alarak, kendi üzerimizde çalışıp  kendimizi işe yarar konuma getirdiğimizde dünya da çok şeyin değiştiğine şahit olmuş oluruz.