Yaşar RAVANOĞLU AKDAŞ

Halim ile Selim

Mutluluk ormanından çok uzaklarda bir balıkçı köyü varmış. Bu köyde yaşayanların arasında iki balıkçı kardeş varmış. Abi balıkçı olan Halim evli barklı zengin çocukları olan biriymiş. Kardeş Selim de evliymiş ama Allah onlara çocuk vermemiş. Karı koca çok iyi kalpliler imiş fakir oldukları halde herkese yardım ederlermiş. Kazançları azmış ama gönülleri zenginmiş. Abisi Halim ve karısı ise zengin olmalarına rağmen kimseye yardım etmez herkesi bir şekilde kıskanırlarmış. Fakir balıkçı kardeş Selim bir sabah erken uyanmış. Bakmış karısı uyuyor uyandırmaya kıyamamış. Azık torbasına bir elma biraz ekmek koyup yanına almış. Kayığını atlamış ve denize açılmış. Kıyıdan epeyce uzaklaşınca 

-Ya Allah! deyip ağını denize atmış.

Biraz bekleyip çekmiş. Bir bakmış ki ağ bomboş hiç balık takılmamış. Üç kere atmış üçünde de ağ bomboş çıkmış. Bugün kısmetimiz yokmuş buna da şükür demiş. Ağını toplamaya başlamış. Kulağına bir ağlama sesi gelmiş. Bir de bakmış ki ağlara takılan güzeller güzeli bir deniz kızı. O kadar ağlıyormuş ki Balıkçı Selim'in kalbi sızlamış. Kızım demiş neden ağlıyorsun? Bizim çocuğumuz yok seni bize götürürüm evlat ediniriz, evladımız olursun demiş.

Bunun üzerinde güzeller güzeli deniz kızı daha çok ağlamış. 

-Annem ve babam sarayın dışına çıkma bahçede oyna dedi ben onları dinlemedim ve dışarıda ne var diye merak ettim. Sarayın dışına çıkınca da ağa takıldım. Annem beni merak eder ne olur beni bırakın da evime gideyim demiş. Balıkçı kıyamamış ve kızı bırakmış. Kız uzaklaşırken bir ara durup el sallamış ve balıkçı amca her gün sana bir kese altın göndereceğim. Beni kurtardığın yere gel altınını al demiş.

Balıkçı Selim eve dönmüş ve karısı onu kapıda gülerek karşılayıp kısmetimizde bugün ne var diye sormuş. 

Karısına bugün balık tutamadığını söyleyip başından geçenleri anlatmış. Sonra fakir sofralarında bir şekilde karınlarını doyurmuşlar. Balıkçı Selim ertesi gün tekrar balığa çıkmış, kızın söylediklerini de ciddiye almamış. Kızla tanıştıkları yere geldiğinde de boru gibi garip bir ses duymuş. Sesi merak ederken balığın biri kayığa bir kese fırlatmış. Keseye bakmış ki bir de ne görsün içi altın dolu. Balık tutmadan evine dönmüş karısı sormuş yine, bugün kısmetimizde ne var?

-kısmetimiz çok iyi bak sana ne göstereceğim.

-Ne göstereceksin ki ellerin bomboş.

Odaya gitmişler ve altınları karısına göstermiş. İkisi de hala gözlerine inanamıyormuş.

Her gün bir kese altın alan balıkçı Selim zengin olmuş. Abşsş Halim karısına

-Git bak şunlara nasıl da zengin oldular bir anla gel bana anlat.

Halim'in karısı Selimlere gitmiş ve hayrola siz birdenbire nasıl zengin oldunuz çok merak ettik demiş.

Selim'in karısı kötü niyetli bir insan olmadığı için olan biteni anlatıvermiş. Bunun yerine ağabey Halim tarif edilen yere gitmiş. Altını veren balık onu görünce altını vermemiş. Halim buna çok bozulmuş kardeşine durumu anlatmış. Bir süre balık görünmemiş. Ne Selim' e ne Halim'e altın gelmemiş. Bir gün balıkçı Selim balığa çıkınca deniz kızı onu yüzerek karşılamış.

-Artık kese altın yok. Ama sana öyle bir şey vereceğim ki şifresini kimseye söylemeyeceksin. Ve kayığın içine bir değirmen bırakmış. Bunu başla dediğinde başlayacak ve sana hazır tuz verecek sen de bu tuzları satıp zengin olacaksın. Tek bir şartım var bu şifreyi karın dahil kimseye söylemeyeceksin. Peki deyip kabul etmiş.

Selim'in yeniden zenginleşmeye başladığını gören ağabeyi bu sattığı tuzları nereden bulduğunu sormuş. Selim de durumu anlatıp şifreleri söylememiş. Abisi Halim kıskançlığından Selim'in evine hırsız gönderip değirmeni çaldırmış   Abi. Teknesiyle denize açılmış değirmene 

-Hadi değirmenim başla demiş. Değirmen çalışmaya başlamış ama o kadar çok tuz üretiyormuş ki tekne tuzla dolmuş. Halim durumun ciddiyetini fark etmiş tüm bildiği kelimeleri söylese de şifreyi bilmediği için değirmeni durduramamış. Ve aşırı tuza tekne dayanamayıp batmış. Halim boğulurken bile hala bildiği kelimeleri söyleyip değirmeni durdurmaya çalışıyormuş. Değirmen de tekne de Halim de denizin dibini boylamış. Değirmen denizin dibinde tuz çıkarma ya devam ediyor. Denizlerin tuzu bu değirmenden geliyor olabilir mi?  Ne dersiniz?